Çin virüsle mücadelede iyi bir sınav vererek yerli vaka sayısını neredeyse sıfırladı. Aylar süren koronavirüs önlemleri ve doğru yönetilen bir sürecin ardından Çin şu an virüsü büyük ölçüde geriletmiş vaziyette.
Panikle Çin'den ayrılan ve eğitimleri yarıda kalan Türkiye'deki çok sayıda öğrenci içinse Çin'e dönüş yolu kapanmış durumda. Virüs Türkiye'de etkili olurken, Çin'de eğitim hayatları yarıda kalan öğrenciler kira ödemeye devam ediyor.
BirGün Gazetesi'ne yaşadıklarını yazan Çin Bilimler Akademisi Doktora Öğrencisi Deniz Eren Erişen, Çin-Türkiye-koronavirüs üçgeninde sıkışan Türkiyeli öğrencilerle ilgili durumu şu satırlarla özetledi:
"Çin’de yarıyıl tatilinde Türkiye’ye dönen ya da yarıyıl tatilini Çin’de geçiren öğrencilerin durumları çok farklı. Bir de buna salgın sırasında korku ve panikten dolayı Türkiye’ye dönüp de şu anda benzer tehlikeyi ailelerinin yanında yaşayan öğrenciler var. Öğrencilerin çoğunun salgın sırasında Türkiye’ye dönmesinin nedeni, dünyada olacakları kestirememeleri… Çin’i tehlikeli gösteren Türk basınında da etkisi büyük… Hâlbuki Çin daha önceki salgını [SARS] döneminden bu konuda güvenilir bir ülke. Salgın döneminde Çin’in bunu kontrol altına alacağını tahmin etmek hiç de zor değildi. Salgın sırasında Türkiye’ye dönen öğrenciler, kendilerini büyük bir tehlikenin içine atmış oldular."
Erişen olayların seyrini şu ifadelerle aktarmayı sürdürdü:
"Salgının 13 Mart’ta kontrol altına alındığının açıklanmasına kadar, Çin’e karşı dünyada büyük bir korku hâkimdi. İtalya’da salgın büyük can kaybına yol açmaya başladı ve durum tersine döndü. Şimdi Çin dünyanın geri kalanından daha güvenli hale gelmiş oldu. Çin kendi ifadesiyle “korona ithalatına” karşı havalimanlarında sıkı önlemler almaya başladı. Ancak bu duruma rağmen Çin’de üniversiteler başta olmak üzere diğer eğitim kurumları kapılarını öğrencilere açmadı. Derslerin çevrimiçi yöntemler kullanılarak internet üzerinden verileceğini açıkladılar. Bu durum da en çok Çin’e kendi imkânlarıyla gelen yabancı öğrencileri etkiledi. Salgından önce ya da salgın sırasında ülkelerine dönen öğrenciler okul yönetimlerinin “İkinci bir emre kadar dönmenize gerek yok” politikası sebebiyle zor zamanlar yaşamaya başladı. Kişisel eşyalarını Çin’de yaşadıkları yurt ya da evlerinde bırakan öğrenciler, yaşadıkları yerlere, -Çin’e dönememelerine rağmen- kira ödemeye devam ediyor.
Çin’de yaşamaya devam eden öğrenciler, eğer yerleşke dışında ikamet ediyorlarsa okullarına dönemiyorlar ama çevrimiçi teknolojik yöntemler onları almaları gereken derslerden geri bırakmıyor. Yüksek lisans eğitimi gören, tez araştırması yapan öğrenciler ise danışman öğretim üyeleriyle görüntülü arama özelliği sayesinde görüşüyorlar ve tez çalışmalarını ancak teorik olarak devam edebiliyorlar. Yerleşke içerisinde yaşayan öğrencilerin ise durumları farklılık gösteriyor. Hefei (Hıfey) kentinde Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde eğitim gören lisansüstü öğrenciler, yerleşke dışına çıkmamak şartıyla hayatlarına devam ediyorlar. Okul kantinlerinde öğle ve akşam yemeklerini yiyorlar, okul içerisindeki marketlerde alışveriş yapıyorlar. Ancak başka şehirlerde durumlar farklı bazı üniversiteler öğrencilerin ikinci bir emre kadar laboratuvarlara ve çalışma ofislerine gelmemelerini söylüyor.
Öte yandan başlayan yarıyıl tatili sebebiyle salgından bağımsız olarak okullarını tatil sebebiyle terk eden öğrencilerin yaşadıkları stresi tarif etmek güç. Tatil süreleri bitmesine rağmen okullarının tavsiyesi üzerine dönüş biletlerini erteleyen öğrenciler uçuşların da azaltılmasıyla çok zor durumda kaldı. Üzerinde çalıştıkları projeleri dâhil Çin’de evlerinde bırakan öğrencilerin çoğu yakın zamanda Çin’e dönmek isteseler bile okulları tarafından dönmemeye ikna edildi. Okullarının kendilerini sürüklediği bu panik havası sebebiyle mağdur oldular. Burslu öğrenciler kiralarını ödemekte sıkıntı yaşamazken, kendi imkânlarıyla Çin’e gelen öğrenciler gidemedikleri evin kirasını ceplerinden ödemeye devam ediyorlar."