TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu, Türkiye'deki hava kirliliğinin vardığı ürkütücü boyutları ortaya koyan bir rapor hazırladı. Kapsamlı raporda Türkiye'nin havasının her geçen gün daha da arttığı, özellikle belli bölgelerde kitlesel hastalıklara neden olabilecek seviyelere ulaştığı kaydedildi.
Raporda İstanbul, Ankara, Bolu, Edirne-Keşan, Düzce, İzmir ve Iğdır gibi hava kirliliğinin gittikçe arttığı ve kritik seviyeyi aştığı kentlerin durumu bilimsel verilerle ortaya konuldu. 'Türkiye'nin Hava Kirliliği Raporu'nda ülkemizde belirlenen sınır değerleri, Avrupa Birliği (AB) ve Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınır değerle uyumlu olmadığı, bizdeki sınır değerlerin AB sınır değerlerinin yaklaşık iki katı olduğu belirtildi. Raporda Ankara, İstanbul, Bolu, Keşan, Düzce, İzmir ve Iğdır'da Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre kritik seviyenin çoktan aşıldığı kaydedildi. "Iğdır ölüm soluyor" denen raporda İstanbul'da Yenibosna ve Esenyurt'ta kirliliğin her geçen arttığı, Edirne Keşan'da 112 gün sınır aşıldığı ve 96 gün ölçüm yapılmadığı vurgulandı. Raporda Keşan ve Iğdır için için, "Acil önlemler alınmazsa kitlesel hastalıklar her an baş gösterebilecektir." denildi. Raporda, "Türkiye zehir soluyor, acil önlem alınması gerekiyor." ifadeleri kullanıldı.
SINIR DEĞERLER AB DEĞERLERİNİN İKİ KATI
Raporda, şu bilgiler aktarıldı: "Ülkemizde belirlenen sınır değerler Avrupa Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınır değerlerle uyumlu değildir. Bunun yanında, partikül madde (PM) 2,5 gibi akciğer hastalıklarına neden olan kirleticiye dair de herhangi bir kısıtlama mevzuatımızda yer almamaktadır. AB için partikül madde sınır değeri metreküpte 50 mikrogram olarak belirlenmiş. Türkiye içinse bu değer 90 mikrogram. AB ülkelerinde bu sınır değerin aşılmasına yılda sadece 3 defa izin verilirken, Türkiye'de 35 kez bu sınır değer aşılabiliyor. Ülkemizdeki sınır değerler AB sınır değerlerinin yaklaşık iki katıdır. Bu değerlerin mevzuat bazında 2019 yılında eşitlenmesi hedeflenmektedir. AB ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarında; PM 10 denilen kirleticinin günlük ortalamasının 1 yıl içerisinde sadece 35 kez aşılabilmesine izin verilmektedir. 35 günden fazla aşılması halinde (50 µg/m3 ) acil önlemler alınması gerekmektedir. Bizim ülkemizde ise bu sınır değer çok daha fazla aşılmaktadır. Buna rağmen herhangi bir önlem alınmamaktadır."
Raporda, hava kirliliğinin halk sağlığı üzerine etkilerinin açık bir biçimde bilindiği vurgulanarak, "Gerek Sağlık Bakanlığı'nın raporlarında gerekse Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarında, hava kirliliğinin cilt hastalıkları, saç dökülmesi, akciğer hastalıkları ve hatta kansere yol açtığı somut bir gerçektir." denildi.
İşte Baran Bozoğlu'nun 'Türkiye'nin Hava Kirliliği Raporu'ndan il il kirlilik durumu…
"DÜZCE'DE GEÇMİŞ TÜKENDİ GELECEK TEHLİKEDE"
"Düzce'de 24 Aralık 2015 günü kirlilik Partikül Madde 10 (PM 10)'da 447 mikrogram/m3 e çıktı. Bu değer Avrupa Birliğinin sınır değeri olan 50 mikrogram/m3 9 katı! Kentin yöneticileri, halkın sağlığını korumakla görevli kişiler hala herhangi bir açıklama yapmadığı gibi bir önlem planı da açıklamadı. İl Müdürlüğü tarafından yalnızca "Enverziyon nedeniyle zaman zaman sınır değerler aşılmaktadır" denildi. Zaman zaman ifadesi ile basitleştirilen durum açıkça görülmektedir ki sınır değer 232 gün aşılmıştır."
