CHP'de Merkez Yönetim Kurulu ve PM toplantısında 200'ün üzerinde belediye başkan adaylarının görüşülmesi ve açıklanması öngörülüyordu. Ancak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararına uymama kararının ardından MYK'nin gündemi değişti.
Özel, MYK ve Parti Meclisi’nin olağanüstü gündeminin Yargıtay’ın Can Atalay kararı olduğunu söyleyerek, “Bugün bizden bir belediye başkanı adayı ve yerel seçimlere yönelik herhangi bir şey duymayacaksınız. CHP’nin toplumsal muhalefetle birlikte bundan sonraki yol haritasını konuşacağız” diye konuştu.
Özel, PM toplantısının ardından açıklama yaptı.
Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Parti Meclisi'miz tamamen karşı karşıya olduğumuz yargı eliyle anayasayı askıya alma, anayasayı yok sayma ve anayasasızlaştırma üzerine bir sivil darbe girişimini gündemine almış durumda.
Dün Yargıtay 3. Dairesi'nin aldığı karar Hatay halkı tarafından milletvekili seçilmiş Can Atalay'ın, salıverilmemesine, dokunulmazlık hakkında yararlanmamasına bir karar ve kriz olarak görünmekle birlikte, bunu çok aşan bir noktaya gelmiş durumdadır.
Bugün eğer ki Can Atalay serbest kalmış olsaydı onunla birlikte esir tutulan Tayfun Kahraman, Osman Kavala, Mine Özerden, Çiğdem Mater, yargılandıkları ve delil olmadığı için iki kez beraat ettikleri bu davada, 'Birileri onları beraat ettirmek istedi ancak ben bunu kabul etmiyorum" diyen Erdoğan'ın açık talimatıyla yeniden yargılanmalarını, delillerin olmadığı ortamda, bir kişinin husumeti sonucu yeniden yargılanmalarını değiştirmezdi. Gezi davası Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kin davasıdır, siyasi kan davasıdır, Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi davası kendisini meşrulaştırmak için suçsuz insanları şeytanlaştırdıkları davadır.
Birinin kin davası, kan davası uğruna kendi yetkilerine aldıkları anayasanın bir maddesini hiç saymadır. O maddesi153. maddedir. Anayasa Mahkemesi kararları gerekçeli olarak yayımlanır, yayımlandığı anda AYM kararları yürütme, yasama, yargı organları için bağlayıcı demektir. Ama birisi; o Erdoğan; kendisi için anayasa yaptıran Erdoğan, kendini bu anayasanın da üzerinde görmektedir.
'Nasılsa ben istedim diye bazı maddelerini OHAL'de elde sopa, bazı yerde döve döve, devletin imkânlarını kullana kullana değiştirdim, bilseydim bunu da değiştirdim, keyif benim değil mi; 153 benim için yok hükmündedir' deyip 153. maddeyi yırtıp atmıştır. Onun adına 5 hakim yapmıştır ama sonra o kenara sahip çıkınca Erdoğan anayasayı ortadan kaldırmaya çalışan bu darbe girişiminin başında olduğunu itiraf etmiştir. Bugün de Erdoğan'ın atadığı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kararı hatırlatıp 'Meclis'in önündedir' diyerek darbe girişiminin yaverliğine, darbenin komutanın yaveri olduğunu itiraf etmiştir.
Buradaki tehlike şudur. Bugün 153. maddeyi yırtıp atılmasına ses çıkarmazsanız, bir gün gelirler 75. maddeyi yırtıp atarlar, biz milletvekili, sayın Bahçeli milletvekili falan olmaz. Bugün anayasa mahkemesi yok hükmündeyse, yarın 75. maddeyi atarlar Millet Meclisi yok hükmünde olur.
Elimde tüm muhalefet partilerinin toplandığında katılacaklarını bildirdikleri CHP ve Gelecek Partisi, Saadet Partisi, TİP, DEVA, Demokrat Parti tarafından imzalanan İYİ Parti ve Dem tarafından da toplanıldığında oturuma katılacakları ifade edilen 9 Ocak 2024 Salı günü saat 15.00'te Genel Kurulu toplantıya çağırdığımız başvurumuz burada. TBMM'yi kendi iradesine karşı yapılan bu darbe girişimine karşı olağanüstü toplantıya çağırıyoruz.
Ayrıca CHP olarak, sivil toplumda bu darbe girişimine karşı hangi demokratik çağrı varsa en yürekten katkıyı sağlayacağımızı ifade ediyoruz. Gelecek hafta 14 Ocak Pazar günü geleceğimize sahip çıkıyoruz diyeceğimiz, demokrasiye, anayasaya sahip çıkacağımız büyük miting için, 14 Ocak Pazar günü saat 13.00'te tüm vatandaşlarımızı, tüm siyasi partileri, bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak isteyen her ferdini, gençlerini Tandoğan Meydanı'nda geleceğimize, adalete sahip çıkan mitingimize davet ediyoruz."