Ekonomide çarkları döndürüp seçim kazanma kaygısının ön planda olduğu bu dönemde şirketler ve zengin kesim aldıkları çok düşük faizli krediler ile servetlerini büyüttü.
Ancak bu süreçte kur ve enflasyon patladı. Ülke ekonomisi de bir ödemeler dengesi krizinin eşiğine geldi.
Mayıs 2023 seçimlerinin ardından ise "enflasyon sebep faiz neticedir" politikasına geçildi ve yabancı sıcak para çekmek için rekor yüksek faiz politikası uygulanmaya başlandı.
Bu dönemde devlet de vatandaş gibi aldığı borç karşılığında çok yüksek faiz ödemeye başladı.
Bugün açıklanan merkezi yönetim bütçe verilerine göre, geçen senenin ilk üç ayında 100,7 milyar TL olan faiz giderleri, bu senenin ilk üç ayında 250,5 milyar TL'ye yükselerek rekor kırdı.
Geçen sene martta 45,1 milyar TL olan merkezi yönetim bütçesi faiz giderleri, bu sene martta 75,6 milyar TL'ye yükseldi.
Bütçe açığı ise martta 209 milyar TL'ye, yılın ilk üç ayında 513,5 milyar TL'ye ulaştı.
Hükümet cephesinden dönem dönem yüksek faiz karşıtı söylemler gelse de Hazine'nin faiz harcamalarında son dönemdeki hızlı yükseliş dikkat çekiyor.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş sonrasında kur ve enflasyonla birlikte faiz harcamalarında da sert yükseliş olduğu görülüyor.
Sistem değişikliği öncesinde 2017 yılında 55,5 milyar TL olan Hazine'nin toplam faiz giderleri, 2023 yılında 564,9 milyar TL'ye yükseldi. Böylece faiz giderleri, altı yılda yaklaşık 10 katına yükselmiş oldu.
2022 yılında 287,2 milyar TL olan Hazine'nin faiz gideleri, 2023 yılında yüzde 96,6 oranında artış gösterdi.
2017 yılında yüzde 8,9 olan faiz giderlerinin Hazine'nin gelirlerine oranı, 2023 yılında yüzde 10,6'ya yükseldi.