CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 17 - 31 Mayıs tarihleri arasında “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” vesilesiyle Türkiye’de “zorla kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması” için TBMM’de araştırma açılmasını istedi. Tanrıkulu, TBMM Başkanlığına sunduğu araştırma önergesinde Türkiye’de 17 bin kayıp vakasından 1.352’sinin “zorla kaybedildiğini” ileri sürdü.
Tanrıkulu, verileri şöyle paylaştı:
“1980 -1990 yıllarında 33, 1991 yılında 17, 1992 yılında 27, 1993 yılında 108. 1993 yılında dönemin Başbakanı ve Genelkurmay Başkanı tarafından özel bir güvenlik stratejisi yürürlüğe konulmuştur. 1994 yılında 532, 1995 yılında 235, 1996 yılında 166, 1997 yılında 87, 1998 yılında 53,1999 yılında 52, 2000 ve sonrası yıllarda 28, tarih belirlenemeyen 14 olmak üzere toplam 1352.”
Tanrıkulu, ANKA’ya yaptığı değerlendirmede Cumartesi Anneleri’nin İstanbul Galatasaray Meydanı'nda yaptıkları eylemi hatırlatarak, annelerin 700’üncü haftada düzenlemek istedikleri eylem nedeniyle yargılandığını belirtti. Tanrıkulu, bu eyleme destek verdiği için kendisi hakkında da fezleke düzenlendiğini bildirdi.
Tanrıkulu, yakın tarihte kaybolan isimleri şöyle sıraladı:
-Munzur Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku'dan 5 Ocak 2020 tarihinden itibaren haber alınamıyor.
-Sanayi Bakanlığı eski çalışanı Yusuf Bilge Tunç Ankara'nın göbeğinde 6 Ağustos 2019'da kayboldu.
-Cezaevindeki oğlunu ziyaret etmek için Batman’dan İstanbul’a gelen Mehmet Bal'dan 24 Ocak 2020'den beri haber alınamıyor.
-Şırnak'ta Keldani halkından Hürmüz Diril ve Şimoni Diril 11 Ocak 2020'de kayboldu. 70 gün sonra Şimoni Diril'in cenazesi evlerinin yakınında bir dere kenarında bulundu. Hürmüz Diril halen kayıp…
-Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde 31 Temmuz 2020’de misafirliğe gittiği evin önünde oynarken kaybolan 3 yaşındaki Miraç Çiçek’ten haber alınamıyor.
-Başbakanlık raportörlüğü görevinden kanun hükmünde kararname ile ihraç edilen eski bir kamu görevlisi olan Hüseyin Galip Küçüközyiğit 29 Aralık 2020 Salı gününden beri kayıp.
Tanrıkulu, bu kayıpların araştırılması gerektiğini ise önergesinde şöyle anlattı:
“Zorla kaybettirilenlerin akıbetlerinin ortaya çıkarılarak, zorla kaybedilenlerin bulunması için faili meçhul cinayetler sonucu katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması, kayıpların akıbetlerinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili yapılan mezar açma işlemlerinin ilgili uluslararası standartlar gözetilerek yapılması ve mezarların iş makineleri ile özensiz bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin/kaybolmasının önüne geçilmesi, ‘Birleşmiş Milletler Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme’nin imzalanarak sözleşme gereklerinin yerine getirilmesi, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçilerek uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama süreci yürütülerek uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerinin dikkate alınmaması ve bundan sonra benzer acıların yaşanmaması amacıyla hakikatlerin ortaya çıkarılması için Anayasanın 98’inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.”