'6'lı masa vatansever liderlerin masasıdır'
Kılıçdaroğlu 6’lı masanın Türkiye için bir araya gelen, kalbi Türkiye için atan, 6 vatansever liderin masası olduğunu vurguladı.
"Bu değerli insanların en büyük motivasyonu, aldıkları ya da alacakları oylarda değil," diyen Kılıçdaroğlu “Ülke söz konusu olunca, ideolojik farklılıklar teferruattır” dememiz, bu masanın en büyük gücüdür," ifadelerini kullandı.
'İlk 6 ayda milletimizi ferahlatacağız. İlk 3 yılda 100 milyar dolar doğrudan yatırım gelecek'
"İktidarımızın ilk 6 ayında, milletimizin ferahlaması için hızlı çözümlerimiz hazır. İlk adım halkımıza nefes aldırmak, sonra kalıcı refahı sağlayacağız," diyen Kılıçdaroğlu "Gerçekleştirdiğim uluslararası temaslarda, toplamda 5 trilyon 461 milyar dolarlık fon yöneten yatırım bankaları ve girişim sermayesi fonlarıyla verimli toplantılar yaptım. Aralarında tefeci yoktu. Aralarında kara para sahipleri yoktu. Aralarında baronlar yoktu, şaibeli kişiler yoktu," ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu şu sözlerle devam etti:
"Dünyanın her yerinde bağımsız çok büyük varlık fonları var. İktidarımızın ilk üç yılında, onlardan da en az 75 milyar dolar yatırım alacağız. Ayrıca yeri-yurdu, kaynağı belli, temiz ve sürdürülebilir fonlardan en az 150 milyar dolar yatırım getireceğiz. Özellikle hedefimiz Avrupa’nın ve Uzakdoğu’nun emekli fonları olacak. Norveç ve Singapur gibi"
"Türkiye büyük kaynaklara ve potansiyele sahip bir ülke. Ancak yolsuz yönetim yüzünden halkımız hiçbir şeyden pay alamıyor. Ama Bay Kemal, çetelerle ve yolsuzluk yapanlarla mücadele etme sözü verdi. Çünkü ben kirli sermayenin adamı olmam! Kirli sermayenin çaldığı 418 milyar doları, borçları olarak deftere yazdım."
5 kolonda kalkınma
Halkı kalıcı zenginliğe ulaştıracak projeleri beş kolona ayırdığını belirten Kılıçdaroğlu çok sayıda somut proje üzerinde çalıştıklarını vurguladı.
Kılıçdaroğlu yeni projelerini Endüstriyel dönüşüm, işgücü dönüşümü, enerj, Gıda bolluğu ve bereketi ve Hızlı istihdam artışı şeklinde kolonlara ayırdıklarını duyurdu.
Kılıçdaroğlu 70 kişilik yeni vizyon kadrosunu tanıttı
Kılıçdaroğlu alanında uzman 70 kişinin yer aldığı yeni vizyon kadrosuna ve sisteme ilişkin, "Bu değerli isimlerle kurduğum sistem, Türkiye'yi hızlıca karanlıktan çekip, aydınlığa çıkaracak. Cumhuriyet kendi özünden güç alarak yeniden şahlanacak." dedi.
Kılıçdaroğlu, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması"nın açılışında yaptığı konuşmada, burada halktan ne için oy isteyeceklerini anlatacağını söyledi.
Sadece bir adaya, bir tek adama, bir zümrenin çıkarına asla oy istenmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Artık oyu halkımızdan, herkes için daha iyi bir yaşama, yeni bir düzene, yeni bir Türkiye hayaline, yeni bir siyaset kültürüne ve yeni bir siyaset üstü anlayışa oy isteyeceksiniz." ifadelerini kullandı.
Açıklayacağı sistemin sadece krizden çıkma programı olmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Evelallah orası nispeten çok daha kolay olacak. Krizden alnımızın akıyla ve hep birlikte çıkacağız. Asıl zor olan, ülkenin yeniden yapısal bir krize girmesini kalıcı olarak engellemek. Çünkü bu ülke durmaksızın krizlere girdi, krizlerden çıktı, krizlere girdi yine krizlerden çıktı, şimdi de derin bir krizin içindeyiz. Sürekli aynı girdaba düşen halkımız ekonomik ve sosyal olarak dayanılmaz acılar çekti. Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun için yönetim anlayışımızı, yaklaşımımızı kökten değiştirmeliyiz. Ancak bunun çaresi mevcut tek adam gitsin, başka bir tek adam gelsin değildir. Tek adam gitsin mi? Evet gitsin. Tek adam rejimi bitsin mi? Evet bitsin. Ancak yerine çalışan yeni bir sistem gelsin. Yeni bir tek adam aramıyoruz."
