ZULMÜ ALKIŞLAMAYIN
Türkiye'de devletin tasfiye etmeye çalıştığı kesimlere yıllarca uyguladığı yöntemler bir kez daha devrede.
Bütün nefreti ve acımasızlığıyla.. Ama aynı zamanda da bütün körlüğüyle..
Yıllarca farklı siyasi görüştekilere, etnik kökene sahip kesimlere ve inançlı insanlara uygulanan baskının, bu kez Hizmet camiasına karşı kanun kural tanımaz bir hali yaşanıyor.
Ancak bugünün çok önemli farkları var.
Daha önce benzer projeler devreye sokulduğunda, toplumun ideolojik ve siyasi olarak karşıt kesimlerinin birbirine düşmanlığı körüklenirdi.
Bugün şeytani akıl, inançlı insanlara, yine inançlı insanlardan oy alarak iktidara gelen dindarlık iddiasındaki bir hükümet eliyle zulmettiriyor.
Üstelik daha acı olanı; yapılanları da diğer cemaatlere alkışlattırıyor.
Siyasetin menfaatçi yüzü ve yozlaşmışlığı ortada..
Ancak zulmü alkışlayan diğer cemaatler kimin ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında bile değiller. Maalesef başörtülü kadınlara kanlı müdahaleyi savunacak kadar şuur kaybı yaşıyorlar..
Onlara; Hizmet'in 28 Şubat'a sessiz kaldığı tezi savundurularak dindar(?) bir iktidarın Müslüman insanlara yaptığı zulüm alkışlattırılıyor.
Diğer cemaatler çok büyük tuzağa düşürüldü. "28 Şubat 1000 yıl sürecek" diyenlerin tam da istediği gibi davranıyorlar. İktidarın yaptığını savunurken aslında bugün inançlı insanlara zulmü de itiraf etmiş oluyorlar.
"Bütün cemaatlerin kökünü kazıyacağız" diyen Perinçek'i ne kadar mutlu ettiklerini hiç düşünüyorlar mı acaba ?
28 Şubat'ta Hizmet'in yanlış yaptığını düşünüyor olabilirler. Ama bugün Hizmet'e yapılanı intikam hissiyle alkışlayarak zulmü sahipleniyorlar. Kendi alınlarına gelecekte silemeyecekleri kara bir leke sürüyorlar.
Bir canavarı besliyorlar. O canavarın başkalarını yemesi onlara zevk veriyor olabilir. Ne acı ki; besledikleri canavarın kendilerini de yemeden doymayacağını göremiyorlar.
Olaylar herkesi yarın duracağı pozisyona hazırlıyor. Hizmet bugüne kadar hiç karşılaşmadığı muamelelere maruz kalarak aslında kader planında daha büyük vazifelere hazırlanıyor.
Müslümanlara zulmedilirken bunu kendinden geçmişcesine alkışlayan şuursuzlar da tarihte bir yere doğru sürükleniyor.
Hizmet her türlü eza ve cefayı yaşayarak herkesi kucaklayıcı bir anlayışla donanıyor. Başına gelen her şey Hizmet'e tecrübe kazandırıyor.
28 Şubat sürecinde kendilerine haksızlık yapıldığını savunan ve bundan dolayı sürekli Hizmet'i suçlayan diğer cemaatler ise daha da büyümek için ellerine geçmiş bir imkanı hoyratça harcıyor. Nefislerine esir düşerek zulmün yanında saf tutuyorlar. Ne kadar da kolay elde edilebileceklerini gösteriyorlar.
Toplumun farklı kesimlerinin yıllarca maruz kaldığı devlet dayağını yiyen Hizmet direnç kazanıyor.
Bunu ister kabul edin ister etmeyin; bugün zulmü alkışlayan diğer cemaatlerin tamamı yakın bir zamanda ortada kalmayacak. Çünkü hepsi cemaat olma reflekslerini kaybettiler. Hizmet'in el konulan mallarını ganimet görerek paylaşmanın derdine düştüler..
Hizmet'in bitirilemeyeceğinden herkes emin olsun. Çünkü bugüne kadar kendisine karşı olanların, kendisinden korkanların ve ona mesafeli duranların Hizmet'e bakışı değişiyor.
Hizmet bedel ödeyerek bütün insanlığı kuşatmaya talip olduğunu ve ödediği bedellerle kazandığı tecrübeyle bunu başarabileceğini gösteriyor.
Günü geldiğinde bugün diğer cemaatlerin içine düştüğü yanlışa yine Hizmet dur diyecek. Alkışladıkları canavar onları yerken, onların yaptığını yapmayacak. "Siz o gün bize zulmedilirken alkışlıyordunuz" demeyecek. Onları yiyen canavarı alkışlamayacak. Aksine karşısına dikilecek.
Hizmet'e yapılanlar vicdanları yaralıyor. Yapanlar da, alet olanlar da, alkışlayanlar da ileride kendilerinden utanç duyacaklar.
Bu bir acındırma yazısı değil.. Zulmü alkışlayanlara tarih önünde kime hizmet ettiklerini sorgulamaları konusunda bir çağrıdır.
Zulmü alkışlamayın aksine karşı çıkın..
Bugün yaşanır geçer, tarihe olaylar karşısında nerede durduğunuz kayıt düşer...
aakadiroglu/twitter
