CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Suruç katliamının ardından kamuoyuna verdikleri söz gereği bölgede yaptıkları incelemeyi hatırlattı. İncelemeden sonra CHP milletvekillerince hazırlanan raporda Ankara'daki katliamı öngördüklerini, dolayısıyla önlenebilecekken önlenmediğini, göz göre göre geldiğini söyledi.
Yine raporun Suruç'taki bombalı terör saldırısına ilişkin değerlendirme kısmında, olayın gelişimine sebep olan temel faktörlerden birinin istihbarat zafiyeti olduğunun vurgulandığını aktaran Çam, "Gelinen noktada, istihbarat sistematiği sürekli skandallarla beraber anılır olmuştur. Esasen dış istihbarattan sorumlu olması gereken ve son dönemde AKP yöneticilerince giderek siyasallaştırılan MİT'in, son dönemde gerçekleşen büyük ölümlü ve yaralanmalı katliamlarda önleyici ve caydırıcı işlevini etkin biçimde yerine getiremediği görülmektedir." şeklinde konuştu. En önemli eleştiriyi MİT'e yönelten Musa Çam, "Tüm bu tespitler ışığında ve hepimizi üzüntüye boğan, cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının ardından, hiç çekinmeden söylemek gerekir ki AKP siyaseti, hem içeride hem dışarıda iflas etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin istihbarat sistematiği çökmüştür. İstihbarat örgütleri, şahsi çıkarlar için kullanılmaktan ötürü işlevlerini yitirmiş ve özellikle partizanlaştırılan MİT, 'KİT (Kişisel İstihbarat Teşkilatı)' olmuştur. Türkiye tarihinde ilk kez, bir cumhurbaşkanı'nın vesayeti altındaki siyasal partinin hükümetleri, bu kişinin kişisel çıkarları için ülke çıkarlarını hiçe saymıştır ve oluşan güvenlik zafiyeti sonucu yurttaşlarımız hayatlarını kaybetmiştir fakat bu karanlık günlerde dahi umudumuzu yitirmeyeceğiz. Barış isteğine yönelik bu saldırı unutulmayacak ve sorumlulardan hesap sorulacaktır." diye konuştu.
Açıklamada ayrıca 10 Ekim 2015 günü düzenlenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'nden önce gerek kamuoyunda gerekse kendi hazırladıkları raporda dile getirilen uyarıların hükümet ve devlet kurumlarınca hiç dikkate alınmadığını da söyleyen CHP Milletvekili Çam, "Siyasi ve hukuki sorumluluğu bulunanların acilen görevden el çektirilmesi, yürütülen soruşturmaların güvenliği için zorunludur. Hükümet ve onun yönetimindeki devlet kurumları, tüm bu uyarılara ve tespitlere kulak tıkamıştır. Bunun sonucunda barış için yürüyen, daha fazla demokrasi isteyen, emeğin hakkı verilsin diyen yurttaşlarımız hayatlarını kaybetmiş, yaralanmışlardır. Zamanında görevini ve sorumluluklarını yerine getirmeyen ve adeta katliama davetiye çıkaran Davutoğlu hükümetleri, şimdi çıkmış bu katliamın IŞİD tarafından yapıldığını, itiraf gibi açıklamalarla dillendirilmektedir. Bu katliamcıların kimliği, daha Suruç soruşturmasının ilk aşamasında ortaya çıkmışken ve raporumuzda açıkça IŞİD katliamcılarının ülke için oluşturduğu tehdidin büyüklüğü ortaya koyulmuşken çökmüş dış politikanın mimarı AKP ve onun başındaki Sayın Başbakan, tüm bu acıların yaşanmasını engelleyebilecekken görevlerini yerine getirmemiştir. Doğrudan IŞİD'i hedef almaktan çekinen Başbakan görüntüsünün yarattığı acizlik ortadadır." şeklinde konuştu.
Olay yerinde yaptıkları incelemelerde elde ettikleri tespitleri sıralayan Çam, "Bir kez daha hatırlatmak isterim ki raporumuzda, CHP heyetinin ilçede yaptığı incelemeler ve temaslar sonucunda oluşan izlenimler şu başlıklar altında toplanmıştır:
"1. Patlama öncesi güvenlik ve istihbarat zafiyeti söz konusudur.
2. Bombanın etki alanında hiçbir güvenlik görevlisinin bulunmaması dikkat çekicidir.
3. Patlamadan sonra polis, olay yerinde gaz bombası kullanmıştır. Bu kabul edilemez.
4. Suruç'a yönelik bir IŞİD eylemi öngörülmüş olmasına rağmen katliam yapılmıştır.
5. Yaralananların büyük çoğunluğu, kullanılan patlayıcının etkisini ve ölü sayısını arttırmak için kullanılan bilyelerden zarar görmüştür.
6. Olay yerini izleyen herhangi bir güvenlik kamerası mevcut değildir.
7. Olayda kullanılan patlayıcılar, daha önce Diyarbakır'da terör saldırısında kullanılan patlayıcılarla benzerlik göstermekte ve iki olay arasında ilinti olduğu şüphesi ifade edilmektedir." CİHAN