A Haber'de konuşan Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gerilime ilişkin konuşurken, "Oruç Reis bölgede 90 gün daha çalışmaya devam edecek" ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Biz haklarımız çerçevesinde Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarına başladık. Biz ne zaman sondaj çalışmalarına başladık, Yunanistan o zaman gürültüyü kopardı. Daha sonra da Rum kesimi. Bu iki ülke de arkasına Avrupa'dan destekler aldı. İspanya ve Almanya arabuluculuk yapmak istedi, haklarımızı yedirmeden diplomasi ile çözmek için bazı kararlar aldık. Biz sorunların diplomasi ile çözülmesini istiyoruz.
Açıktan karaya gelerek çalışmaları, araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Oruç Reis bölgede 90 gün daha çalışmaya devam edecek.
"Barış Pınarı Harekatı ve Libya'nın darbeye direnişi Fransa'nın planlarını bozdu. Fransa devamlı olarak Yunanistan'ı destekliyor ve NATO'nun çöktüğünü vurguluyor. Avrupa'da lider konuma geçmek için oynayan Fransa, kendi ordusunu kurma çabasında.
"Doğu Akdeniz'deki gerilimi Türkiye'nin üstüne yıkmak isteyenler var. Avrupa Birliği'nin yaptırım tehditleri karşısında birçok Avrupa ülkesi ile görüştük. Bizim haklılığımızı kabul ediyorlar.
"Yunanistan kendi hakları olan yerde istediği gibi çalışır. Bizim bir alakamız yok. Ancak Ege'de sınırlarını 12 mile çıkartamazlar. Bu bir savaş nedenidir. Yunanistan'ın karasuları sınırını 6 milden 12 mile çıkarmasına müsade etmeyiz. Bunu da çok açık bir şekilde söylüyorum. Meclisimizin yıllar önce aldığı karar geçerlidir, bu savaş nedenidir.
"Yunanistan geçmişten günümüze anlaşmaları ihlal etmiştir. Şartlar değişti diye bir bahane olamaz. O zaman şartlar değişti diye bir adım atarsam AB'ye gidip Türkiye bize güç gösterisi yaptı diyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizim Kıbrıs'taki garantörlüğümüzü değiştirmez. Bunların yaptıkları bizi rahatsız etmeye yönelik adımlardır. Biz de böyle eylemlere taviz vermedik, vermeyiz. Doğu Akdeniz'de nasıl gereken adımları attıysak, bize karşı hamleler olduğu sürece gereken adımları tekrardan atmaya hazır olduğumuz bilinmeli. Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatları bu yöndedir.
"Biz ne zaman bir adım atsak Yunanistan aksine bir hamle yapıyor. Biz yeni okullar açmaya devam ettikçe, örneğin Bozcaada'daki, Yunanistan Türk okullarını kapatıyor. Yunanistan insanlıktan ve insanların faydalarından söz ediyor ancak kendisinden olmayanlara neler yaptıkları ortada. Bu da Yunanistan'ın ikiyüzlü olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak bilinmelidir ki soydaşlarımızı yalnız bırakmamız söz konusu değildir.
"Sayın Cumhurbaşkanımız Trump ile yaptığı görüşmede attığımız tüm adımları anlattı. Trump ile olumlu atmosferde bir görüşme oldu. Sorunların çözülmesi için bir görüşme yapıldı."
12 mil tartışması
1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamayan Türkiye, 1995'te TBMM'de alınan kararla Yunanistan'ın kara sularını 12 mile çıkarmasını 'casus belli' yani savaş nedeni olarak kabul edeceğini açıklamıştı.
Yunan Parlamentosu da 1 Haziran 1995 tarihinde kendi stratejisine uygun olan bir zamanda, Ege'de kara sularını 12 deniz miline çıkarma hakkını saklı tuttuğunu ilan etmişti.
Türkiye, Yunanistan'la deniz sınırının, dolayısıyla iki ülkeye ait kıta sahanlığının sınırlarının henüz bir anlaşmayla belirlenmediğini vurguluyor. Ankara ayrıca Yunanistan'ın Doğu Ege Adaları'nı, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması hükümlerine aykırı şekilde silahsızlandırdığına dikkat çekiyor.
Yunanistan'ın Ege Denizi'nde karasularını 12 deniz miline çıkarması Ege Denizi'nin yüzde 40'ını oluşturan Yunan karasuları büyüklüğünü yüzde 70'e yükseltecek, açık deniz alanının büyüklüğünü yüzde 51'den yüzde 19'a düşürecektir. Nihayetinde Türkiye'ye Ege Denizi'nin yüzde 10'undan daha az bir alan kalmış oluyor.