'Meselemiz, sadece hükümeti devralma meselesi değildir'
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında artık bir daha acımasız, adaletsiz ve kutuplaşmış dönemleri yaşamayacağını vurguladı.
CHP'nin İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nde ilan ettikleri gibi ülkenin üzerine çöken kara bulutları dağıtıp, Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştırma ve onu aşma kararlılığını bugün bir adım daha ileri taşıdıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Kurumları yeniden inşa edilmiş, sistemi yasal çerçeveye oturtulmuş, toplumsal güven ve huzurun hakim olduğu, bölgesinde barışın ve refahın merkezi haline geldiği bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Dolayısıyla meselemiz, sadece hükümeti devralma meselesi değildir. Mesele Mustafa Kemal Atatürk'ün o büyük hayaline sahip çıkmaktır ve onun vizyonunu tam anlamıyla hayata geçirmek inşallah bu bize nasip olacak." diye konuştu.
'Bugün yepyeni bir güç birliğiyle tanışacaksınız'
Kılıçdaroğlu, bugün yepyeni bir güç birliğiyle tanışılacağını ifade ederek, "Bir, siyaset üstü birlik. Oluşturduğumuz bu yeni siyaset üstü beyin takımından bazı isimleri burada göreceksiniz. Dünyadan ve Türkiye'den konusunda uzman ve itibarlı, 70 kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum." dedi.
Hem Türkiye'yi karış karış gezdiğini hem de dünyanın önemli ülkelerine gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bilim, teknoloji ve yatırımın iki büyük merkezi olan ABD ve İngiltere'de ziyaretlerde bulunduğunu, ne derlerse desinler inandığı vizyon yolculuğundan asla geri adım atmayacağını, kısa bir süre sonra Almanya'ya gideceğini söyledi.
Seyahatleri sonrasında bu 70 değerli isimle tek tek görüştüğünü, onları siyaset üstü güç birliğine katılmaları için davet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla elimizde 3 büyük güç var. Birincisi bize inanan halkımız, ikincisi sizler yani siyasi gücümüz, üçüncüsü ise dostlarımızla kurduğumuz siyaset üstü güç birliğimiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, birlikte çalışacağı bazı isimleri paylaştı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bahsettiği bu sistemi hangi mantıkla oluşturduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Bu değerli 70 kişi Türkiye için 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak. Zamanın, mekanın, enlemlerin, boylamların ötesinde kesintisiz üreten Türkiye'yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum. Bu 70 değerli isim ne bir kişi için ne bir parti için ne de iktidar için çalışacaklar, onlar vatanları için çalışacaklar. Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey. Çünkü benim işim birleştirmektir, çünkü benim işim sistemi kurmaktır, çünkü benim işim sistemi çalıştırmaktır. Benim işim o sistemi ayrıca kalıcı kılmaktır."
Bugün, ülkeyi kendileriyle birlikte dönüştürmeye cesaret edenlerin bazılarını tanıştıracağını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sayın Jeremy Rifkin ile tanışacaksınız. Kendisi Almanya'da Merkel'in endüstri ve sanayi teknolojileri danışmanıydı. Çin Devlet Başkanı'nın da danışmanlığını yaptı. Benim de yeni endüstriyel dönüşüm başdanışmanım. Dünyanın ilk 10 ekonomisti arasında gösterilen Daron Acemoğlu bizimle birlikte olacak. Ben Sayın Acemoğlu'nun gelecek yıllarda Nobel Ödülü alacağından da yüzde yüz eminim. Sayın Öztrak ülkeye nefes aldıracak makro ekonomik çözümleri, Sayın Böke dijital kalkınma ve yeşil dönüşümü, Sayın Hakan Kara ve Sayın Refet Gürkaynak para politikalarını, Ufuk Akçiğit istihdam politikalarını, Sayın Hacer Foggo ise sosyal politikaları anlatacak. Bu değerli isimlerle kurduğum sistem, Türkiye'yi hızlıca karanlıktan çekip, aydınlığa çıkaracak. Cumhuriyet kendi özünden güç alarak yeniden şahlanacak."
Faik Öztrak: Bize kral değil kural gerek
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak "Bize kral değil kural gerek" ifadelerini kullanarak kurumları ve kuralları güçlü Türkiye'ye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Öztrak "Güçlü bir demokrasi, kurum ve kurallar; toplumda can ve mal güvenliğini, istikrar ve huzuru sağlar. Yatırımı, istihdamı, aşı, işi artırır. Zenginliğin önünü açar. Bugün fert başına gelirimiz Üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ancak dörtte biriyse, bunun en önemli nedenlerinden biri kurumlarımızın kalitesinin OECD’nin ancak yarısı kadar olmasıdır. Bu da daha önceki rakamlarla. Herhalde bugün bunu yapsak, yarısı bile değiliz. Biz bu nedenle ‘Bize kral değil, kural gerek’ diyoruz. Kurumları ve kuralları güçlü Türkiye’de; ‘Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem’ olacak," ifadelerini kullandı.
