Cumhuriyet’in haberine göre ölümle sonuçlanan olay, Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan hükümlü Ömer Açar’ın Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden Berivan Korkut’a 16 Ocak 2018 tarihinde gönderdiği mektupla ortaya çıktı.
9 Aralık 2017 günü kalbine büyük bir ağrı girdiğini aktaran Açar, şunları anlattı: ”Ambulans geldi ve beni Alanya Hastanesi’ne götürdüler. Gece olduğu için sabaha kadar müşahadede kaldım, mesai sonrası kardiyoloji polikliniğine alındım. Doktor muayene etti ve efor bandında koşturdu. Koşmayı tamamlamadan tüm bedenim terler içinde kaldı ve bandı durdurdu. Beni acilen birinci sırada Antalya Devlet Hastanesi’ne sevk etti.”
Savcılık ifadeye çağırdı
Acilen gitmesi gerekirken 13 gün sonra 26 Aralık 2017 tarihinde cezaevi ring aracına bindirildiklerini ifade eden Açar, cezaevi ring aracında yaşadığı olayı şöyle dile getirdi: ”Beni ölüm ringine bindirip yolculuk devam ederken bir saat sonra ringin diğer kabininden inlemeler, feryat eden sesler geldi. Bazen de ‘abi, abi’ diye haykırıyordu. Ring aracı petrole girdi ve adamı lavaboya götürdüler. Adamın durumu çok kötüydü. Sesinden bile anlaşılıyordu. Ama Türkçe konuşamıyordu. Ben arabanın sesinden dolayı ne dil konuştuğunu anlamadım. Yolculuk devam etti. Çok geçmeden adam gene başladı feryatlara… Komutan, ‘Bakın oğlum ne istiyor’ diye sordu. Askerler, önce ‘Komutanım hasta fenalaştı’ yanıtını verdi. Sonra da hastanın nefes almadığını söylediler. Ring hızlanmaya başladı ve siren çaldı ardından da ambulans geldi. Ama çok geçti, adam yaşamıyordu. Cenazeyi ambulansa aldılar, gittiler. Yani insan hayatı bu kadar ucuzdur. Oysa devletin hasta araçları var. Bunu da biz hastalara çok görüyorlar. Biz hastaneye vardığımızda kabinde üç mahkum daha varmış. Onlar da seslerini korkudan çıkarmamış”
Hayatını kaybeden şahsın 35 yaşlarında, Alman uyruklu olduğunu belirten Açar, savcılığın ring aracındaki bulunan herkesi ifadeye çağırdığını söyledi.