PROF.DR. MUHİTTİN AKGÜL
Geçen hafta itibariyle Prof. Dr. Suat Yıldırım Hocamızın, Çağın Bir Şahidinden ismiyle oldukça kıymetli bir çalışması, Süreyya Yayınları tarafından yayınlandı. Öncelikle Hocamıza, her satırı son derece önemli bilgi ve tarihi belge niteliğinde olan bereketli hayatını kaleme aldığı bu kıymetli eseri bizlerle paylaştığı için kalbi şükranlarımı ifade ediyorum.
Kitabın adı Çağın Bir Şahidinden olarak düşünülmüş. Öncelikle belirtmeliyim ki bu değerli çalışmanın başlangıcından yayın aşamasına kadar nasıl geldiğinin de en yakın şahidi benim. Hocamız çağa şahitlik ederken, ben de bu kıymetli eserin adeta doğumuna şahitlik etmiş oldum.
Takriben bir yıl önceydi. Hocam bu eseri bir dosya halinde bakmam için bana gönderdi. Ancak yayınlanmak için değil, sadece bir göz atmam içindi. Zaten kendileri de bunun evlatları ve torunları için bir hatıra olduğunu belirtiyordu. Bana ulaşır ulaşmaz hemen okumaya başladım ve bu okuduğunuzda da yakinen göreceğiniz gibi kıymetli ve bulunmaz sosyo-kültürel, siyasi ve tarihi anekdotları bizatihi şahidinin kaleminden okumuş oldum.
Her satırından hakikat fışkıran bu çalışmanın sadece evlat ve torunlardan oluşan küçük bir halkayla sınırlı kalmasının, konuya ilgi duyacak pek çok kişi açısından önemli bir eksiklik olacağını kendilerine ilettim. Fakat Hocamız yayınlanmaya değer bir eser olmadığını sadece evlatları için yazdığını ısrarla vurguladı. Bu defa eseri bir daha okudum ve mutlaka yayınlanması gerektiğine kanaatim daha da pekişti. Hocama sormadan, biraz da okuyucunun hakkını dikkate alarak zorlayıcı olsun diye kitapla ilgili bir tanıtım yazısı yazıp gönderdim. Oldukça mütevazi olan Hocamız, sanki büyük bir iş yapmışım gibi teşekkürlerini ifade ettiler.
Hatta bir ara bir bilgisayar kazası da oldu. Hocamız eseri yeniden gözden geçirip tashih yaparken, aniden bilgisayardaki değişiklikler silinmiş, konudan anlayanlara gösterdiyse de kaybolan düzeltmeleri geri getirme imkanı olmamıştı. Bir hayli yeniden zaman ayırarak baştan sona ikinci kez aynı işlemi yapmak zorunda kaldı. Ama elhamdülillah sonunda bu kıymetli eser meydana çıkmış oldu.
Hususi konulara pek girmek istemesem de Hocam basım işinde isteksiz durunca, şöyle bir mesaj yazmak zorunda kaldığımı da belirtmeden geçemeyeceğim: “Hatıratınıza gelince, sadece bir şahsın hatırası değil, bir dönemin tarihi arka planını yazmışsınız. Bu, tarihe tanıklık yapacak bir belge niteliğinde. Şayet Ant basmak istemezse, Sofya Akademi olarak da basılabilir. Şeref olur Sofya Akademiye. Ama gönül ister ki Ant basımı gerçekleştirsin, zira onların imkanları ve reklam yönü daha geniş olur. Çok daha fazla kişiye ulaşılır. Selam ve hürmetlerimle.”
Hocamızın her zaman olduğu gibi tevazu terennümlü cevabı aşağıdaki ifadelerden ibaret oldu:
Muhittin Hocam, benim liyakatime değil sizin sadakat ve niyetinize göre Cenab-ı Allah mükafatınızı versin, Sofya Akademi’nin hizmetlerini bereketlendirsin. Selamlar.
Çağın Bir Şahidinden adlı bu kıymetli eser, okunduğunda da görüleceği üzere bir kişinin ya da bir ailenin yaşadıkları değil, aslında yüzyıllık geçmişiyle ülkemizin, hatta dünyadaki ve yakın coğrafyadaki komşu ülkelerin ve özellikle de Müslümanların yaşadıkları toplumun röntgenini çekme ameliyesidir.