Jeremy Rifkin: Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni vizyon kadrosunda başdanışmanı olan Jeremy Rifkin, toplantıya video konferansla bağlanarak şunları söyledi:
"Bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım. Türkiye'nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım.
Sayın Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek. Bu bir sanayi dönüşümü. Benim ekibim AB'de temel mimari görevlerde yer aldı ve ayrıca Çin'de... Sayın Acemoğlu ile birlikte çalışıyor olmak mutluluk verecek bana.
Son dönemdeki iklim çalışmaları bize şunu gösteriyor. Akdeniz'deki ülkeler dünyanınn geri kalanında yüzde 20 daha hızlı ısınıyor. En hızlı yağmur azalımı da bu bölgede görülüyor. Bu şekilde devam ederse burası yaşanamaz hale gelecek. Her Akdeniz ülkesinin bu konuyu ele alması gerekiyor. Birlikte çalışırsak başarılı olabiliriz. Bütün Türk halkının dayanışma içerisinde olması gerekiyor bu yolculukta."
Prof. Dr. Refet Gürkaynak: Enflasyonu yenmek mümkün
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak da video konferansla toplantıya bağlandı. Gürkaynak, şöyle konuştu:
"İktisadi durumumuz kötü. Sadece iyi niyetle değil, uzmanlıkla daha iyisinin olması mümkün. Bazen Türkiye'de olup biten şeyleri dünyanın bize bir tezahürü olarak anlatmaya çalışıyorlar. Halbuki böyle değil. Türkiye her ülke gibi bir ülke. Türkiye'de enflasyonun bu kadar yüksek olmasının nedeni adının Türkiye olmasından kaynaklanmıyor. Dünyada olup biten bizi de etkiliyor. Dünyanın her tarafında olduğu gibi kötü politikalar kötü sonuçlar doğuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar Türkiye'de de yaramıyor.
'Enflasyonu göze aldık çünkü büyümek istiyoruz.' 1970'lerde bütün dünya bunu denedi ve çuvalladı. 'Enflasyonu yükselteyim ama büyüyeyim', böyle bir şey yok, hiç olmadı! Türkiye'de de olmadığını görüyoruz ve bir kere daha görmemize gerek yoktu. 90'larda da gördük bunu.
Prof. Dr. Hakan Kara: Kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına ihtiyaç var
Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, video konferans yoluyla toplantıda konuştu. Kara, şunları ifade etti:
"Yoksullukla mücadele için kaynak gerekiyor. Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro çerçeve oraya koymak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim.
Geçmişten ders alıp, geleceğe yönelik politikaları tasarlamak gerekiyor. Türkiye'nin önemli bir deneyimi var. 2001 krizi sonrası uygulanan politikalar. Bu politikalardan alınabilecek dersleri anlatıp, Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarım nasıl oluşturulabilir, buna ilişkin görüşlerimi açıklamak istiyorum.Önümüzdeki dönemde maliye politikalarının tasarımında daha detaylı, biraz daha kapsamlı, kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına ihtiyaç var."
Prof. Dr. Daren Acemoğlu: Türkiye'nin mevcut durumu çok negatif, fakat potansiyeli çok büyük
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) öğretim görevlisi olan Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Selin Sayek Böke'den sonra video konferansla açıklamalarda bulundu. Acemoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Eğitim düzeyi ve eğitim kalitesi çok kötü durumda. Türkiye'den gelen öğrencilerin uluslararası sınavlardan aldığı notlar çok düşük. Ya da Türkiye'deki öğrencilerin üniversiteye gitme, liseden mezun olma oranları Avrupa'ya ya da Güney Amerika'ya oranla çok düşük.
Teknolojiye yatırım yapmamak, verimsiz büyüme, insan kaynaklarını doğru kullanmamak... Bunun çok net bir sonucu var; düşük verimli istihdam, düşük ücret düzeyi, yoksulluk... Bu yoksulluk problemini çözmek istiyorsak verimliliği artırmak lazım. Türkiye'deki problem bundan da derin. Çünkü olan gelir çok eşitsiz bir şekilde dağılıyor.
İlk önemli şey faiz politikalarını düzelterek enflasyonu düşürmek. Enflasyonun bu düzeyde olduğu bir ekonomide başka kaynakların doğru olarak dağılması mümkün değil. Enflasyonu düşürmek kolay değil. Bu süreç içinde mali politikaları doğru kullanıp yoksulluğu, tüketiciye olan baskıları azaltması lazım. Türkiye'de işsizlik zaten çok büyük bir problem, bunun çok daha büyük bir problem haline gelmesine izin vermemek lazım."