Aralarında 78’liler Girişimi sözcüsü ve HDP Parti Meclisi üyesi Celalettin Can ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyelerinin de bulunduğu 18’i tutuklu 29 kişi hakkında açılan davanın duruşmasına Silivri Cezaevi kampüsü karşısında bulunan İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Davanın ikinci gününde ilk olarak söz alan Metin İlan, kendisine yöneltilen suçlamaların tamamının telefon tapelerinden oluştuğunu belirterek, "Konuşmalarım illegal gibi suç unsuru sayılmış. Oysa ben 1996 yılından beri aynı numarayı kullanıyorum. Arnavutköy'de 2004'ten beri emlak bürom olmasına ve Arnavutköy'de evim olmasına rağmen kaçma şüphesi gerekçesiyle tutuklu bulunuyorum. Bunca zamandır haksız bir şekilde tutukluyum. Beraatimi istiyorum" dedi.
İDDİANAMEDE, TELEFON KONUŞMALARINDAN SUÇ İCAD EDİLMEYE ÇALIŞILMIŞ
Daha sonra soz alan Nevzat Yılmaz ise HDK çalışanı olmadığını sadece HDP'nin seçim çalışmalarında yer aldığını kaydetti. Yılmaz, kendisine ait olmayan bir numarada yapılan konuşmaların kendisininmiş gibi gösterildiğini ifade ederek tahliyesini istedi.
HDP üyesi olduğunu dile getiren Vahit Dalgıç da, 20 yıl boyunca Ziraat Bankası'nda çalıştıktan sonra emekli olduğunu aktararak, "Telefonla konuştuğumda 'dinleniyorsunuz' mesajı gelmesine rağmen konuşmama devam ediyordum. Çünkü benim gizli saklı bir konuşmam yok. Ben devlet memuru olduğum için neyin suç olduğunu biliyorum. Sağlık sorunlarım var. Bu yüzden tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
Daha sonra söz alan Atilla Şair de, HDK'nin toplumsal kesimlere açık ve farklı kurumların kendilerini özgürce ifade ettiği demokratik bir platform olduğunu söyledi. Eş Sözcülerinin HDP'den milletvekili seçildiğini hatırlatan Şair, "Telefon konuşmalarının tamamı HDP Beykoz İlçe Örgütü'nün periyodik çalışmalarıyla ilgili. İddianame zorlama bir iddianame" diyerek tahliyesini istedi.
Tutuksuz sanıklar Döne Gevher Koyun, Hıdır Doğan, Nurcan Teski, Çiğdem Kılıçgün Uçar, Gökhan Keskin, Mehmet Ali Ulusoy, Metin Aktürk, Elif Bulut, Zakir Aydemir ve Abdurrezzak Acıbalık da savcılık ifadelerini tekrarlayarak beraatlerini istedi.
4 KİŞİYE TAHLİYE TALEBİ
Verilen kısa aranın ardından mütalaasını sunan iddia makamı, Taylan Talaş, Vahit Dalkılıç, Nevzat Yılmaz ve Filiz Yılmaz için tahliye talep ederken, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin devamını ve diğer sanıkların tutukluluk halini istedi.
Daha sonra avukatların savunmalarına geçildi. Avukat Sinan Zincir, dün mahkeme çıkışında kadın müvekkillerinin saat 18.00'den gece 3.00'a kadar koğuşlarına alınmadığını ve gardiyanlar tarafından işkence uygulandığını aktardı. İşkence insanlığa karşı suç olduğunu ifade eden avukat Zincir, suçun cezasız kalmayacağını ve suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.
İddia makamının mütalaasını sunamdan önce avukatların konuşması gerektiğini dile getiren Zincir, şöyle devam etti: "HDP ve HDK çalışanları olarak yargılanan ve birbirini tanımayan kişiler aynı dosyaya konulmuş. Kolluk, HDK'nin Abdullah Öcalan tarafından kurulduğunu ve terör örgütü olarak tanımlamaya çalışıyor. Öcalan silahlı bir örgütün lideridir. Onun siyasi görüşlerinin HDP ile birbirine uyması HDP'yi bağlamaz. İddianame hukuki metin yerine siyasi bir iddianamedir. HDK 42 sivil toplum kuruluşu, gençlik, ekoloji, kadın ve siyasi parti ve hukuk örgütlerinden oluşan bir platformdur. Varlığını uluslararası hukuktan alıyor. Ve yatay bir hiyerarşiye sahiptir. HDK içinde yer alan birbirinden farklı örgütlerin Öcalan ve KCK'den talimat aldığı iddiaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Burada kişiler değil tüzel bir kimlik yargılanıyor. Siz burada yargılamayı yapamazsınız. Ancak Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi yapabilir."
Avukat Ercan Kanar ise mahkeme heyetini, "Avukatlar, savcılar, yargıçlar olarak hepimiz tarih önünde sınav veriyoruz. Bu ve benzeri iddianamelerin hukuksal zemini yoktur. Bu iddianame önünüze geldiğinde iade edilmeliydi" ifadeleriyle uyardı.
HDP ve HDK'nin yasa dışı olmadığı, bu yönde oluşturulmak istenen algının kabul edilemez olduğu ifadelerinin öne çıktığı savunmalardaki ortak eleştiri, HDP'nin basın açıklamalarının savcı iddianamesinde korsan gösteri olarak tanımlanmasına yönelik itirazlar oldu.
Zira iddianamede, parti çalışmaları suç olarak kabul ediliyor ve özellikle tapelere giren, kız isteme, ev alma gibi kişisel konular, 'güveçte kuru fasülye pilav' gibi sözler 'örgüt şifresi' denilerek suç olarak tanımlanıyor.
9 KİŞİYE TAHLİYE KARARI
Mahkeme Celalettin Can, Abdulsalam Yulcu, Erhan Sarıkaya, Vahit Dalğıç, Filiz Yılmaz, Gonca Yangöz, Mehmet Şamil Altan, Nevzat Yılmaz ve Taylan Talaş'ın adli kontrol ve yurtdışına çıkma yasağı şartıyla tahliyelerine karar verdi.
9 KİŞİNİN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMI KARARI
Atilla Şayir, Bedia Aydemir, Can Memiş, Gülistan Aydın, Gülsen Biter, Hasan Hüseyin Gençer, Metin İlan, Suphi Yıldız ve Taylan Urun'nün ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
artigercek.com