Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Ergenekon davasının temyiz incelemesinde Yargıtay'ın vereceği kararda 'esastan bozma kararı' beklediklerini söyledi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde başlayan duruşmanın öğle arasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Balbay, "Yargıtay'ın vereceği kararda biz bozma kararı bekliyoruz. Savcı usulden bozma kararı istedi. Bu esastan bozulması gereken bir dosyadır." dedi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük davasında son duruşmayı izlediklerini dile getiren Balbay, şunları kaydetti: "Mahkeme başkanı son duruşmanın DVD'sini izlemiş, 600 kadar duruşma yapıldı. Sadece son duruşmayı değil rastgele 10 duruşma izleseler zaten genel bir kanı oluşur. Son duruşma tabi ki bizim gözümüz önünde oluyor. Direkt heyete dahil olmayan hakimler de duruşmaya katılmıştı. Biz bunu baştan uyarmıştık. Tabi bu dava tarihin en büyük davası ama öyle bir dava ki 150 milyon sayfa deliller var. Bu 150 milyon sayfayı nasıl inceleyecekler merak ediyorum. Bu dijital veriler kağıda döküldüğünde 2 bin 400 klasör. Bu dava 23 davanın birleşmesiyle oluştu. Bu davanın mantığı şuydu; dinamit lokumu ile Afyon lokumu, ikisi de lokumdur. İkisi de lokum olarak değerlendirilip ayrı pakete konulabilir. Bu mantıkla açılmış bir davaydı. Bugün mahkeme heyeti adil bir yargılama yapacağını söyledi. Biz de onu bekliyoruz. Bu davanın delillerinin daha önce beraat kararı verilen Balyoz, Poyrazköy gibi davalardan çok daha ağır hak ihlallerine ve çok daha sorumsuzca hazırlanmış, uydurulmuş delillere dayalı bir dava. Bu davadaki hukuk ihlallerini ve bu delileri uyduranları yaptığına kâr kalmamasını diliyorum."
"YARGILAMA HIZLI İLERLEYECEK"
Yargılamanın hızlı ilerleyeceğini kaydeden Balbay, ilk savunmayı yapanların çok kısa değerlendirmeler yapıp geçtiğini ifade etti. Yargıtay'ın vereceği kararda bozma kararı beklediklerini belirten Balbay, "Savcı usulden bozma kararı istedi. Bu esastan bozulması gereken dosyadır. Bu dosyanın içinde PKK yöneticisi tanık, Genelkurmay Başkanı sanık oldu. Gazetecilerin bütün meslek faaliyetleri suç sayıldı ve santral telefonlarının kişilere ait sayıldı, bu kabul edilemez bir şey. İstanbul Üniversitesi ve Cumhuriyet gazetesinin santralinin sanıkların üzerine aktarıldığı ve dijital verilerinde bu şekilde oluşturulduğu bir dava. Özetle biz Ankara'da yargıçlar var demek istiyoruz. Her şeye rağmen bu ülkenin hukuk birikimi vahşi bir dosyayı kaldırmaz diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı. CİHAN