DW'nin haberine göre, Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir çalışmalar sırasında mezarlıkta hazır bulunurken, Garipoğlu ailesi mezarlığa gelmedi. Cem Garipoğlu'ndan kemik örneği alınarak aile üyeleriyle kimlik eşleştirmesi yapılacak.
"Türk hukuk tarihinin en büyük skandalı olur"
Mezar açıldıktan sonra açıklama yapan Epözdemir, "neden kefen yok" sorusuna cevaben, "Onu anlayamadım hiçbir kefen bez yok. Bu, birkaç alternatifi bize verebilir. 10 sene içinde kaybolmuş ya da aşınmış olabilir mi? O bana çok rasyonel gelmiyor. Sonradan kemiklerin bırakılma ihtimali kefenin olmadığı yerde çok kuvvetli bir ihtimal olarak karşımızda duruyor. O beni ziyadesiyle rahatsız etti. 2014 yılında defin işlemi sırasında da kayıt alınmamış. Biz de otopsiye girmedik yasal hakkımız da yok" diye konuştu. Avukat, gazetecilerin "Mezardan başka bir cenaze çıkması halinde ne olur?" sorusuna ise, "Türk hukuk tarihinin en büyük skandalı olur" yanıtını verdi.
Garipoğlu'nun yargılama sürecine ilişkin de konuşan Epözdemir, mahkemenin henüz ikinci celsede tahliye kararı verdiğini hatırlatarak, "Bu mahkemenin yıllar önce Garipoğlu ailesinin milyar dolarlık hileli iflas dosyasında beraat kararı verdiğini öğrendik. Reddihâkim istedik, mahkeme çekildi ve yeni gelen heyetle birlikte adalet tecelli ederek emsal mahiyette ceza verildi. Alabileceği en ağır cezayı alarak 24 yıl hapis cezası aldı. 15 yıl cezaevinde kalacaktı, bu ay tahliye olmuş olacaktı" ifadelerini kullandı.
Garipoğlu'nun 10 Ekim 2014'teki intiharına şüpheyle yaklaştıklarını ifade eden avukat, "İntihar ilaçla olabilir, silahla olabilir ama bir insanın cezaevinde kantinden çamaşır ipi alması, kafasına poşeti geçirmesi, 1 dakika boyunca bu ipi sıkması ve kendisini boğarak öldürmesi hayatın olağan akışına aykırı bir intihar yöntemi. Çünkü vücut ona reaksiyon verir. Bir insanın kendisini boğması çok zordur" diye konuştu. Dosyada psikoloğun Garipoğlu'nun intihara meyilli olmadığına dair raporunun da bulunduğunu hatırlatan Epözdemir, ortada bir intihar mektubunun da olmadığına işaret etti.
Epözdemir, bir hafta içinde raporun tanzim edilmesini beklediklerini belirterek "İnşallah geldiğimiz noktada 15 yılın sonunda maddi gerçek ortaya çıkar. Adalet tecelli eder" diye konuştu.
Babası da başvuruda bulunmuştu
Uzun bir süre Türkiye'nin gündeminde olan Garipoğlu'nun Silivri Cezaevi'ndeki hücresinde intihar ettiği açıklanmıştı. Öldürülen Münevver Karabulut'un ailesinin yanı sıra Garipoğlu'nun cezaevinde gerçekten intihar edip etmediği tartışmalarına bir nokta koymak için babası Mehmet Nida Garipoğlu da Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak oğlunun mezarının açılması (fethi kabir) ve DNA eşleştirmesi yapılması talebinde bulunmuştu.
Mahkeme, 26 Eylül'de Silivri Cezaevi'nde ölü bulunduğu açıklanan Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasına karar vermişti.
Çin'e kaçırıldığı öne sürülmüştü
İstanbul'un Bahçeşehir ilçesinde 3 Mart 2009 tarihinde 17 yaşındayken öldürülen Münevver Karabulut cinayeti uzun yıllar tartışılmış, Türkiye'deki kadın cinayetlerine ilişkin emsal bir dava olmuştu.
Cinayetten sonra uzun süre firar ettikten sonra yakalanan Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut'u öldürmekten yargılandığı davada 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Garipoğlu'nun 5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 10 Ekim 2014'te tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde intihar ettiği açıklandı. Ancak ölen kişinin Garipoğlu olmadığına ilişkin iddialar ortaya atıldı. Garipoğlu'nun cezaevindeyken Çince çalıştığı ve daha sonra intihar süsü verilerek Çin'e kaçırıldığı öne sürüldü.