Piyasadaki herkes birbirine aynı soruyu soruyor; hükümet ne yapmak istiyor, ekonomideki durumu görmüyor mu?
İşin kötüsü; son haftada yaşananlara bakarak, devleti yönetenlerin belli bir planı olduğu ve buna göre hareket ettiğini düşünen sayısı çok az. Bir planı olduğunu düşünenler de, bu yolun çok tehlikeli olduğu görüşünde. Tam bunlar yapılırken, ABD’den seçim, AB’den iç tartışmalar nedeniyle tepki gelmeyeceğini düşünerek bu radikal siyasi adımların atıldığını tahmin edenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP Lideri Bahçeli ile görüşmesinin ardından gelen HDP operasyonunu başlamasının, gelecek tepkilerde MHP ile birlikte anayasa değişikliğine gitme ihtimalini gösterdiğini söylüyorlar. Böyle bir planı olduğunu düşünenler de, iç çatışma dahil çok tehlikeli bir siyasi çizginin hakim olmasından korkuyorlar.
Peki Cumhuriyet gazetesi yazarlarının tutuklanması ve milletvekillerinin içeriye alınması, neredeyse tüm internet erişimine getirilen yasaklar gibi radikal siyasi adımların ekonomideki etkisi çok mu ağır oldu, bu etkiler hükümetin geri adım atmasını sağlayacak boyutlarda mı, bu boyutlara gelir mi?
Bence böylesine küresel bir iklimde yaşanan siyasi gelişmelere ekonominin verdiği tepki çok aşırı değil. Kurlardaki yüksek seyir, borsadaki düşüş seviyesi çok normal çünkü gerçekten büyük olaylar yaşıyoruz.
Yani ekonomik göstergelerde gelinen rakamlar, hükümetin attığı siyasi adımlardan geri dönmesini sağlayacak boyutlarda değil. Bundan sonra çok daha fazla bozulma yaşanır mı derseniz; bence bu tavır aynen devam ederse, çok daha kötü gelişmeler yaşanabilir.
Peki hükümetin bu gidişatı geri çevirme imkanı var mı derseniz; bence bunu sağlamak için artık 1 ay öncesine kıyasla, çok daha radikal, Batı ile uyumu sağlayacak geri adımlar atması gerekecek.
Tam başkanlık tartışmaları ve pazarlıkları yürürken, tüm bunların bu amaçla atılan adımlar olurken geri adım atmak kabul edersiniz ki bir hayli zor.
Bence hükümet de ekonomide tepki bekliyordu ama bu kadarını bekliyor muydu bilmiyorum. Halbuki piyasaya tanıyanlara danışsalar bu tepkinin doğal olduğunu hatta çok daha sert tepkiler gelebileceğini öğrenmeleri gerekirdi.
Şunu demek istiyorum ki; bir plan varsa bile tüm detaylar düşünülmemiş.
Ekonomiye etkilerini azaltmak için hem Başbakan hem bakanlar neredeyse seferberlik halinde toplantı toplantı dolaşıyorlar. Hafta sonunda HDP’nin Meclis faaliyetlerine katılmamama kararı geldi, ardından CHP’nin tepkisi bekleniyor. Buna karşılık pazartesi günü AB Bakanı Ömer Çelik, daha önce kendi aralarında bir araya gelen AB ülkeleri büyükelçileri ile toplantı yapacak.
Tüm bunların yani bu haftada piyasaların seyrinde siyasi haberlerin ağırlık taşıyacağını gösteriyor.
Bu arada Başbakan sürekli işadamları ile görüşüp güven vermeye çalışıyor, teşvikleri anlatıp gelip yatırım yapın diyor, hep birlikte bankalara “faiz indirin baskısı”na devam ediyorlar.
Piyasaya güven vermek adına yaptıkları bu hareketlerin, aslında yurt içinde ve yurtdışında panik havasını daha da büyüttüğünü acaba görmüyorlar mı? Artık işlerin en az yarısının yürütüldüğü internet olmazsa, yerli ya da yabancı yatırımcı nasıl gelip yatırım yapar, hangi teşvik bu ortama cazibe kazandırır?
Özetle; moraller çok bozuk, ileriye dönük bir umut pek gözükmüyor.
Bu gidişat devam ederse, ekonomide bu günleri çok ararız...