Semih Ardıç / Tr724
Türk Lirası’nın kıymeti tarihinin en düşük seviyelerine geriledi. Hal böyle iken ekonomi bürokratları başka bir gezegende yaşıyormuşçasına beyanlarda bulunuyor.
ABD Doları 4.29 TL’ye kadar yükseldi haftanın son işlem gününde. 3 Mayıs’ta 4.15 TL, 4 Mayıs’ta 4.29 TL! Dolar bir hafta evvel de 4.01 TL idi. İstikrar bunun neresinde?
HAZİNE’NİN MALİYETİ KATLANIYOR
Hazine’nin borçlanma maliyeti iki senelik vadede yüzde 15.30 oldu. 10 senelik tahvilde ise oran yüzde 13.76’ya tırmandı.
Piyasada kızıl kıyamet kopmuş Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya yine kayıp. Gerçi faizi geçen hafta yüzde 0.75 artırabildiğine şükrediyordur. Faiz artışına rağmen hâlâ ültimatom yemedi.
TCMB Başkanı Çetinkaya sessiz kalıyorsa mazereti var! Saray her an başına yıkabilir özerklik binasını.
Merkez Bankası’nı sessizliği ile başbaşa bırakalım Hazine’ye geçelim.
Hazine de en az TCMB kadar ağırlığı olan bir müessese. Gelin görün ki Hazine Müsteşarı’nın (Osman Çelik) kim olduğunu, isim ve soyisim beraber tek çırpıda söyleyebilecek on banka genel müdürü çıkmaz.
MÜSTEŞARI, LONDRA’DA FON MÜDÜRLERİ NASIL TANIYACAK?
Türkiye’de banka genel müdürlerinin tanımadığı Hazine Müsteşarı’nın Londra’da milyar dolar büyüklüğünde fonları idare eden Genel Müdürler nezdinde ne kadar ağırlığı olabilir ki! Öyle bir ağırlık kalmadı maalesef.
O koltuklara paraşütle indiklerinden ay başını bekliyorlar. Vaziyeti idare ediyormuş gibi davranıyorlar.
Dolar sene başından beri yüzde 12 arttı. Hele hele son iki hafta döviz kuru şirazeden çıktı. Dolar, TL’ye mukabil saat başı yeni rekorlar kırıyor.
Sadece dolara karşı değil Bulgar Levası, Arnavut leki gibi esamisi okunmayan para birimleri de TL’yi ezip geçiyor.
Bulgaristan’dan otobüslerle Edirne’ye alışverişe gelen Bulgarlar, “Türk Lirası bizim paramıza karşı değer kaybedince buradan alışveriş yapmak daha hesaplı oluyor” diyor. TL ile ne kadar iftihar etsek azdır!
BİR DE KOMPLO TEORİSYENİ BÜROKRATLAR VAR
Ekonomi bürokratlarının kısm-ı azamı dut yemiş bülbül misali. Piyasayı teskin etmek bir yana öyle birinin mevcudiyetinden bile bîhaber yatırımcılar.
Piyasa nezdinde zerre kadar itibarı kalmamış bürokratlar sayesinde artık kendi bildikleri yerden çıkıyor suâller. Sınıfta kalma ihtimalleri sıfıra yakın.
Suskun bürokratların tam zıddı bir cenah var ki onlar hâlâ ‘bizi çekemiyorlar’ sloganını atıyor.
Dolar yükselse bahaneleri hazır: “Saldırı var. Aksi takdirde TL bu kadar düşmez. TL sapasağlam.”
Borsa İstanbul çakılsa aynı cümleleri ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar: “Manipülasyona boyun eğmeyeceğiz. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasına mani olmak için komplo kuranları yakında açıklayacağız.”
BAŞKAN BORSA’DAKİ BALONU İTİRAF ETMİŞ
Bugün onlardan biri yine döktürdü. Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ, şecaat arzederken sirkatin söylemiş.
BIST 100 endeksinin 2013 senesinin Mayıs ayında (iktidar gibi Gezi Parkı hâdiselerini milat alıyor) 40 bin doların üzerinde olduğunu belirtmiş. Şimdi 25 bin dolara kadar gerilemiş.
Hani Borsa rekor kırıyordu? Rekor kırmış hali bile 2013 senesinin gerisinde olduğu halde habbeyi kubbe yaparsanız bir gün o çürük kubbe başınıza yıkıldığında ‘ne oldu!’ deme hakkınız kalmaz.
Borsa Başkanı’na kalırsa endeksin düşmesi icap ettirecek ne şirket tablolarında ne genel ekonomik atmosferde bir problem var! O tabloları okumadığını ancak böyle itiraf edebilirdi.
