CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Soma davasına ilgi azaldığı için ilçede madenciler üzerinde baskı, şantaj ve tehdidin arttığını söyledi. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Soma maden kazası ceza davasının bugünkü duruşmasından önce gazetecilere açıklamada bulunan Özel, davaya kamuoyu ilgisinin her geçen gün azaldığını kaydetti.
Bugün ara karar verileceğini belirten aktaran Milletvekili Özel, "Bugün taraflar taleplerini iletecekler ve mahkeme bir ara karar vererek, bir sonraki tarihe ertelenecek ancak şunu ifade etmek gerekir, Soma davası ile ilgili Türkiye'de, 'Soma'yı unutmayacağız, unutturmayacağız. Unutursak yüreğimiz kurusun.' ifadeleri çok ciddi yankı buluyordu ama her geçen gün davaya duyulan ilginin azalmasıyla ilk günlere göre birtakım değişiklikler var burada ve Soma'da. Kazadan sonra öncelikle Soma'da büyük bir acı vardı. Soma'da gözyaşı, suçluların cezalalandırılmasıyla ilgili bir talep, adaletin yerine gelmesiyle ilgili bir inanç ve herkesin ağzında, 'Bir daha Soma'ların yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapacağız.' diye yeminler vardı ama zaman geçtikçe, olay soğudukça, kamuoyunun gündeminden düştükçe şimdi artık Soma'da maalesef baskı var, şantaj var, birtakım kirli ilişkiler var, para var, tehdit var ve adaletin önüne geçilmesi için elinden ne geliyorsa firmanın yaptığı her şey var." dedi.
'FİŞLEME YAPTILAR'
Maden faciasının ardından Soma'da çok ciddi fişlemeler yapıldığını iddia eden CHP Milletvekili Özel, "Soma ile ilgili şunu ifade etmek isteriz ki son günlerde burada mahkemede hep birlikte izledik, çok ciddi bir fişleme yaptılar Soma'da. Maden kazasından sonra televizyonlara konuşanları, özellikle maden şirketlerini eleştirenleri, eylemlere katılanları, Ankara'da veya Soma'da oturma eylemi yapanları teker teker fişlediler. Gelinen noktada o kişileri eğer işsizlerse işe almıyorlar, eğer davada tanıksalar, 'İfadeni ver, ifadenden sonra gel işe başla.' diyorlar. Eğer işyerinde çalışıyorlarsa ifadeden birkaç gün önce, 'İfadeni dikkatli ver, işinden olursun, aşından, ekmeğinden olursun.' diyorlar. Soma'da tanıklar ifade değiştirmeye, doğruları söyleseler dahi şikayetçi olmamaya, başlarını öne eğmeye ve, 'Biz şikayetçi değiliz.' demeye başladılar. Soma'da son günlerde ne oldu derseniz, Soma'da maden lobisi ve maden şirketleri baskının dozunu arttırdı ve kesenin de ağzını açtı. Buradan iddia ediyorum, önümüzdeki günlerde köşe yazılarında, bazı bilimsel makalelerde, bazı uluslararası geçerliliği olabilecek bilimsel makalelerde, Soma A.Ş.'nin ileride işine yarayabilecek bazı ifadelerin yuvarlanmaya başladığını göreceğiz, çünkü mahkeme kararıyla buraya maden mühendisleri geldi. O madende suçüstü olabilirdi, madene sokmadılar, mahkeme kararına rağmen. İçeriden aldığım çok net bilgilere göre söylüyorum, içeride yandaş birtakım profesörler, firmayla iyi ilişkiler içerisinde olan birtakım araştırmacılar içeride cirit atıyorlar. Birtakım firmayı aklayacak raporların hazırlanması, bunun ileride firmanın elini güçlendirmek üzere birtakım yerlerde yayımlatılması, hem kamuoyu oluşturulması hem de mahkemenin baskı altına alınması gündemde. Maden mühendislerini oraya sokmayanlar, birtakım önceden hazırlanmış, talimatlandırılmış kişileri oraya sokuyorlar ve birtakım çalışmalar yaptırıyorlar. Maden firmaya devredileli bir buçuk yıl oldu neredeyse. Orada delillerin karartılması, değiştirilmesi, birtakım değişikliklerin yapılması mümkün. Bu konuyla ilgili bir ihbarda bulunuyoruz, hem kamuoyunun hem adaletin hem de idari makamların dikkatine sunuyoruz." diye konuştu.
