SAMANYOLUHABER.COM- ANALİZ
Seçim mağlubiyeti sonrasında CHP’de kazanlar yeniden kaynıyor, Kılıçdaroğlu’na yönelik “istifa” baskıları artıyor. Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyen kesimler, herkesin malumu olan bir ismi öne çıkarıyor: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu!
Bazı muhalif gazeteciler, genel başkanlık için İmamoğlu’nu öneriyor ancak CHP örgütleri bu teklife sıcak bakmıyor! Neden?
CHP teşkilatları İmamoğlu’na niçin soğuk bakıyor? Neden genel başkan olduktan sonra 11 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin devamını istiyorlar?
CHP teşkilatlarının İmamoğlu’na soğuk bakmalarının birbiri ile bağlantılı iki temel sebebinin olduğunu söylemek mümkün. İlk sebep, İmamoğlu’nun kişiliğinde ve liderlik profilinde saklı.
CHP teşkilatlarında İmamoğlu’nu Erdoğan’a benzeten ve genel başkan olması halinde despotik bir lider olacağını düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Bu yönüyle Muharrem İnce’ye de benzetiyorlar İmamoğlu’nu.
İmamoğlu, yakın zamana kadar çizdiği profille, kendisi hakkında çekinceli düşüncelere sahip olanları haklı çıkaran çıkışlar yaptı. “Egosu yüksek, hırslı ve eleştiriye tahammülü yok” şeklindeki tenkit ve tespitlerin muhatabı oldu.
İmamoğlu, 2022 yılı Mayıs ayında düzenlediği Karadeniz gezisine Nagehan Alçı gibi AKP’ye yakın gazetecileri de dahil etmiş ve bu nedenle yoğun eleştiri almıştı. İmamoğlu kendisine tepki gösterenlere “Vız gelir, tırıs gider” sözleriyle karşılık vermişti.
Tam da Erdoğan’la özdeşleşen bir tavır ortaya koymuştu İmamoğlu. Bunun üstüne, CHP teşkilatlarının çok sevdiği bir isim olan İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile de arasını bozması, tahrip olan algısına tuz biber ekti. İmamoğlu için “İkinci Erdoğan” tanımları yapıldı.
İşte bu yüzden, CHP örgütleri İmamoğlu’na sıcak bakmıyor, liderliğine razı olmuyor.
Başta da ifade ettiğim üzere, birinci hususla bağlantılı olan ikinci sebep ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişiliği ve liderlik tarzı ile alakalı. İmamoğlu’nun aksine Kılıçdaroğlu çok daha şeffaf, demokratik ve anlayışlı bir lider profiline sahip.
Çok daha rahat ve kolay irtibat kurulabilen ve konuşulabilen bir lider Kılıçdaroğlu. Deniz Baykal gibi “sert” bir liderden sonra, CHP teşkilatları Kılıçdaroğlu ile saadet devrini yaşadı.
Lakin, Kılıçdaroğlu teşkilatlara saadet getirse de CHP’yi iktidara taşıyabilen bir lider olamadı. 2010 yılında genel başkan seçilmesinden bu yana, 11 seçim kaybetti Erdoğan ve AKP’ye karşı.
Beş sağ partiyi yanına alıp Millet İttifakını kurmayı ve İstanbul ile Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarını Erdoğan’ın elinden almayı başardı, ancak yine de Türkiye’yi Erdoğan’dan kurtaramadı.
Şimdi CHP teşkilatları ve delegeleri bir tercih yapacak. Görünen o ki “Ya İmamoğlu ya da Kılıçdaroğlu” diyecekler.
İmamoğlu’nun genel başkan olması halinde CHP’yi iktidara taşıyıp Türkiye’yi Erdoğan diktasından kurtarabileceği ihtimali de pek güçlü bulunmuyor.
Ki, daha önceki bir analizde de ifade ettiğim üzere, aslolan liderin değil, paradigmanın değişmesidir. CHP paradigmasını değiştirmeden, salt bir lider değişikliği ile Türkiye’nin dertlerine derman olamaz.
Öyleyse üçüncü bir yol bulmalı CHP’liler ve teşkilatlar. Hem demokrat, medeni ve karizma sahibi hem de iktidar yürüyebilecek bir yol.
Ya Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu bu profile sahip olmalı ya da yoldan çekilmeliler…