222 MİLYAR DOLAR NET DÖVİZ BORCUNU UZAYLILAR MI ÖDEYECEK?
Yahu Türk şirketlerinin 222 milyar dolar net döviz borcu var ve dolar günden güne tırmanıyor.
Ülker, Doğuş ve diğer büyük gruplar bankalarla masaya çay-kahve içmek için mi oturdu? Türkiye’nin en büyük holdingleri dahi bankalara, “Döviz kredilerini uzun vadeye yaymazsanız ödeyemiyoruz.” diyor, Borsa Başkanı Karadağ ‘yalan, inanmayın’ mealinde sözler sarf ediyor.
Karadağ, yatırımcıların akıl hocası Standard&Poor’s’un Türkiye’nin kredi notunu 1 Mayıs 2018 itibarıyla Vietnam, Bangladeş ve Makedonya ile aynı seviyeye indirmesine makul bir itiraz getireceğine yine komplonun Everesti’ne tırmanmış.
Neymiş efendim bu not indiriminin iç kurgusu yapılmış. Zira dahilde bunların ortakları varmış. Dış kurguda da bula bula ‘sıfırcı hoca’ S&P’yi bulmuşlar.
S&P SADECE FOTOĞRAF ÇEKTİ
Karadağ AA muhabirinin her sözünü tasdik eden bakışlarından aldığı cesaretle dolu dizgin gitmiş: “Bunları bir arada, bir tarafta kur, bir tarafta faiz, bir tarafta manipülatif, alıştığımız rating kuruluş açıklamasıyla negatif algı pompalayarak endeksi aşağı yönlü hareket ettirip Türk hisse senetlerini ucuza kapatıp seçim sonrasında yüksek kârla satmayı veya Türkiye’ye şu an yoğun şekilde gelmeye devam eden yurt dışı yatırımcı algısını geri çevirebilmeyi hesaplıyorlar.”
Niyet okuyan bir Borsa Başkanı! Seçimin akabinde yükseleceğini nereden biliyor ki böyle bir illiyet kurabiliyor?
Buna mukabil S&P’nin analiz yayımlamadığını iddia etmiş. El insaf! Türkiye ekonomisinin nasıl bir girdaba sürüklendiği madde madde anlatılıyor raporda. Zahmet edip okumamış bile.
S&P ve diğerlerinin hazırladığı raporlar dikkate alınsaydı Türkiye’de faizler vaktinde ve etkili olacak şekilde artırılır, bütçede kemer sıkılır, israfa son verilirdi.
TL dünyada en fazla eriyen para birimi olmuşsa fâilleri hudutların ötesinde aramayın!
BARİ DURMUŞ YILMAZ’A KULAK VERİN
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz sosyal medya hesabından feryat ediyor: “10 yıllık yüzde 13.76, 5 yıllık yüzde 14.69, 2 yıllık yüzde 15.30 olurken dolar/TL 4.29’u gördü. Devam etmesi durumunda büyük sıkıntılar olabilir. O sebeple, güven artırıcı söylemlere ihtiyaç var.”
Yılmaz kimlerin piyasaya güven telkin edeceğini de söylüyor: “Cumhurbaşkanı danışmanları gibi hiç bir kredibilitesi olmayanlar değil, Merkez Bankası gibi yetkililer toplumla iletişim kurmalı.”
Durmuş Bey o koltukta otururken devlet mekanizması tıkır tıkır işliyordu. Bir bilen ak saçlı olarak Durmuş beye kulak verilmesi, tecrübelerinden istifade edilmesi çok mu zor? Siyaset gözleri bu kadar kör etmemeli.
YSK’NIN YAZISINDA SEÇİM TARİHİ 24 NİSAN 2018
Hangi devletten, hangi teamülden bahsediyoruz ki! Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven’in imzası ile yayımlanan tebliğde seçim tarihi olarak ‘24 Nisan 2018 Pazar günü ibaresi yer aldı.
24 Haziran’da yapılacak seçimin hazırlık talimatnamesinde tarihi hatasız yazmaktan aciz hale düştü koca devlet. Seçimlerin şeffaf ve adilane yapılmasına gelene kadar aşmamız lazım gelen çok tepe var.
Seçimi kim kazanırsa kazansın ilk iş olarak IMF’nin son raporunda dikkat çektiği ‘kurumsal kalitede bozulma’ başlığına eğilmesi şart.
Kurumsal kalite yolunda yapılacaklar atla deve değil. siyasetçi edası ile ona buna had bildiren, işine geleni göklere çıkaran, işine gelmeyenin yüzüne kara çalan kerameti kendinden menkul bürokratlardan kurtularak ilk ve en mühim adım atılabilir.
‘Yok biz böyle iyiyiz’ diyenler bilmelidir ki bu kafayla dolar seçimden sonra 4,5 TL de olur 5 TL de.