1 Kasım seçimleri sonrası Çözüm Süreci'ne ilişkin durumu değerlendiren İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinden sonra yeni bir dönemin başladığını söyledi. Yıldırım, yeni döneme ilişkin yaptığı değerlendirmede "Kamu güvenliği mutlaka sağlanmalıdır. Bu sağlanmadığı müddetçe bölgede huzur ve barış olmaz. Her kesim mutlaka siyasi arenada sözünü söylemelidir." dedi.
İHH Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına Yıldırım ile birlikte dernek ve Doğu illerinden gelen temsilciler katıldı. Bölgeye ilişkin 2008 yılında hazırladıkları rapordan başlayarak değerlendirme yapan Yıldırım, o raporda ortaya konulan tespitlerin bugün de geçerliliğini sürdürdüğünü söyledi. Yıldırım, "Bu raporda ilk defa ne deniyor, çözüm sürecinin muhatabı halktır'. Kürt meselesinin çözümünü PKK'nın silah bırakmasına endeksli hale getirmeyin. PKK ile devlet arasındadır bu mesele. Kürt meselesi ancak Kürt halkının tarihi birikiminin bir sentezi ile birlikte ortaya konulduğu zaman ancak bir çözüme ulaşabilirsiniz." şeklinde konuştu.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin çok önemli olduğunun altını çizen Yıldırım, her iki seçimde de bölge halkının sadece örgüte değil devlete , hükümete ve partilere de mesaj verdiğini söyleyerek şöyle konuştu: "5 ay içinde ne oldu da yani 7 Haziran'da başka bir tablo, 1 Kasım'da başka bir tablo ortaya çıktı. Aslında Türkiye halkı ve Kürt halkı Türkiye'yi yönetenlere de, aydınlara da, gazete sahiplerine de, toplum mühendislerine de, dünyanın güçlerine de dediler ki 'biz kendi sağduyumuzu istediğimiz zaman, istediğimiz ortamda ve istediğimiz tarihte ortaya koyacak imkan ve kapasiteye sahibiz. Dayatmacı, bizden olmayan her hangi birilerini getirirseniz bize yabancı unsurları bize dayatırsanız, biz bir gün oyumuzu böyle veririz. Ama kalkıp kamu güvenliğini tehdit ederseniz, aramıza kan girerse, daha çok kan dökmeye yönelik eylemler olursa 1 Kasım'da da oyumuzun rengini şöyle değiştiririz. Biz toplumun geleceğini, huzurunu düşünecek büyük bir akılız' dedi Türkiye toplumu."
Seçimler sonrası bölgede yeni bir pozisyon oluştuğunu belirten Yıldırım, sivil toplum kuruluşlarının bundan sonra çalışmalarını bu yeni döneme göre planlaması gerektiğini savundu. Yıldırım, "Yeniden kardeşlik sürecini inşa diyoruz buna, bunu gerçekleştiremezsek o zaman emperyalistlerin, siyonistlerin bölgedeki vekalet savaşlarının bir kuklası oluruz ancak" şeklinde konuştu. Yeni döneme ilişkin yapılması gerekenlere ilişkin de konuşan Yıldırım, "Kamu güvenliği mutlaka sağlanmalıdır. Bu sağlanmadığı müddetçe bölgede huzur ve barış olmaz. Her kesim mutlaka siyasi arenada sözünü söylemelidir. Siyasetin dışına çıkan, şiddete yönelik bütün eylemler kardeş kavgasına, masum insanların ölümüne sebep olur. Nitekim 1 Kasım seçimlerinde de halkın tüm kesimleri siyaset arenasını meşru adres olarak göstermiştir, şiddeti reddetmiştir" ifadesini kullandı.
Yıldırım, Çözüm Süreci'nin buzdolabına kaldırılmasını ya da orada unutulmasını istemediklerini belirtti. Örgütün bölgede hendek açmasının, insanları evlerine mahkum etmesinin, adeta bir cezaevine mahkum etmesinin herkesi yaraladığını söyleyen Yıldırım, kamu görevlilerinin de insanlara karşı orantısız güç göstermemesi ve bu olayların da mutlaka soruşturularak karşılığının verilmesi gerektiğini ifade etti.
CİHAN