Eserde şahid Suat Yıldırım Hocamız, meşhud ise yaşadıkları, gördükleri, görüp yaşadıklarından hissettikleri ve çıkardıklarıdır. Şahid olunanlar, tarihe ışık tutacak, gelecek nesillerin bu ışıkla kendilerine pek çok ders çıkaracakları olaylarla doludur. Okunduğunda muhterem Hocamızın sadece harika bir anlatıcı olduğu değil aynı zamanda fevkalade hassas ve iyi bir gözlemci olduğunu da göreceksiniz. Tabiri diğerle okuduğunuzda şuhudi bir şekilde yaşananları görüyor gibi hissedeceğinizden hiç şüpheniz olmasın.
Hayatını bireysellikten çıkartarak toplumun içine girip, onların karanlık noktalarına ışık tutan aydın simalar, gerçekte toplumun da sağlam ve derin birer şuuraltı ve hafızası konumundadır. Hiç şüphesiz ki elinizdeki bu eser, aynı zamanda hayatını Kur’ân’ın anlaşılmasına adamış yurt içi ve yurt dışı ilim, irfan, kültür ve sosyal çevreleriyle yoğun, uzun ve sıcak ilişkiler kurmuş; dünyayı etkileyen pek çok ilmi şahsiyet ve tarihte iz bırakan sîmalarla beraber olmuş; aynı zamanda yaşadığı ülkenin de geçmişiyle derin bağları olan ve sonunda da geçmişte sık sık yaşandığı gibi fikir ve inancından dolayı başka ülkelere sığınmak zorunda kalan küresel ölçekte bir ilim ve fikir insanı Prof. Dr. Suat Yıldırım Hocamıza aittir.
Çağın Bir Şahidinden eseri, kitlelerin okuması ve gelecekle ilgili pek çok dersler çıkarması gereken mesajlarla, anekdotlarla, anılarla ve yaşanılan oldukça ilginç ve pek çoğunu ilk defa duyacağınız tecrübelerle, özetle tam da tarihe not düşmek diyeceğimiz türden bir eserdir.
Eserde Cumhuriyet’in ilk yıllarını, konuşan ve fikir beyan eden en cılız seslere bile tahammülün olmadığı yılları, devrin ilim irfan hayatını, bu hayattan geri kalmış kırıntıları, kültürel kodları, o günkü devlet aygıtını ellerinde bulunduran ve kraldan fazla kralcı kesilen bağnaz azınlığı, kamu çalışanlarını ve bunun topluma yansımalarını bulacaksınız. Bazen gözünüzü yumacak, aradan 70 yıl 80 yıl geçmesine rağmen aynı köhne zihniyetin nasıl da varlığını devam ettirdiği acı gerçeğini hatırlayacaksınız.
Eserin sayfalarında Şahid’le beraber bazen Anadolu’yu dolaşacak, İslam Coğrafyası denilen ülkeleri seyre dalacak, bazen de Avrupa’nın içlerine girecek, uzak kıtaları seyahate çıkacaksınız. Ama bu seyahat kuru ve boş bir seyahat olmayacak, tıpkı önünüze düşen mahir bir rehberin, sizi köşe bucak gezdirdiği, gezdirdiği her kare için detaylara girdiği ve sizin de soluk soluğa dinlediğiniz bir seyahat olacaktır.
Şahid’le beraber bazen mazinin derinliklerine kulaç açacak, neler yaşanmış, ne badirelerden geçilmiş, ne türden insanlar yaşamış, bunların canlı tablolarını bulacaksınız. Devrinin pek çok ilim ve fikir hayatıyla bir şekilde yolu kesilmiş Şahid’in, hocaları, hem de pek çoğunu yakından tanıdığınız veya en azından adlarını duyduğunuz meşhur zevatla buluşacaksınız, hayalen sohbet edeceksiniz.
