Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu: “Şu anda Türkiye tamamen kutuplaşmış durumda ve siyasî partilerle farklı toplum kesimleri arasındaki ayrışma yüksek seviyede. Bu durumda ne anayasası yapılabilir? Böyle bir çalışma için seçmenin çoğunun merkezde toplanması gerekir.”
Yüzde 52’ye karşı yüzde 48
Siyaset Bilimci Kerem Yavaşça: “Seçimlerin ardından yüzde 52'ye karşılık yüzde 48 gibi bir denge oluştu. Anayasanın toplumsal olarak geniş bir mutabakatla yapılması en önemli noktalardan biri. Burada tabiî yüzde 100 mümkün değil, ama en az yüzde 75 mutabakat beklenir.”
Bu kutuplaşma ile anayasa yapılamaz
Siyaset Bilimci Prof. Kalaycıoğlu, “Şu anda Türkiye tamamenkutuplaşmış durumda.Bu durumda ne anayasası yapılabilir?” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışında yeni anayasa için çağrıda bulunmasının ardından siyasi partilerin yerel seçimler öncesi nasıl bir tutum izleyecekleri takip edilirken, diğer yandan 1982 Anayasası’nın değişmesi için uygun zemin olup olmadığı ve ortaya demokratik bir anayasa çıkıp çıkmayacağı tartışılıyor. DW Türkçe’ye konuşan Siyaset Bilimci Prof. Ersin Kalaycıoğlu Türkiye’de şu anda otoriter seçimli bir rejim olduğunu ve bu sistem altında yapılacak bir yeni anayasanın 1982 Anayasası’nın bile gerisine düşebileceği uyarısında bulunuyor.
Hiçbir ortak değerimiz kalmadı
Kalaycıoğlu, son yaptıkları saha araştırmalarında siyasi partiler ve toplumun farklı kesimleri arasındaki ayrışmanın yüksek seviyede olduğu sonucuna ulaştıklarını belirterek, şunları söylüyor: “Şu anda Türkiye tamamen kutuplaşmış durumda. Hiçbir ortak değeri olmayan bir toplumuz. Bu durumda ne anayasası yapılabilir? (Böyle bir çalışma için) seçmenin çoğunun merkezde toplanması gerekir. 1990’larda bu araştırmaları yaptığımızda yüzde 55 merkezde gözüküyordu. Şimdi ise merkezdeki seçmen oranı yüzde 20 civarı.”
Anayasa yapma zemini yok
Siyaset Bilimci Kerem Yavaşça seçimlerin ardından yüzde 52’ye karşılık yüzde 48 gibi bir dengenin oluştuğunu anımsatarak, anayasa yapma konusunda şu hususa işaret ediyor: “Bu durum neredeyse yarı yarıya farklılaşmış bir siyasi sonucun ortaya çıktığını gösteriyor. Bir anayasanın ise toplumsal olarak geniş bir mutabakatla yapılması en önemli noktalardan biri. Burada tabii yüzde 100 mümkün değil ama en az bir yüzde 75 mutabakat beklenir. Bu nedenle Türkiye’deki iktidar muhalefet dengesine bakıldığında yeni bir anayasa yapmanın zeminini yakalamanın güç olduğunu söylemek mümkün.”
İnsan hakları açısından kazanım olmaz
Erdoğan Meclis konuşmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son kararına atıfta bulunarak, “Bizim terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir” demişti. Yavaşça anayasaların temel hak ve hürriyetlerin belirlenmesi ve gerekirse iktidarı bile sınırlayabilmesi açısından önemini vurgulayarak, “Bu anlamda bakıldığında bugünlerde ne Türkiye’de ne de dünyada özgürlükler açısından olumlu bir hava hâkim. Dolayısıyla böyle bir dönemde yapılacak anayasaların insan hakları açısından büyük bir kazanım ortaya çıkartacak şekilde olması çok mümkün görünmüyor” diyor.