Uluslararası Gazetecileri Koruma Cemiyeti (CPJ), 13 bağımsız sivil toplum örgütünün, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül ile cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılması çağrısına destek verdi.
New York merkezli kuruluş, yaptığı açıklamada, cezaevinde bulunan gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini belirtti. CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) yaptığı değerlendirmede, son tutuklamaları Türkiye'nin yıllık tutuklu gazeteciler listesine ekleyeceklerini belirterek "Tabi ki Türkiye'de iki kişinin tutuklanmasını ve genel olarak basına yapılan baskıları kınıyoruz." dedi.
CPJ, internet sitesinden yayınladığı metinde, gazeteci Dündar ile Gül'ün terör ve casusluk suçlamaları ile tutuklandığını hatırlattı. Açıklamada, tutuklamaların, gazetecilerin mayıs ayında Cumhuriyet gazetesinin MİT'e ait olduğu iddia edilen TIR'ların Suriye'deki muhalif gruba silah götürdüğünü yazması ile ilgili olduğu belirtildi. Hükümetin, Cumhuriyetin haberine konu olan iddiaları reddettiğini belirten CPJ, gazetecilerin suçlu bulunması halinde ömür boyu hapis cezası alabileceklerini söyledi.
Merkezi Paris'te bulunan Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile 11 sivil toplum kuruluşu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hitaben yazılan metinde gazetecilerin serbest bırakılmasını talep etmişti.
CPJ, 13 sivil toplum kuruluşunun çağrı metnini sitesinde yayınladı. CPJ'nin sitesinde yer alan çağrı metninin tamamı şöyle:
"Sayın Erdoğan? Cumhuriyet çalışanlarını ve tutuklu tüm gazeteci meslektaşlarımızı serbest bırakın! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllardır Türkiye'deki medyaya sistematik bir şekilde müdahale ediyor. Cumhurbaşkanı, devlet güvenliği ve terörle mücadele adına her düşünceden gazeteciler üzerinde baskılarını gün geçtikçe daha da ağırlaştırıyor. Gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama, tehdit ve tacizlerin demokrasilerde yeri yoktur. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül, MİT'e ait tırlarla Suriye'deki İslamcı gruplara silah teslim edildiğini Mayıs 2015'te gündeme getirdikleri için 26 Kasım 2015 akşamı tutuklandı. Dündar ve Gül, gazeteciliğin, gerçeği araştırmanın ve özgürlüklerin savunulması bakımından onurlu bir duruş sergilediler. Kamu yararı bulunan bir bilgiyi kamuoyuna taşıyarak mesleklerinin gereğini yerine getirdiler Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kamuoyu önünde açıkca Dündar'ın 'ağır bedel ödeyeceği'ni açıkladı. Uluslararası terör konusunun herkesin endişelerinin odağında yer aldığı bir dönemde, gazetecilik faaliyetlerinin, siyasi işlemler yoluyla baskılanması hoş görülemez. Son iki tutuklama, öncekilerde olduğu gibi Türkiye'de yargı sisteminin araçsallaştırılmasının vardığı uç noktayı gösteriyor. Günümüze dek birçok gazeteci, terör propagandası, Cumhurbaşkanı'na hakaret, devlet sırrı, gizliliğin ihlali, devlet görevlilerini hedef göstermek ve casusluk gibi yanıltıcı gerekçelerle tutuklandı. İktidar, bir yandan baskıcı yasaları oylarken diğer yandan ekonomi kartını oynayarak medya organları üzerinde baskılarını yoğunlaştırıyor. Bizler basın özgürlüğünü savunan meslek örgütü temsilcileri, medya patronları, gazeteciler ve sendika yetkilileri, Türkiye'de basın özgürlüğünün vahim şekilde zemin kaybetmesini endişeyle izliyoruz. Türkiye'nin, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü'nün açıkladığı Dünya Basın Özgürlüğü Sıralamasında 180 ülke içerisinde 149. sırada yer aldığına bir kez daha dikkat çekiyoruz. İktidarı en kısa sürede Can Dündar, Erdem Gül ve daha önce tutuklanmış tüm gazetecileri serbest bırakmaya? haklarındaki kanıtsız suçlamaları geri çekmeye, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmaya davet ediyoruz. Demokratik ülke hükümetlerini ve kurumlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterdiği otoriter tutuma karşı tavır almaya çağırıyoruz." CİHAN