Kanunları askıya alan KHK’lar ile icat edilen suç ve cezalandırma yöntemlerini eleştiren Prof. Dr. İzzet Özgenç, OHAL’den sonra uygulanan çarpık yargı anlayışını şöyle özetledi:
”Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri ile Türk ‘hukuk’una yeni bir ceza türü kazandırıldırılmıştır: Ağaç kökü yiyerek hayata tutunmaya mahkumiyet cezası!
Bu ‘ceza’ ile cezalandırılabilmek için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kanunlarında tanımlanmış herhangi bir suçun işlenmesi gerekmemektedir.
Bu ceza için, kişi hakkında adli soruşturma yapılmasına ve kişinin usulune uygun savunma yapmasına gerek bulunmamaktadır.
Hatta bu ceza ile cezalandırılabilmek için, yargı kararlarına da gerek bulunmamaktadır.
Bu cezanın belirli bir süresi de bulunmamaktadır.
Bu ceza ile cezalandırılmak, sadece hakkında karar verilen kişi bakımından değil, iaşe ve ibatesini karşılamakla yükümlü olduğu aile bireylerinin cezalandırılması sonucunu doğurmaktadır.”
MİLYONLAR İŞSİZLİĞE VE SİVİL ÖLÜME MAHKUM EDİLİYOR
15 Temmuz sonrasında 111 bin memurun görevden alınması, yine 100 bine yakın kişinin gözaltına alınıp bunların 36 bininden fazlasının tutuklanması sonucu çok ciddi sosyal bir yara açıldı. Tutuklu ve gözaltında olanlar haklarındaki suçlamaları neredeyse 4 aydır öğrenemedi. Şirketlere kayyım atanması, medya kuruluşları, okul, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı 2 binden fazla kurum ve kuruluşun kapanması nedeniyle yüzbinlerce öğrenci ve 1 milyondan fazla kişi ve ailelerin mağdur olduğu kayda geçti.
İşsiz kalan insanların kamuda ve özel sektörde iş başvurularının cevapsız kalması, cadı avı ve şeytanlaştırmanın toplumun tamamına yayılmasından sonra bu kişilerin hukuken ‘sivil ölüme’ mahkum edildiği tespiti yapılmıştı.