İlerleyen sayfalarda Şahid’le beraber 27 Mayıs darbesine, o devirde yaşanılan bazı ibret verici tablolara, Milli Birlik Komitesi denen yapının ülkede çevirdiği dolaplara kadar mazinin kılcallarını keşfedeceksiniz. Dönemin üniversite hayatını, fiziki ve sosyal ortamını, arkadaşlık ilişkilerini, tedris hayatında tanıştığı ve dostluklarını devam ettirdiği arkadaşlarını, öğrencilik yıllarında kaldığı yerlerdeki sosyal hayatı, Risale-i Nurlarla olan tanışıklığını ve yaz tatillerinde yoğunlukla Risalelerle meşguliyetini okuyacak, günümüzle kıyaslamalar yapacaksınız.
Şahid’le Ankara’yı 60’lı yılların Ankara’sını, Bediüzzaman hazretlerini yakından tanıyan ve onun hizmetinde bulunan birinci halkadan pek çok kişiyi görecek, izlerini sürecek, onlarla ilgili enfes karakter tahlillerine şahit olacaksınız.
Yine Şahid’le beraber dönemin dini hayatını yakından gözlemleyecek, Diyanet İşleri Başkanlığını ve din hizmetleri çalışmalarını seyredecek, oralardaki çarkın nasıl döndüğünü izleyeceksiniz.
Şahid’le bir taraftan Tayyib Okiç Hocayı, diğer taraftan Muhammed Hamidullah, H. Ziya Ülken, Cemal Muhtar, Necati Lügal, İsmail Cerrahoğlu, Mehmet S. Hatipoğlu gibi hocaları yeniden hatırlayacak ve anacaksınız. Kendinizi bazen 60’lı 70’li yılların Erzurum’unda, bazen Ankara’sında, Edirne, İstanbul ve Diyarbakır’ında bulacaksınız.
Şahid’le ilim yolculuklarına çıkacak, bu bereketli ilim ve fikir yolculuklarında dünyanın pek çok ilim merkezini dolaşacak, ders aldığı hocaları ziyaret edecek ve bu ziyaretlerden büyük bir haz alacaksınız. Bu yolculuklardan birinde kendinizi kilometrelerce uzakta olan Malezya’da bulacak, beraberce ilim, kültür ve coğrafi yapısını tahlil edecek, oradan Suud-i Arabistan’a uğrayacaksınız. Almanya, Arnavutluk ve ABD yolculuklarını ve sonunda Kanada’ya geçişini dinleyeceksiniz.
Tarih boyu pek çok ilim ve fikir insanının başına gelenlerin benzerlerini Şahidin yaşadıklarıyla örtüştüğünü okuyacak, aynı yol kaderini tıpkı selefleri gibi kendisinin de yaşadığını göreceksiniz. Tebessüm ettiğiniz tablolar olacak, ağlayacağınız acı dolu manzaralara denk geleceksiniz. Şahid’in “terörizmle” ilintilendirilmesi karşısında, kendisinden ders almış ve kendisini yakından tanıyan pek çok ilahiyat akademisyenine gönderdiği acı dolu satırları okuyacak, üç maymunu oynayan sözde akademisyenleri ya da kendisinden iyilikten başka bir şey görmeyen ama yeni Türkiye’nin despot sisteminden bir pay kaparım hevesiyle Hocasına höyküren bir kaç nadanı ibretle seyredeceksiniz.
Çağın Bir Şahidinden eseri, sadece Şahid’in yaşadığı dar alandaki özel bir hayatı ele almaz. Aksine bir dönemin kültürel, siyasi, ekonomik, inanç ve sosyal hayatını da yakından mercek altına alan tarihi bir vesika hükmündedir. Geleceğe bırakılmış, bir dönemin panoramasıdır. Türkiye gibi uzun tarihi bir arka planı olan ülkenin, son yüz yılda içinden geçtiği zorlu badirelerdir. Adalet ve insan haklarıyla, din ve kutsallarla yola çıkan ama yolunu kaybetmiş mirasyedi bir şirzime-i kalilenin (grubun), ülkeyi düşürdüğü acı manzaralardır. Ve bu gerçeklerin, okuyan, bilen, düşünen ve düşündüklerini de çekinmeden ifade eden gerçek bir âlimin, bir Kur’ân âliminin yaşadıklarının, bir kitaba dönüşmüş, oradan da vicdanların derinliklerine seslenen haykırışlardır. Ehli vicdanın kulak vereceği ümidiyle...