Çavuşoğlu, 8’inci Büyükelçiler Konferansı kapsamında düzenlenen ‘Kriz Yönetimi: İnsani Çözümler’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Gaziantep Üniversitesi Kültür ve Konferans Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Çavuşoğlu, Suriye’nin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'65 ÜLKE DAEŞ’LE MÜCADELEDE HALEN BAŞARILI DEĞİL'
Suriye’nin DAEŞ ve diğer terör örgütlerinden temizlenmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Bu konuda kararlı bir strateji var mı? Yok. 65 ülkeyiz koalisyon içerisinde. 65 ülke DAEŞ’le mücadelede halen başarılı değil. Umudu kime bağlamış? YPG’ye, başka bir terör örgütüne. Suya düşen yılana sarılır. Yani o biraz daha laik ya da seküler ya da inançsız bir terör örgütü, öteki radikal diye ona sığınmak acizliktir. Bu anlayıştan kurtulmamız lazım. Biz her türlü operasyona katılıyoruz, DAEŞ’e karşı mücadelemizi kendimiz de yapıyoruz. Koalisyon içerisindeki ülkelere de her türlü desteği veriyoruz. Irak’ta Peşmergeyle diğerlerine eğitim veren ülkelere de her türlü destek veriyoruz. İzinlerin verilmesi, lojistik ama sonuç ortada. Nasıl mücadele edeceğiz, nasıl temizleyeceğiz? Ama en önemlisi, en köklü çözüm bataklığı kurutmak. Bataklık ne? Esad rejimi. Bu bataklığı kurutmak için de siyasi çözüm gerekir, sadece askeri çözüm değil.” dedi.
Konu hakkında yaşanan süreçleri anımsatan Çavuşoğlu, “İşte Viyana süreci başladı. Müsteşarımız Feridun Bey o zaman bakandı katıldı. Sonra New York’takine ben katıldım. Kararlar alındı daha önceki toplantılarda. Riyad’da muhalefet toplandı, müzakere heyetini belirledi, koordinatörü belirledi, rejim hala müzakere heyetini belirlemedi. BM Güvenlik Konseyi kararına göre rejim de müzakere heyetini belirleyecek, müzakereler başlayacak. 6 ay… 6 aydan sonra 18 aylık bir geçiş hükümeti, tam yetkili. Bu süreçte Esad olmaması gerekiyor. İran gibi, Rusya gibi ülkeler Esad’ın kalmasından yana çaba sarf ediyor. Bazı ülkelerin tutumunda değişiklikler olabiliyor ama Fransa, İngiltere, Suudi Arabistan, Türkiye, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi birçok ülke de gerçekçi bakan, düşünen her ülke de Esad’ın gitmesi gerektiğini söylüyor. Bu siyasi çözüm olmadan bu sorun çözülmez.” ifadelerini kullandı.
'DAEŞ’İ DE YPG’Yİ DE KOMŞU OLARAK GÖREMEYİZ'
Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG’nin bu ülke içerisinde oluşturmak istediği koridorlar ilgili konuşan Çavuşoğlu, “Biz bu koridorlar ilgili kırmızı çizgimizi belirledik. Bazen oralardan fotoğraf çekiyorlar, gönderiyorlar ‘Biz geçtik’ falan. Şimdi orayı DAEŞ kontrol ediyor. Ilımlı muhalefet bir operasyon başlattı. DAEŞ unsurlarından bizim sınırlarımız içerisine düşen bazı havan topu oluyor, başka şey oluyor. Biz misliyle mukabele ediyoruz. İstanbul’daki saldırıdan sonra DAEŞ’e yönelik operasyonlarımız oldu, 200’den fazla DAEŞ unsurunu arazide temizledik. Devam etmemiz lazım. DAEŞ’i biz komşu olarak göremeyiz ama başka amaçlar güden özellikle PKK’yı da içinde barındıran YPG’yi de bu bölgede komşu olarak görmek istemeyiz. Böyle bir koridor oluşturmalarına da müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Bizim tutumumuz son derece net.” açıklamasında bulundu.
İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi ile ilgili sorulan bir soruyu cevaplandıran Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Mavi Marmara saldırısı olduğu zaman İsrail’i eleştirdik, kınadık en güçlü biçimde. Sadece biz değil tüm dünya. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının hepsini kınadık. Buna devlet terörü dedik daha önce. İsrail, Filistin ve Gazze’ye yönelik olumsuz bir adım attığı zaman, yerleşimler dahil, açıklamalarımızı yapıyoruz, kınıyoruz. Ancak ilişkilerimizin normalleşmesi için 3 şart koştuk. Resmen özür dilemesi, diledi, kabul ettik. Tazminat ve Filistin üzerindeki ambargoların kalkması. Bu şartlar yerine gelmeden biz İsrail’le ilişkilerimizi normalleştirmeyiz. İlişkilerimiz normalleşti, İsrail de Gazze’ye saldırdı… Susacak mısınız? Hayır susmayız. İsrail’le ilişkilerimizin normalleşmesi için o şartların yerine gelmesi lazım.”
'KOMŞULARLA BİR PROBLEMİMİZ YOK'
Türkiye’nin komşularıyla ilişkisine yönelik de konuşan Çavuşoğlu, bir ülke kendi komşularıyla kötü olmasına sebep olabilecek faktörleri saydı. Çavuşoğlu, “Tarihten kalmış şeyler olabilir. Evet, bizim tarihten kalma ve özellikle de bugünkü yaklaşımıyla maalesef henüz Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştiremedik. Sınırları açamadık.” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan’ın meselesinin de doğrudan kendi meseleleri olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, oradaki duruma rağmen girişimlerde bulunduklarını da sözlerine ekledi. Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Minsk grubunun tüm çabalarına güçlü destek verdik. Tutumumuz belli. Şimdi Suriye ile ilişkilerimiz çok iyiydi Arap Baharı başlamadan, Esad katliamlara başlamadan. Biz Esad’ın Nusayri olduğunu bilmiyor muyduk? Biliyorduk. Kardeş diyorduk. Çünkü biz ayrım yapmıyoruz, hepsi kardeşimiz. Biz mezhepçilik yapmıyoruz. Bu çok tehlikeli bir şey. İşte bugün mezhepçiliğin olumsuz yansımalarını görmeye başladık. Mezhepçilik dinler arası savaştan daha tehlikeli. O nedenle Sünni, Şii çatışmasına izin vermemeliyiz. Bizim bu konudaki tutumumuz son derece net. Ama kendi halkını katleden,varil bombası kullanan, kimyasal silah kullanan bir rejimle iyi geçinmemiz bize yakışır mı? Bunu biz kabul edebilir miyiz? Amerika Irak’ı Maliki’ye devrederken çok söyledik. ‘Bu adam Irak’ı felakete götürecek, mezhepçilik yapacak’ dedik. ‘Yok, hayır, bizim kontrolümüzde, yapmaz, başka bir ülkenin kontrolünde olmaz.’ Olmadı mı? Oldu. Şimdi Irak’taki bütün sorunların sebebi bu. Böyle bir anlayış içerisinde olan bir yönetimle iyi ilişkiler kurmak kolay mı? Bize de böyle bakıyor. Ama yeni hükümet kurulduğu zaman her türlü desteği veririz. Gürcistan’la bir sorunumuz yok. Rusya ile uçağın düşürülmesine kadar bir problemimiz var mıydı? Hayır, çok dengeli götürüyorduk ilişkilerimizi. Yunanistan’la Ege’de sorunlarımız var. Ama tüm bunları kendi aramızda görüşmelerle gerilimin tırmanmaması için konuşuyoruz, mesafeler kat ediyoruz, ilişkilerimiz iyi. Kıbrıs konusunda da ortak adımlar atıyoruz.”
İran’a mezhepçi politikalarını yüzlerine karşı söylediklerinin altını çizen Çavuşoğlu, “Onun dışında İran’la ilişkilerimizi iyi biçimde sürdürmek istiyoruz. Son İran-Suudi Arabistan konusundaki tutumumuz son derece dengeli ve adil. Öyle de olmamız gerekiyor. O yüzden bizim komşularla bir problemimiz yok. Ama sürekli komşularla yüzde yüz ilişkilerimiz iyi olacak diye bir şey olmaz. Oradan kaynaklanan problem olur, bazen çıkar çatışması olur, gerginlik olabilir ama sistematik bir duruma düşmesi bizim sorumluluğumuz değil.” şeklinde konuştu.