'GİZLİ KAPILAR ARDINDA PROTOKOL'
İşçilerin hala ödenmeyen tazminatları konusunda da açıklamada bulunan Özgür Özel, "Bunların dışında bir gelişme daha var. Oradaki madencilerin tazminat alacakları var, 2 bin 800 madencinin. Bu tazminat alacakları, daha Cumhurbaşkanı'nın, o zaman başbakanken Soma'ya ilk ziyaretinde söz vermişlerdi. Aylarca uğraştık, bu söz tutulmadı. Daha sonra TMSF tarafından, firmanın varlıklarının satılarak ödeneceği söylenmişti. Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın Manisa'da yapmış olduğu haziran mitinglerinde, seçimlerden üç gün önce paralar dağıtıldı. Hattâ sendika tarafından yaptırılmış bir pankartla Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a teşekkür edildi, Milli Eğitim binasından. O günden bu yana bir kişiye bile tazminat yatmadı. O günden bugüne duyumlarımızı sürekli söyledik. Sarı sendikanın, buraya herkes müdahillik talebinde bulunurken talepleri reddediliyor ama başvurusu reddedilmeyecek bir kişi var, bu işçilerin sendikası müdahillik talebinde bulunmadı. Bir tek avukat yollayıp burayı izlemiyor ama avukatları gitmiş, Soma A.Ş. ile anlaşmış, bir protokol yapmış. O protokole göre de işçilerin tazminatlarını 24 taksite bölmüş. TMSF'ye de, 'Sakın malımızı satıp parayı ödemeyin, 24 taksitte ödenecek. İşçilerin temsilcisi sendika ile anlaştım.' demiş. Ben bunu dediğimde işçiler, sendikaya gidip hesap soruyorlar. Sendika diyor ki, 'Böyle bir şey yok, size doğru söylenmiyor.' TMSF'den, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında başvurdum. Başvurumun ekinde 20 soru var. Bu 20 sorudan konumuz olan 15. soru; '4 Haziran 2015'te toplam kaç işçiye ödeme yapıldı? Ödemesi yapılmayan işçilere ödemesi ne zaman yapılacak? Niçin tam para ödenmiyor?' diye soruyoruz. Cevap diyor ki, 'Yukarıda belirtildiği üzere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na ilgili şirket tarafından gönderilen listedeki 2 bin 955 işçiye, 4 Haziran 2015 tarihinde verilen listeye göre ödemeler yapılmıştır. Bundan sonraki ödemelere ilişkin olarak ilgili şirket ve Türkiye Maden İşçileri Sendikası arasında imzalanan protokol TMSF'ye ibraz edilmiş olup toplam 34 milyon TL'nin 23 taksitte ödeneceği hususu, işveren ve sendika tarafından kararlaştırılmıştır.' Şimdi tepkilerden korkan, işçileri seçim öncesi yine sattığını itiraf etmekten korkan sendika, 'böyle bir şey yok' diyor ama TMSF, 'bana protokol yolladılar, imzalamışlar' diyor." dedi.
'İŞSİZ KALAN İŞÇİLERİ AÇLIKLA TERBİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Kamuoyunun Soma davasına ilgisinin devam etmesini isteyen Özel, "Biraz önce dediğim gibi biz Soma'dan ilgimizi uzaklaştırdıkça, kamuoyu ilgisini uzak tuttukça, Soma gündemden düştükçe Soma'daki ilk günlerdeki gözyaşı ve vicdanın yerini şimdi baskı, para, kirli ilişkiler alıyor. Bir taraftan mahkemedeki tanıklar şikayetçi olmamaya, şikayetçi olanlar işten atılmaya, düzgün ifade veren çocuklar işe alınmaya ama dik duranlar da açlıkla terbiye edilmeye çalışılırken bir yandan da mahkemeyi takip etmeyen, bu ölen 301 işçinin de sendikası, işsiz kalan 2 bin 900 madencinin de sendikası mahkemeyi takip etmiyor ama avukatları buraya gelmezken gizli kapılar arkasında protokoller yapıp TMSF'ye yollayıp bu işçilerin, hem ölen 301 işçinin ailelerine hem 2 bin 955 kişiye ödenmesi gereken paraları da ödetmiyor. Bunu takip etmeye devam edeceğiz. İlginizi, desteğinizi, kamuoyunun davaya olan ilgisinin sürmesini ümit ediyoruz. Burada tutukluluk kararının devamı çok önemli. İçerideyken bile bu kadar müdahale ediyor, firmanın üst düzey yetkilileri. Adaletin yerini bulması ümidiyle bu davayı takip etmeye ve unutturmamaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu. CİHAN