Kapatılan Özgür Gündem gazetesine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan dilbilimci Necmiye Alpay’ın cezaevinde avukatına verdiği metinlere el koyulduğu ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre, olay geçen pazartesi günü Necmiye Alpay’ın tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde avukatıyla yaptığı görüşme sırasında yaşandı. Avukatıyla görüşmeye gelen Alpay’ın elinde bir söyleşiye verdiği yanıtlar ile bir de düzyazının bulunduğunu fark eden cezaevi nöbetçi müdürü, Alpay ve avukata hem bu kâğıtlarını incelemek istediğini ve hem de bu durum ile ilgili tutanak hazırlamak istediğini bildirdi. Alpay ve avukatı, bu konunun bir tutanağı gerektirmeyeceğini belirtince, müdür buna ikna oldu; ancak inceleyip geri vereceğini söyleyerek Alpay’ın elindeki kâğıtlara el koydu.
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz, Alpay’ı temsil eden İstanbul Barosu avukatlarından Cemal Polat, olayın tüm tutuklu ve hükümlüler için emsal teşkil ettiğini dile getirerek, gazetemize şu açıklamayı yaptı:
“Avukat ve müvekkil görüşmesi gizlidir. Avukatlık Kanunu’na göre, avukatın müvekkili ile yaptığı görüşmelerin, avukatın sır saklama yükümlülüğü olduğu için sızdırılması yasaktır. Bu görüşmenin gizli kalması gerekir ki, bu anlamda ilgili görüşmelerde dile getirilenler de, el koyanlar tarafından kolaylıkla dışarı sızdırabilirler. Bu aynı zamanda savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Çünkü bunların dışarı sızdırılabileceğini öğrenip, düşünen şüpheliler, müvekkiller, bu nedenden dolayı, yargılandıkları davaya ilişkin tüm bilgileri avukata açıklamaktan çekinebilirler. Bu da savunma hakkının ihlali anlamına gelir. Ki bu mevcut yasalarımıza da aykırı bir durumdur. Ama son dönemde bazı davalarda bu konudaki sesli ve görüntü kayıtların da yapıldığını, görüşme sonrası avukat notlarına el konulduğunu birçok meslektaşımızdan duyuyoruz. Bunlar, savunma hakkı açısından çok vahim ve Türkiye’de 12 Eylül’de bile yaşanmayan durumlardır. Yargılanan şüphelilerin görüşmeleri de, hem sözlü, hem de görsel olarak kayıt altına alınıyor ve başlarında infaz koruma görevlileri bulunuyor ve görüşmeyi dinliyorlar.”
Savcılığın Ensar hassasiyeti
OHAL sürecinde hak ihlallerinin zirve yaptığı cezaevlerinde katlanarak artan ihlallere her gün bir yenisi ekleniyor. Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülere gelen mektuplardaki Ensar Vakfı ve KAİM-DER ile ilgili tespitlerin sakıncalı bulunarak karalandığı ortaya çıktı. “Karalama engeline” itirazı yerinde bularak bu uygulamayı kaldıran infaz Hakimliği’nin kararına başsavcılık itiraz etti. İtiraz ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edildi. Aynı süreç bir tutuklunun annesine yazdığı mektupta da yaşandı. Mektupta Alevilik üzerine yazdığı bir bölüm sakıncalı bulunarak karalandı.
Avukat görüşünün kısıtlandığı, kitapgazete yasaklarının getirildiği ve iletişim hakkı engelleriyle son günlerde daha fazla gündemde olan cezaevlerinden yükselen sesler yeni hak ihlallerini duyuruyor. Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalan Mecit Şahinkaya’nın bir arkadaşına gönderdiği mektupta yer alan ve bir dönem çocuk istismarıyla ülke gündemine oturan Ensar Vakfı ve KAİM-DER’e ilişkin değerlendirmeler cezaevi disiplin kurulu tarafından sakıncalı bulunarak üzeri karalandı. Sansür yöntemine itiraz edilince infaz hâkimliği ibarelerde hakaret veya tehdit olmadığı gerekçesiyle bu kararı kaldırdı. Ancak bu kez devreye Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı girdi. Ve infaz hâkimliği’nin kararına itiraz etti, itirazı değerlendiren Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi de başsavcılığın itirazını kabul etti. Böylece disiplin kurulunun sansürü yürürlükte kaldı.
Alevilik sakıncalı görüldü
Aynı cezaevinde kalan Remzi Uçucu’nun annesi Hayal Uçucu’ya yolladığı mektup ise içeriğinde yer alan Alevilik ile ilgili ibareler nedeni ile sansürlendi. Disiplin kurulunun Alevilikle ilgili yazıda kimi yerleri karalaması üzerine infaz hâkimliği yapılan itirazı yerinde görerek bu kararı da kaldırdı. İnfaz Hakimliği’nin bu kararına yine Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi de başsavcılığın itirazını yerinde görünce infaz hâkimliğinin kararı iptal edildi. Uçucu’nun arkadaşına gönderdiği mektup içeriğindeki 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili değerlendirmeler de yine sakıncalı görülerek üzeri karalandı.
Özçelik’in üstünü çizdiler
Taner Korkmaz’a gelen bir mektuba ise önce el konuldu sonra kendisine verilen fotokopisinde de bazı bölümlerin karalanmış olduğu görüldü. Korkmaz’a gelen mektupta hakaret olduğu iddiasıyla karalanan bölümlerin ise meslekten ihraç edilen eski hâkim Metin Özçelik’e yönelik kullanıldığı belirtildi. Mektubun çıkış yeri olan Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi yönetiminin mektupta herhangi bir sakınca görmemesi dikkat çekti.