"BOLU'DA KİRLİLİK ARTIYOR
"Turizm alanı projesi nedeniyle on binlerce ağacın kesilmesi riski ile karşı karşıya kalan Bolu'da da durum iç açıcı değil. 9 Aralık 2015'de PM 10 kirleticisinin değeri 368 mikrogram/metreküp olarak ölçüldü yani Dünya Sağlık Örgütü ve AB sınır değeri olan 50 Mikrogram/metreküpün yaklaşık 8 katı! 1 yılda sınır değer 151 gün aşıldı. Ancak 122 gün ölçüm yapılmadı."
"KEŞAN'DA HAVA KİRLİLİĞİ FELAKET BOYUTUNDADIR!"
Edirne Keşan'da kirlilik en üst seviyeye ulaşmış durumda. Özellikle kalitesiz kömür kullanımından kaynaklanan kükürtdioksit miktarı Türkiye'nin ortalamasının üstünde. Dünya Sağlık Örgütü ve AB sınır değerleri yoğun bir şekilde aşılmaktadır. Aynı şekilde Partikül Madde 10 kirleticisinin de sınır değerlerinin aşıldığı görülmektedir. SO2 Değerleri AB Sınır Değeri 125 Mikrogram/m3 yılda sadece 3 gün aşılabilir. Keşan'da 112 gün sınır aşıldı. 96 gün ölçüm yapılmadı. Keşan'da hava kirliliği felaket boyutundadır. Yurttaşların hastalık risk seviyesi oldukça yüksektir. Acil önlemler alınmazsa kitlesel hastalıklar her an baş gösterebilecektir."
"İSTANBUL'DA 282 GÜN HAVA KİRLİ!"
"İstanbul'da özellikle Yenibosna, Kadıköy ve Esenyurt'ta hava kirliliği son yılların en üst seviyesine ulaşmıştır. Ulaşımdan, kömür kullanımından ve hiç kuşkusuz "kentsel dönüşüm" faaliyetleri nedeniyle hava kirliliği oranları artmıştır. Kentsel dönüşüm sürecinin çevresel etkilerinin değerlendirilmemesi ve üst ölçekli planlama ile önlemler alınmaması nedeniyle PM 10 kirleticisinin kaynağı olan toz miktarı artmaktadır. Yenibosna'da 181 gün sınır değer aşıldı ve 11 gün ölçüm yapılmadı."
"ANKARA'DA HAVA KİRLİLİĞİ DEVAM EDİYOR"
"Başkent Ankara'da ise hava kirliliği vahim boyutlara gelmiş durumda. Dünya Sağlık Örgütü ve AB'de Partikül Madde (PM 10) kirleticisinin en fazla 35 gün sınır değeri aşması kabul edilebilir görülmektedir. Ankara'da Sıhhiye, Cebeci, Dikmen, Demetevler, Sincan, Kayaş, Keçiören ve Bahçelievler'de ölçüm istasyonları bulunmaktadır. Bu istasyonların tamamı partikül madde 10 kirleticisinde sınır değerleri onlarca kat aştığı görülmektedir. Özellikle trafiğin yoğun olduğu Sıhhiye, Bahçelievler, Dikmen, Cebeci ve Keçiören'de kirlilik yoğunluğunu arttırmaktadır. Bu bölgelerde insan sirkülasyonunun yoğun olduğu da unutulmamalıdır. Yani kirlilik geniş bir insan kitlesini etkilemektedir. Sıhhiye'de Dünya Sağlık Örgütü sınır değeri olan 50 µg/m3 'ün tam 206 gün aşıldığı görülmektedir."
"IĞDIR ÖLÜM SOLUYOR!"
"Yıllardır Iğdır'da hava kirliliği problemi artarak devam ediyor. www.havaizleme.gov.tr adresinde sürekli koyu kırmızı (tehlikeli) olarak görülmesine rağmen herhangi bir somut çözüm üretilmediği görülmektedir. 265 gün PM 10 değerinin aşıldığı görülen Iğdır'da 50 mikrogram/metreküp olan sınır değerin bazı günler yaklaşık 10 kat aşıldığı görülmektedir. Öte yandan kükürtdioksit ölçüm sonuçlarının çok düşük olmadı istasyonun yerine ve ölçüm yeteneğine dair soru işaretleri oluşturmaktadır."
