Türkiye'nin birçok yerinden Suriye'de Bayırbucak Türkmenlerine yönelik saldırılara tepkiler gelmeye devam ediyor. Çankırı'da ise Türkiye Kamu-Sen, Karatekin Parkı'nda toplanarak basın açıklamasında bulundu. Kamu-Sen İl Temsilcisi Nuh Yalçın, "Bayırbucak Türkmenlerine yapılan saldırı büyük oyunun parçasıdır." dedi.
Türkiye Kamu-Sen Çankırı İl Temsilciliği, Karatekin Parkı'nda toplanarak Türkmenlere yönelik saldırıları protesto etti. Burada bir açıklamada yapan Nuh Yalçın şunları kaydetti: "Hatay'ın güneyindeki Bayırbucak Türkmenleri katliam tehdidiyle karşı karşıyadır. Rus uçaklarının ağır bombardımanı ve İran'ın da desteğiyle Türkmen Dağı'nda ilerleyen Suriye ordusu, bölgedeki yüzlerce yıllık Türk varlığına son vermek üzeredir. Vatan toprağını savunan Türkmen kardeşlerimiz, hiçbir IŞİD'linin bulunmadığı bölgeye karşı gerçekleştirilen saldırılar sonrasında geri çekilmek zorunda kalmıştır. İran destekli Suriye Ordusu; Türkmen Dağı'na girmiş, stratejik Gımam Tepesi'nin düşmesiyle ilk adımını attığı Bayır Bucak harekatında, bölgenin merkezi durumundaki Kızıldağ'ın da Türkmenlerin elinden çıkmasıyla Bayır Bucak genelinde Rusya-Esad hakimiyeti kurulmuştur."
TÜRKİYE TÜRKMEN KARDEŞLERİ İÇİN SESİNİ YÜKSELTMELİDİR
Saldırıların amacına da değinen Yalçın, şu ifadeleri kullandı: "Şu anda 10 bin kadar sivil, bombalardan kaçarak Türkiye sınırına akın ederken 25 bin dolayında Türkmen kardeşimiz de bir katliamla karşı karşıyadır. Soydaşlarımız çok zor durumdadırlar. Bu saldırıların amacı Türkiye ile Suriye arasında Türkmensiz bir hat oluşturmak, bölücü örgüt ve İsrail'in arzuladığı büyük Kürdistan emeline biraz daha yaklaşmaktır. Bölgeden çığlıklar yükselmekte, yüreklerimiz yanmaktadır. Yetkililer, Türkmen kardeşlerimize her türlü desteği vermek için bütün imkanları kullanmalıdır. Nasıl ki İran, Şiiler gerekçesiyle bölgede söz sahibi ise Türkiye, Türkmen kardeşlerimiz için sesini yükseltmelidir. Türk milleti de artık aklını başına almalı ve en azından terör örgütü yandaşlarının Kobani'ye sahip çıktığı kadar, Filistin için olduğu kadar, yanı başındaki Türkmen kardeşine sahip çıkmalıdır. Bugün Hatay sınırımızdaki kardeşlerimizin bile can ve mal güvenliğini sağlayamayacaksak, stratejik derinlikten, bölgede söz sahibi olmaktan, yeni Osmanlıcılıktan dem vurmanın ne anlamı vardır? Her zaman dile getirdiğimiz gibi bu vatanın sınırları, Türk'ün yaşadığı en uzak yerden başlar. Eğer bizler, sınırımız dışındaki kardeşlerimizi koruyamazsak, yakın bir gelecekte vatanımız, devletimiz ve sınırlarımız içindeki vatandaşlarımız da tehdit altında kalacaktır.
Bu bakımdan hem stratejik olarak hem de insani bakımdan Bayırbucak Türkmenlerine korumak ve bölgedeki katliam tehdidini ortadan kaldırmak hayati derecede önem taşımaktadır. Bu bölge Türkmen kontrolünden çıkarsa, Suriye sınırımızda bir PKK/PYD hattı kurulacak ve Türkiye, Suriye sınırı terör örgütünün hakimiyet alanına girecektir. Bu aşamada Türkiye, dış politikasını mutlak surette gözden geçirmeli ve değerli yalnızlık politikası yerine, aramızda kan, tarih, dil ve kültür bağı olan tüm kesimleri arkasına alarak yeni bir strateji belirlemelidir. Yanı başımızda tarihin akışını değiştirecek, ülkelerin sınırlarını yeniden belirleyecek olaylar yaşanırken Türk milleti, bu vurdumduymazlığın bedelinin çok ağır olacağını görmelidir. Yüzyıllardır bu bölgeyi yurt edinmiş Türkmen kardeşlerimizin yalnızlığa terk edilmesi, yaşadığı bu topraklardan sürülmesi, ırzlarının ayaklar altına alınması, katledilmesi; vicdanı olan her insanın içini kanatmaktadır. Türk devleti, büyük olacaksa sınırlarımız dışındaki kardeşlerimizle büyüyecektir. Tarih bu sorumluluğu Türkiye Cumhuriyeti'nin omuzlarına yüklemiştir. Bölgede yaşananlara, başta Türk hükümeti olmak üzere tüm dünya devletleri kısa zamanda müdahale etmeli ve Türkmenler üzerinden devletimize karşı oynanan bu oyun mutlak surette bozulmalıdır." CİHAN