Çernobil felaketinin 33'üncü yılında Sinop Nükleer Karşıtı Platform üyeleri, düzenledikleri yürüyüşle nükleer santral kurulmasına tepki gösterdi.
Sinop Nükleer Karşıtı Platformu, 26 Nisan 1986'da meydana gelen Çernobil faciasının yıldönümü nedeniyle düzenlenen mitingde Türkiye’de nükleer santral yapılmasını istemediklerini vurguladı.
"Nükleere hayır", "Nükleere inat, yaşasın hayat" sloganları eşliğinde İskele Meydanı'na yaılan yürüyüşün ardından başlayan mitingde konuşan Sinop Nükleer Karşıtı Platformu Başkanı Zeki Karataş, nükleer santral kurulmasına izin vermeyeceklerini dile getirdi.
Sinop Belediye Başkanı CHP'li Barış Ayhan da "Sinop gibi bir nükleer santral tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir kentin belediye başkanının bu mücadeleye omuz vermemesi mümkün değildir" dedi.
Öğrencilerin hazırladığı tiyatro gösterimi ile miting sona erdi.
İstanbul’da ise Karadeniz İsyandadır Platformu’nun çağrısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasıda yapımı devam eden nükleer santraller ve doğa talanını protesto eden kitle “33. yılında Çernobil'e lanet, nükleere isyan” pankartı açtı.
Burada konuşan TMMOB ÇMO Yürütme Kurulu Üyesi Ömür Yaşayan “Sermaye birikim hırsı ile ekolojik yıkımın farklı biçimleri yaşanıyor. Akkuyu, Sinop ve İğneada Nükleer projeleri bunun en belirgin örnekleri. TMMOB ÇMO İstanbul Şubesi adına Nükleer'in temiz ya da ucuz bir enerji olmadığını tam tersi olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Nükleer santraller halk sağlığına ve doğaya verdiği kalıcı zararlar veriyor” dedi.
Platform adına okunan basın açıklamasında “33 yıl Çernobil’in neden olduğu hastalıklarla ölümlerle yaşarken hâlâ iktidarların ve sermayenin yaşamı katleden projeleri ile mücadele ediyoruz. 33 yıldır zehirleniyoruz, ölüyoruz. Devlet eliyle kanser vakaları hepimizin ailesine musallat oldu. Bilim insanları Çernobil’in etkilerinin 11 nesil süreceğini söylüyor. Çernobil’in zehri halen akarken o günlerde doğan çocuklar olarak söylüyoruz, nükleer santral istemiyoruz” denildi.
Açıklamada “Yıllar önce Çernobil felaketinin ertesinde dalga geçer bir yüzsüzlükle ve zalimce halkın karşısına geçip ‘Radyasyon kemiklere yararlıdır’ diye açıklamalar yapan Kenan Evren, Turgut Özal, Cahit Aral’ın misyonunu yaşatan bugünün siyasileri; Fukuşima’da ‘Mutfak tüpü de nükleer kadar risklidir’, ‘Bekârlık nükleerden tehlikelidir’ diyerek yılların siyasi yüzsüzlüğünü, insan yaşamına verdikleri değerin değişmediğini bizlere defalarca göstermiş ve bugün ülkenin üç yanına adeta saatli bomba gibi nükleer santral projelerini yürütmeye koymuşlardır” denildi.
TTB: NÜKLEER SANTRAL KURULMADAN NÜKLEER PATLAMA YAŞAYAN İLK ÜLKE TÜRKİYE
Türk Tabipleri Birliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise Türkiye'nin radyoaktif ve tıbbi atıklar nedeniyle nükleer santral kurulmadan nükleer patlama yaşayan tek ülke olduğu ifade edildi.
Türkiye'de yapılması planlanan Akkuyu, Sinop ve İğneada nükleer santrallerinin ileride geri dönüşü olmayacak sorunlara yol açabileceği belirtilen açıklamada, “Üstelik ülkemiz nükleer santrali olmadan nükleer kaza yapabilmiş bir ülkedir. 1999’da meydana gelen ve tıbbi atıklardan kaynaklanan ve 13 kişilik bir aileyi etkileyen İkitelli kazası, 2012’de İzmir-Gaziemir’de ortaya çıkan kaynağı bilinmeyen radyoaktif atıklar ve son olarak 2016’da Sakarya’da bir baraj inşaatında meydana gelen ve bir işçiyi etkileyen radyoaktif bir malzeme ile oluşan kaza ülkemizin nükleer santrali olmadan dünyada nükleer kazalara sahne olmuş ‘tek ülke’ durumuna düşürmüştür” denildi.