Gazeteci Yazar Vehbi Şahin tr724.com'da yazdığı yazısında Türkiye'deki aydın ve sanatçıların tavrını analiz etti
SEZEN, TARKAN, NAZLI…
Tarkan dünyaca ünlü bir şarkıcı…
Milyonlarca hayranı var.
Geçen hafta herkesin gönlünü fethetti.
Ne yaptı da bu kadar takdir gördü Tarkan?
İki güzel mesaj verdi kamuoyuna…
1) Hükümetin, zeytinliklerin imara açmasını sosyal medyada eleştirdi.
Dedi ki…
-Bir ülkenin en büyük nimeti, değeri onun doğasıdır.
-Zeytin ağaçları Anadolu’nun hazinesidir belleğidir.
-Rant için zeytin ağaçlarına kıymayın.
‘CEYLANIM KÖR OLDUM BEN’
2) Ceylan Önkol için Sezen Aksu ile “Ceylanım kör oldum ben” şarkısına düet yaptı.
“Ceylanım kör oldum ben, ne havan topu ne mermi, senle vuruldum ben, ah gözümün yaşı sel” dediler birlikte…
Aradan 8 yıl geçmiş.
Hatırlamayanlar olabilir.
Ceylan Önkol Lice’li bir kız çocuğu…
2009’da koyun otlatırken Tapantepe Karakolu’dan atıldığı ileri sürülen havan topu mermisinin patlaması sonucu hayatını kaybetmişti.
Adlı Tıp raporuna göre 12 yaşındaki Ceylan Önkol, kırsal arazideki patlamamış bir havan topu mermisine elindeki metal tahra aleti ile vurmuş ve merminin patlamasına sebebiyet vermişti.
Yıllardır tartışılan bir konu…
Kocaman gözleriyle bakan bu sevimli kız yaşasaydı, bugün 20 yaşında olacaktı.
CESUR VE DUYARLI
Sezen Aksu ve Tarkan güzel bir eser çıkarmışlar ortaya…
Tebrikler…
Düşünce hürriyetinin ayaklar altına alındığı bir dönemde sanatçıların fikirlerini korkmadan ifade edebilmesi çok önemli…
Bugün en çok ihtiyaç duyulan şey belki de cesaret…
Bu nedenle…
Sezen Aksu ve Tarkan gibi duyarlı sanatçılara destek vermek lazım…
Neden?
Çünkü sanatçılar toplumun vicdanıdır aynı zamanda…
Kanayan yaraya merhem olurlar.
Haksızlık karşısında seslerini yükseltirler.
Muktedirler karşısında boyun eğmezler.
Özgürlüğün sesi soluğu olurlar.
Toplumun her kesiminden hayranları olduğu için ‘ideolojik tarafgirlik’ içine girmezler.
KORKUNÇ SESSİZLİK
İşte bu yüzden Tarkan’ın “zeytin” çıkışı büyük alkış aldı kamuoyundan…
İşte bu yüzden Sezen Aksu’nun Ceylan Önkol için ağıt yakması takdir edildi.
Peki, aynı hassasiyeti yaklaşık 4 yıldır linç edilen Cemaat için niye göstermiyor sanatçılar?
Sadece sanatçılar mı?
Türkiye’nin en eğitimli ve donanımlı insanları zindanlara tıkılırken Beyaz Türkler niçin Erdoğan’a tek bir laf etmiyor?
Yaptığınız yanlış diyemiyor.
Şaşırtıcı değil mi?
Bu korkunç sessizliğin sebebi ne olabilir?
Başta TÜSİAD üyeleri olmak üzere…
Cemiyet hayatının önde gelen hanımefendileri beyefendileri yıllardır kız çocuklarının iyi bir eğitim alması için projeler üretir.
Türkiye’nin önde gelen şirketleri sosyal sorumluluk projeleri geliştirir.
Sonra bunları televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında heyecanla anlatırlar.
EN BÜYÜK HİZMET
Allah aşkına bir düşünün…
Yıllardır milyonlarca genç kızın iyi bir eğitim alması kimin eseridir?
Onların sosyal hayat içinde yer almasına açtığı müesseselerle imkân sunan kimdir?