"İZMİR'DE DE DURUM FARKLI DEĞİL"
"İzmir Gaziemir'deki ölçüm sonuçları da ciddi bir hava kirliliğinin olduğu ortaya koymaktadır. 79 gün sınır değerin aşıldığı ve 23 gün ölçüm yapılmadığı görülmektedir. Aralık ayında sınır değerin yaklaşık 4 kat aşıldığı tespit edilmiştir. Acil önlemler alınmaz ise gelecek yıllarda sorun daha da artacak ve krize dönüşecektir."
Raporda acil olarak alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
1-Mevzuatta zorunlu olan 2014-2019 Temiz Hava Planı bütün İl Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri tarafından kurumların, STK'ların katılımı ile hazırlanmalı, kamuoyu ile açıkça paylaşılmalı ve bu plandaki çözüme yönelik kararlar kesin ve kararlı bir biçimde uygulanmalıdır.
2-Kentlerde, coğrafi konumdan kaynaklı enverziyon (terselme-inversion) problemi nedeniyle kirli havanın dağılamaması problemi bulunmaktadır. Bu sorunla yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Bu nedenle, kentin alanlarının imara açılması acilen durdurularak, hava koridorlarının önüne bina yapımı engellenmelidir. Eğer bir kentsel dönüşümden söz edilecekse, hava kirliliğini çözme odaklı yürütülmelidir.
3-Ölçüm noktasında ölçüm yapılan kirlilik parametrelerinin sayısı arttırılmalı, ölçüm cihazları geliştirilmelidir.
4-Kömür kullanımını teşvik etmek yerine doğalgaz kullanımı için maddi olarak vatandaşa destek sağlanmalıdır.
5-Ulaşımda toplu taşıma hakim kılınmalı kent merkezine araç girişi kısıtlanmalıdır. Toplu taşıma bütün kentlerde hızlı, konforlu hale getirilmelidir.
6-Çocuklar, yaşlılar, hastalar ve hamileler hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde sokağa çıkmamalıdır. Bu konuda Valilik güncel olarak internet sitesinden uyarıları yapmalıdır. (Terselme etkisi akşam ve sabah saatlerinde yoğunlaştığı için özellikle 18:00'den sonra kirlilik ciddi şekilde artmaktadır.)
7-İl Sağlık Müdürlükleri solunum yolu enfeksiyonları ve akciğer hastalıklarıyla ilgili başvuru sayılarını acilen açıklamalıdır.
8-Yerleşim alanları ile sanayi alanı arasında yeşil kuşaklar oluşturulmalı, şehir planlaması yapılırken ilin hakim rüzgar yönü ile komşu illerden olası kirletici taşınımı göz önünde bulundurulmalıdır.
9-Kömür kullanan konutlarda doğru yakma sistemlerinin kullanılarak emisyon azaltımı sağlanması için halka eğitimler düzenlenebilir. Konutlarda izolasyon tekniklerinin uygulanması, kullanılan yakıt ve salınan emisyon miktarında %50 oranında bir azalma sağlanacağı dikkate alındığında, halkın bu konuda hazırlanan mevzuatlara uyumu konusunda teşvik edilmesi ve desteklenmesi sağlanabilir.
10-Kalitesiz kömür kullanımına dair denetimler arttırılmalı, kalite standartları altındaki kömürün kente girişi dahi yasaklanmalıdır.
11-Trafikten kaynaklı emisyonların azaltımı için; yeşil dalga ve akıllı sinyalizasyon sistemlerinin kullanımı yaygınlaştırılabilir.
12-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın elindeki ölçüm sonuçları ile Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün Enverziyon Risk Haritası Valilik ve belediyeler tarafından ortak bir şekilde değerlendirilmeli ve çözüm bu verilerin kullanımı ile üretilerek, kamuoyu sürekli olarak bilgilendirilmelidir.
13-Hava kirliliğinin yağışlarla birlikte toprağı ve doğal alanları da kirleteceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle hava kirliliğinin aynı zamanda toprak kirliliğinin ve tarım alanlarında yaşanan kirliliğin kaynaklarından birisi olduğu unutulmamalıdır.
CİHAN