Rus haber ajansı RIA’nın haberine göre, Ukraynalı bilim insanları, bir taraftan söz konusu tehlikeli tepkimeleri incelerken diğer taraftan da yeni bir kazayı engellemek için alınacak önlemleri tartışıyor.
4 YILDA 2’YE KATLANDI
Nükleer santrallerin güvenlik sorunları üzerine çalışan Kiev merkezli bilim insanı Anatoly Doroşenko'ya göre, daha önce faciaya yol açan 4 numaralı reaktörün erişilemeyen bir odasındaki nötron sayısında sıra dışı artış kaydedildi. Doroşenko'ya göre, nötron sayısındaki bu artışa, şiddetli yağmurlar sonrasında sızan su neden olmuş olabilir.
Doroşenko’nun meslektaşı Maksim Savelyev de durumun bir füzyon reaksiyonunun varlığına işaret ettiğini belirterek, “Bir kaza olasılığını göz ardı edemeyiz” dedi. Savelyev’e göre, bilim insanlarının ortaya çıkan bu yeni tehdidi bertaraf etmek için sadece birkaç yılı var.
2016 yılında, yağmur sızıntılarının sorun yaratmaması adına reaktörün üzerine “Güvenli Hapsetme” adı verilen bir yapı inşa edildi. Bu tasarım sayesinde, sığınağın çoğu noktasında nötron sayısı sabit kalırken, bazı noktalarda da azalma kaydedildi. Ancak uzmanlara göre, geçen dört yıl içinde sayılar neredeyse iki kat arttı ve nötronlar, birkaç yeni yerde daha ortaya çıkmaya ve birikmeye başladı.
NE OLMUŞTU?
26 Nisan 1986'da Santralin 4 numaralı reaktöründe gerçekleşen kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre bugüne dek meydana gelmiş en büyük iki nükleer kazadan biri olarak (Diğeri Fukuşima, Japonya) tarihe geçti.
Kaza sonrası 500 binden fazla işçi nükleer faciaya müdahalede bulundu ve birçoğu radyasyona maruz kaldı. Meydana gelen kaza esnasında ölen kişi sayısının 4 bin ila 93 bin kişi arasında olduğu tahmin ediliyor. Olaydan sonra santrali tecrite almak için kullanılan 600 bin işçi, maruz kaldıkları radyasyon neticesinde kansere yakalandı veya doğrudan öldü. Ayrıca oldukça geniş bir alana yayılan radyasyon neticesinde, uzun vadeli sonuçların daha ağır olduğu değerlendirilmektedir.
Kaza ile birlikte Pripyat başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya yüksek derecede nükleer serpinti bulutu yayıldı, bu bulutlar Karadeniz üzerinden Türkiye'ye de ulaştı.
Türk Tabipler Birliği'nin ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları arasındaki ilişki kamuoyuna sunulmuştur.