Cemaat’in okulları, dershaneleri, okuma salonları değil midir?
İspatı mı?
Erdoğan’ın cadı avı…
Binlerce genç kadın öğretmen ya da kadın derneği yöneticisi hanım, ellerine ters kelepçe vurularak hapse atıldı.
Bazıları doğum yapar yapmaz tutuklandı.
Bazıları emzirme yaşındaki bebekleriyle rutubetli zindanlarda yaşamaya mahkûm edildi.
Bugün 560 çocuk anneleriyle birlikte hapishanede yaşam mücadelesi veriyor.
Tunç Başaran’ın 1989 yapımı “Uçurtmayı Vurmasınlar” filminde anlatılanları çoktan aştı bugün yaşanan dramlar.
Ama sanatçılar sessiz…
Beyaz Türkler sessiz…
NAZLI’NIN DRAMI
En son örnek Nazlı Mert…
Eşi tutuklu…
Kendisi hamile…
Ankara’da sezaryenle doğum yapıyor.
Savcı talimat veriyor, gözaltına alın diye…
Polis, ameliyattan yeni çıkmış genç kadını tekerlekli sandalyeyle karakola götürüyor.
Daha yeni doğum yapmış…
Ameliyat yarası var.
Dinlenmesi lazım…
Minik yavru, anne sütüne muhtaç…
Bu nasıl bir vicdansızlıktır ki…
Lohusa bir kadın, kucağında minik yavrusuyla sorguya alınıyor.
Genç kadının yaşadığı şoku düşünebiliyor musunuz?
Sezen Aksu, doğum yaptıktan sonra bebeğiyle birlikte hapse atılan anneler için de ağıt yakar mı?
Yine Tarkan’la düet yapar mı?
KADIN DERNEKLERİ NEREDE?
Peki, size birkaç soru daha…
Türkiye’de kadın hakları konusunda çalışan onlarca dernek var.
Siz hiç gördünüz mü onlardan herhangi birinin, kadınlara arkadan ters kelepçe takılmasına tepki gösterdiğini?
Ya da…
Bebekleriyle birlikte zindana atılmasından duydukları rahatsızlığı belirten bir açıklama yaptıklarını işittiniz mi?
Ben duymadım, görmedim…
Eğer hapse atılan Cemaat mensubu ise…
O gazeteci değildir.
O işadamı değildir.
O öğretmen değildir.
O kadın değildir.
Hatta…
O insan değildir.
CEMAAT’E ÇİFTE STANDART
Dolayısıyla…
Bu topraklarda yaşayan insanların çoğunun gözünde bir Cemaat mensubunun, zeytin ağacı kadar değeri yok maalesef…
Öteden beri devlet zulmüne karşı mücadele eden solcular…
Batı Avrupa demokrasisine dilbeste olan sosyal demokratlar…
Hukuk, özgürlük diyen entelektüeller…
Gazeteciler, yazarlar, sanatçılar…
Hümanist aktivistler…
Yıllardır İslami toplum ve devlet ütopyası hayali gören İslamcı teorisyenler…
Devletin ‘kutsal’ olduğuna inanan ülkücüler…
Türk tarihi üzerine kahramanlık destanı yazan milliyetçi muhafazakârlar…
Hepsinin tek bir ortak noktası var artık…
Mesele Cemaat olunca susuyorlar.
Acımasızca zulmeden Erdoğan’a en ufak bir eleştiri bile yapmıyorlar.
Yazık hem de çok yazık…
ALNI AÇIK BAŞI DİK
Tek tesellim ne biliyor musunuz?
Cemaat’i çektiği acıyla yapayalnız bırakıyorlar ya…
Bence bu iyi bir şey…
Yarın Türkiye’nin üzerindeki kara bulutlar dağıldığında…
Cemaat kimseye, hiçbir kurum, kuruluş veya Sivil Toplum Örgütü’ne, sanatçıya, gazeteciye diyet borcu ödemeyecek.
Onlara minnet duyma ihtiyacı hissetmeyecek.
Alnı açık, başı dik, bedel ödemenin verdiği kalp huzuruyla “insanlık” için hizmet etmeye kaldığı yerden devam edecek.
Bugün susanların payına da sadece “utanç” düşecek…