Cumhurbaşkanlığı'nın yaptığı örtülü ödeneklerdeki harcamalarının ve miktarlarının açığa çıkarılması, bu ödeneğin hukuki meşruiyeti ile ilgili kaygıların dikkate alınması ve örtülü ödeneğin kaldırılması için yol haritasının belirlenmesi amacıyla istenen Meclis araştırmasında, Parlamenter demokrasi ile yönetilen hukuk devletlerinde, her türlü kamusal iş ve icra yasal sınırları içerisinde gerçekleşmek zorunda olduğuna dikkat çekildi.
Hukuk ve şeffaflığın bağlayıcı olduğunun belirtildiği gerekçe bölümünde, şu ifadelere yer verildi: "Makam, kişisel hırslar, partilerin istekleri ne olursa olsun bu tür normlar esas alınmak zorundadır. Toplumun bir arada yaşaması, kamu güvenliğinin, esenliğinin ve istikrarının sürmesi için meşru bağlar ile bağlanmış hukuki kurallar ve metinler herkes tarafından, her zaman, geçerli bir niteliğe sahiptir. Eğer bir siyasetçi ya da bürokrat kamudan aldığı güçle kamusal esenliği ihlal edecek olan uygulamalara girişirse kamu düzeni bozulur. Kamu düzeninin bozulması siyasetin icra edilememesine ve bu da toplumun kaos aralığına teslim edilmesine sebep olur.
Siyasal iktidarda bulunanların iktidarını otoriterliğe doğru yöneltme isteği, siyasi tarih boyunca hukuk ile uygulanması arasında çelişkiler ortaya çıkarmıştır. Bu otoriterliğin baş gösterdiği noktalardan biri de hukuki bir metin olan ve devlet idaresinde en önemli fonksiyonlardan olan bütçenin kullanılmasıdır. Bütçelerin kullanımı Anayasal kurallarla bağlanmış ve hukuki çerçevesi çizilerek, yasalarla düzenlenmiştir. Anayasa ve yasaların ihlal edilmesi çeşitli yaptırımlara tabi iken, Türkiye’de 24. Yasama döneminde, yangından mal kaçırırcasına, Cumhurbaşkanlığı'na örtülü ödenek kullanma hakkı verilmiştir. Böylesi bir hakkın verilmesi Cumhuriyet tarihinde bir ilki teşkil etmiştir.
Oysaki bu ilk, Anayasa ve yasalara aykırıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘ben başkan olmak istiyorum’ irade beyanını açıkladıktan sonra parlamentoda AKP’nin sayısal çoğunluğu aracılığıyla Anayasa ve yasaları ihlal eden çok sayıda yasa tasarısı yasalaştırıldı. Yine Cumhurbaşkanı'nın aynı beyanından sonra AKP milletvekillerinin oylarıyla Cumhurbaşkanlığına örtülü ödenek yetkisi verildi. Hem kuramsal anlamda parlamenter demokrasiye hem de hukuki metinler açısından Anayasa ve yasalara aykırı olan bu düzenleme 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. 5018 sayılı kanunun amaç belirten 24. Maddesi örtülü ödeneğin hükümetlerin icra ettiği işler için kullanacağını belirtmiş, Anayasa açısından baktığımızda da örtülü ödenek yetkisi Başbakan tarafından idare edilir.
Nihayetinde Cumhurbaşkanlığı’na verilen bu yetkiye bakıldığında, talep edenin Başkan olma rüyasından türediği ve Anayasa ile yasalara aykırı olduğu görülebilir. Hukuki çerçevesini yukarıdaki gibi ifade edeceğimiz Cumhurbaşkanlığı'na örtülü ödenek tahsis edilmesi konusunun kamuoyu tarafından dile getirilen farklı boyutları da vardır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı'na ayrılan yıllık bütçenin üç milyar TL olması ve bu konuda kamuoyunun hiçbir surette bilgilendirilmemesi, yasal olmayan örtülü ödeneğin kabul edilemez bir yönünü daha göstermektedir. Yine gerek dış politikada Suriye’ye müdahalede gerekse de Cumhurbaşkanlığı'na bağlı gençlik örgütü kurulması çalışmalarında, Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinden kaynak aktarıldığı iddiaları araştırılmak zorundadır.
Bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı'nın yaptığı örtülü ödeneklerdeki harcamalarının ve miktarlarının açığa çıkarılması, bu ödeneğin hukuki meşruiyeti ile ilgili kaygıların dikkate alınması ve örtülü ödeneğin kaldırılması için yol haritasının belirlenmesi için bir Meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz."
CİHAN