Fethullah Gülen Hocaefendi, haftanın Bamteli sohbetinde şu konuları anlattı:
* Sözlük anlamıyla “gençlik ve yiğitlik” demek olan “fütüvvet”, örfî mânâsı itibarıyla, kerem, sehâ, iffet, emanet, vefa, şefkat, ilim, tevazu ve takva gibi gerçekleri özünde toplayan bir mânâlar halitasıdır.
* Müslümanlık adına destanların kesildiği fakat onun canına okunduğu günümüzde, asıl yiğitlik, imanda derinleşmek ve bu sayede dil yerine hal ve temsili bir lisan haline getirebilmektir.
* Fütüvvetin özü; güçlü olduğu yerde affetmek, hiddet ü şiddet anında hilm ü silmle muamelede bulunmak, düşmanları hakkında bile hayırhahlık yapmak ve ihtiyaç içinde kıvrandığı zaman dahi “îsâr” ruhuyla başkalarını düşünmektir.
* En başta, bugün “Siyasal İslam” diyenler, İslamiyet’in hayata hayat kılınmasını istemezler; çünkü onlar dini yalnızca dünya hayatı ve dünyevî arzuları uğrunda bir meta gibi kullanıyor, onu süflî emellerini gerçekleştirmeye vasıta yapıyorlar.
* “Gerçekten onlar Rabbilerine inanmış yiğitlerdi; Biz de onların hidayetlerini artırdık ve kalblerini imanî irtibatla metanetleştirdik; metanetleştirdik de o zaman doğrulup, ‘Bizim Rabbimiz bütün semavât ve arzın da Rabbidir.’ dediler.”
* Hazreti Ali, her hâliyle fütüvvetin temsilcisi kahraman bir fetâ idi; o, tertemiz olarak dünyaya gelmiş, nezahet içinde yiğitçe yaşamış ve dünyanın kirlerine bulaşmadan da Allah’a ulaşmıştı.
* Hayatımda bilerek yalanın yarısını bile söylediğimi hatırlamıyorum; hatta arandığım dönemde yakalanacağım sırada yaptığım bir târizin nedametini hala vicdanımda hissediyorum.
* Maddi kılıcın kınına girdiği, hatta toprağa gömüldüğü günümüzde, gerçek yiğitlik, Kur’an’ın elmas düsturlarını kullanmak ve hâli sözün önünde götürmek suretiyle Hak ve hakikatin müdâfîi olmaktır.