Asyanın doğusundaki 2 büyük güç, Çin ve Japonya, yeni bir krizin eşiğinde. Doğu Çin Denizi’nde yer alan Japonya’nın Senkaku ve Çin’in Diaoyus adını verdiği tartışmalı adalar 2 ülkeyi karşı karşıya getirdi. Çin, sahil güvenlik ekiplerine ülkenin egemenliğini ihlal eden unsurları vurma yetkisi vermişti. Japonya’nın da kriz nedeniyle alarm durumuna geçtiği iddia edildi.
JAPON HÜKUMETİNDEN PEKİN’E UYARILAR
Japonya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, Japon medyasına yaptığı açıklamada Çin’in çıkardığı yasanın uluslararası hukuka dayalı düzeni sarsabileceği uyarısında bulundu. Yetkili, Tokyo yönetiminin, Çin ile ihtilafa konu olan Doğu Çin Denizi’ndeki tartışmalı adalar üzerinden meydana gelebilecek askeri hareketliliğe hazırlandığı ve alarm durumunda olduğunu belirtti. İktidardaki Liberal Demokrat Parti’den bazı isimler de Japonya Öz Savunma Kuvvetleri’nin Çin’in askeri girişimlerde bulunması halinde “daha büyük bir rol oynaması gerektiğini” ifade ettiler. Japonya Ulusal Güvenlik Konseyi, 29 Ocak’ta bölgesel meseleleri görüşmek üzere toplanmış, Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi toplantı sonrası “Çin, hukuku, uluslararası hukukun aksine uygulamamalıdır.” uyarısında bulunmuştu.
SENKAKUS YA DA DİĞER İSMİYLE DİAOYUS ADALARI
Üzerinde yerleşim bulunmayan ve kayalıklardan oluşan Senkaku ya da Hiaoyus takımadaları Japonya’nın başkenti Tokyo’nun yaklaşık bin 900 kilometre güneybatısında bulunuyor.
5 ada ve 3 resiften oluşan takımadanın toplam yüzölçümü 7 kilometrekare. Japonya, adaları 1895’ten 2. Dünya Savaşı sonuna kadar idare etmiş. 2. Dünya Savaşı sonrası adalar 1945 yılından 1972 yılına kadar ABD tarafından yönetilmiş. 1972 yılında ABD, yaptığı anlaşma ile adaları Tokyo’ya devretmiş. 1968 yılında adaların çevresinde petrol bulunması, bölgenin önemini daha da arttırmış.
Japonya adaları 1972 yılından beri yönetse de Çin, son dönemde adalar üzerinde hak iddia ediyor. Çin, geçen yıl adaları çevreleyen denize sahil güvenlik gemileri gönderdi. Japonya’nın bölgedeki en büyük müttefiki ABD’de de Tokyo’nun adalar üzerindeki iddiasını destekliyor.
YASA DİĞER BÖLGE ÜLKERİNİ DE RAHATSIZ ETTİ
Çin’de yürürlüğe giren kanun uyarınca, sahil güvenlik ekiplerine, “denizlerde yabancı kuruluşlar veya şahıslar tarafından ulusal egemenlik ve yargı yetkisinin ihlal edildiği durumlarda silah kullanımı da dahil gerekli tüm tedbirleri alma” yetkisi tanınmıştı.
Yasayla ayrıca sahil güvenliğe, Çin’in hak iddia ettiği resifler ile adalar üzerine inşa edilen diğer ülkelere ait yapıları yıkma ve Çin’in kara sularına yasa dışı olarak giren yabancı gemileri ele geçirme yetkisi de verilmişti.
Yasa çıktığı sırada Çin medyasında çıkan yorumlarda yeni düzenlemenin Pekin yönetiminin Senkaku-Diaoyus adaları üzerindeki hak iddialarını güvence altına almayı amaçladığı ifade edilmişti.
Söz konusu yasa sadece Japonya ile değil Güney Çin Denizi’nde Pekin yönetimini Filipinler, Vietnam, Malezya, Endonezya, Brunei ve Tayvan’la da karşı karşı getirebilir. Zira, Pekin yönetimi ile bu ülkeler arasında benzer tartışmalı adalar bulunuyor.
Filipinler yönetimi de yasayı protesto etmiş ve Dışişleri Bakanı Teodoro Locsin, Çin’in yaptığı yeni düzenelemeyi, “Yasaya meydan okuyan herhangi bir ülkeye sözlü bir savaş tehdidi olarak” tanımlamıştı.
Çin, Güney Çin Denizinin neredeyse tamamına yakın 3.4 milyon kilometrekare alan üzerinde hak iddia ediyor.
Pekin, 2014 yılından beri bölgedeki resif, kaya parçası ve kum yığını şeklindeki yerleşimi olmayan çok küçük adaları ana karadan taşıdığı kaya ve kumlarla büyüttü. Bu yapay şekilde büyüttüğü adalar üzerine pistler inşa etti. Silah ve füze sistemleri ile bu adaları adeta bir kale haline dönüştürdü.
Çin, inşa ettiği bu yapay adaların kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi olduğunu da iddia ediyor. ABD ise bu yapay adalar üzerindeki egemenlik iddialarını, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge iddialarını kabul etmiyor. Sık sık “seyrü sefer özgürlüğü” adı altında bu adalar civarına savaş gemileri gönderiyor ve Çin’in egemenlik iddialarını tanımadığını gösteriyor.
Çin’in bu politikası, aynı bölgede hak iddia eden Filipinler, Vietnam, Malezya, Endonezya, Brunei ve Tayvan’ı ise rahatsız ediyor ve Çin’i daha fazla yalnızlığa itiyor.