'CHP'de Devrimci Demokratik Sol Platformu' adlı oluşum, Ankara'da yarın başlayacak CHP Kurultayı'na yönelik olarak, 'İktidar İçin Demokratik İşleyiş, Politik Cesaret' başlıklı ortak yazılı açıklama yaptı.
İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere yan yana geldiklerini belirten platform, CHP delegeleri ve diğer partililere seslenerek, "Bizler, partimiz CHP'nin halkın umudu haline gelmesini ve CHP'nin iktidara yürümesini isteyen, bunun için de AKP faşizmine karşı açıkça mücadele etmeden iktidarı kazanmanın mümkün olmadığını savunan CHP'deki Devrimci Demokratik Sol'uz! Bugün devrimci olmak, demokrat olmak, solda durmak; soruları doğru sormak, cevapları, doğru bildiklerimizi, savunduğumuz değerleri cesaretle her alanda haykırabilmek, söylemleri eyleme dönüştürmek ve faşizme karşı mücadeleyi örgütleyebilmek demektir." dedi.
'CHP'de Devrimci Demokratik Sol Platformu' neler yapılması gerektiğini ise şöyle aktardı:
"Ülkemizi ve bölgemizi savaş alanına çevirerek, Orta Doğu'yu emperyalist güçlerin işgaline açanlara karşı çıkmalı, ülkede ve bölgede 'savaşa hayır' demenin vatan hainliği değil, yurtseverlik olduğunu söylemeliyiz! "Bizim Suriye'de ve Irak'ta ne işimiz var" diye sormalıyız!
AKP iktidarına, 'IŞİD belasını başımıza siz sardınız, Suruç, Ankara ve Sultanahmet katliamlarının siyasi sorumlusu sizsiniz' demeliyiz.
'Kürt sorunu vardır ve bu sorunu çözmek, ölümleri durdurmak zorundayız' diyerek, AKP'ye de, PKK'ye de 'yeter artık durdurun bu şiddeti' deyip, bir adım öne çıkmalıyız!
Barış isteyen bütün toplumsal ve siyasal güçleri hiçbir ayrıma tabi tutmadan, 'ama-fakat' demeden yan yana getirmeli, 'savaşa hayır' diyen akademisyenlere sahip çıkmalıyız. Mezhepçilik, bölücülük, adaletsizlik, eşitsizlik yerine, birlikte, eşit ve özgür yaşamı açıkça savunmalıyız.
Kürt meselesini de, Alevi meselesini de, devleti demokratikleştirerek biz çözeriz demeliyiz. AKP ile 'demokratik anayasa' yapılamaz, 'demokratik anayasa' demokrasiye inananlarla yapılır demeliyiz. 21. Yüzyılda, toplumların da, ülkelerin de fetvalarla yönetilemeyeceğini söylemeli, laikliği sonuna kadar savunarak, dinin iktidar olmasına hayır demeliyiz.
Yoksulluğu değil refahı, spekülatif kazancı değil, üretimi ve üretimden gelecek zenginliği; derelerin, madenlerin, kamu mallarının, kentsel arazilerin yağmalanmasına dayanan rantçılığı değil kamu yararını ve yerinde dönüşümü öne çıkarmalıyız."
PLATFORMUN ÇAĞRISI
Platform çağrısını ise, şu cümlelerle yaptı: "İktidar yürüyüşümüzü hızlandırmak, zafere ulaşmak için gerekli olan tüm olanaklara sahibiz. Dünü ve olmazları tartışmak ve konuşmak yerine, olabilecekleri ve değişimi konuşmak istiyoruz! Yazılı belgelerimizle, söylemlerimizle eylemlerimizi birleştirmek istiyoruz.
Yenilenmeyi, atılımı, dönüşümü başarabilecek, birikim, potansiyel ve enerji bu parti kadrolarında yeterince var. Yeter ki bunu harekete geçirelim! Bunun için diyoruz ki; CHP'de ilkeler, politikalar konuşulmalı, ideolojik politik çizgi netleşmeli ve CHP devrimcileşmelidir.
Parlamenter muhalefeti sokaktaki muhalefetle birleştiren, parti içinde sınıfsal bakış açısını esas alarak, etnik ve inançsal kimlikleri kabul eden ama 'kimlikler üstü' bir siyaset tarzını hakim kılmalıyız. Yenilgilerimizin nedenlerini sorgulamalı, analiz etmeli, hatalarımızı kabul edip, gerektiğinde özeleştiri vermeliyiz! Partinin örgütlenme anlayışını, çalışma tarzını yenilemeliyiz. Hayatın ihtiyaçlarına cevap vermeyen siyaset yapma tarzını bir kenara bırakmalıyız."
"KURULTAYLARDA YÖNETİCİ DEĞİŞTİRMEK YETMEZ"
"Başkası değil kendimiz olmalıyız." diye devam eden 'CHP'de Devrimci Demokratik Sol Platformu' açıklamasının sonunda şu değerlendirmede bulunuldu:
"Amalı-fakatlı konuşmalar, şikayet etmeler yerine çözüm üreten ve çözümü örgütleyen, iktidar yürüyüşünü başlatan taraf olmalıyız. İktidar deyince, bunun ilçe ya da il başkanlığını veya Parti Meclisi'ni ele geçirmek olmadığını artık anlamalıyız. Parti örgütlerine saygınlık ve işlerlik kazandırmak için, örgütleri, danışma kurullarını bütün tartışma ve karar süreçlerine aktif olarak katmalı, parti merkezinin ve belediye başkanlarının müdahalelerini ortadan kaldırmalıyız.
Parti içi demokratik işleyişi, demokratik katılımı sağlamalıyız. Kota uygulamasını kağıt üzerinde kalmaktan kurtarmalıyız. Parti içi demokrasi ve katılımcılığı yalan olmaktan çıkartmalı, kongrelerde blok listeyi reddedip, çarşaf listeyi uygulanır kılmalı, çoğulculuğu öne çıkartmalıyız! Önseçimi sürekli kılmalı, MYK'yı Parti Meclisi'nde seçmeli ve üyelikleri yeniden yapılandırmalıyız.
Partimiz, ideolojik politik duruşunu netleştirmeden, örgütlenme ve çalışma tarzını, kadrolaşma anlayışını yenilemeden, politik cesarete sahip olmadan iktidar olamaz. Yapısal sorunlarımıza çözüm üretmeyen, demokratik işleyiş ve katılıma ilişkin tıkanıkları aşmaya hizmet etmeyen kurultay süreçleri, yöneticilerin değiştirildiği bir illüzyon olmaktan öteye gidemez.
Gelin bu süreci demokratik işleyiş ve politik cesaret ışığında partimizi yeniden yapılandırmaya dönüştürelim ve partimizi hak ettiği yere, yani iktidara taşıyalım."
CİHAN