Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan gazeteciler Safiye Alağaş, Neşe Toprak, Remziye Temel ve Elif Üngür, cezaevindeki hak ihlallerine karşı uyarı amacıyla açlık grevine başladı.
Avukatları aracılığıyla kamuoyuna bilgi tutuklu gazeteciler "Yoğunlaşan hak ihlallerine karşı uyarı amacıyla" diğer kadın mahpuslarla birlikte "5 gün açlık grevi"nde olacaklarını açıkladılar.
Grevin, önlenmesini hedeflediği tüm hak ihlalleri arasında öne çıkanlar şunlar:
- Kadın Kapalı Cezaevi'nde koğuşların içinin kamera ile gözetlenmesi,
- Çıplak arama uygulamalarının dayatılması,
- Hasta tutsakların tedavi edilmemesi,
- Cezaevindeki sosyal etkinliklerin tamamen engellenmesi.
Gazeteciler, "sivil toplum örgütleri ve kamuoyundan duyarlılık ve dayanışma" talep ettiler.
Gazeteciler neden cezaevinde?
Safiye Alağaş, Neşe Toprak, Remziye Temel ve Elif Üngür diğer 12 gazeteci -Mazlum Doğan Güler, Ramazan Geciken, Abdurrahman Öncü, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Suat Doğuhan, Zeynel Abidin Bulut, Serdar Altan, Ömer Çelik, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, ve Aziz Oruç- ile birlikte 8 Haziran'da göz altına alınmış ve 16 Haziran'da tutuklanmışlardı.
Tutuklanan gazetecilerden Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gözaltı sırasında yaptığı açıklamada "Neden gözaltına alındığımızı polise soruyoruz ama onların da bilgisi yok. 'Karar var' diyorlar sadece" demişti.
Oruç, "çalıştı[kları] basın kuruluşlarındaki hard disklerin bilgisayarlardan sökülerek alınmış olması, gözaltındakilerin tamamının gazeteci olması[nın]" tek açıklamasının "Gazetecilik faaliyetleri[nin] soruşturul[ması]" olduğunu düşündüğünü açıklamış ve "u yayınlarda suç unsuruna rastlayamazlar." demişti.
Oruç "hard disklere el ko[nulmasını]" da "oralardan bir şey çıkarmaya çalış[ma]" çabasıyla ilişkilendirmişti.
Sonuçta 16 Hazian'da 16 gazeteci çıkarıldıkları mahkemede "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanırken, Gülşen Koçuk, Kadir Bayram, Mehmet Yalçın, Esmer Tunç ve gazetecilerle birlikte alınan Feynaz Koçuk ve İhsan Ergünlü adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
BİANET
