Coşkun Aral: Korku imparatorluğunun kalkması için basın özgür olmalı


Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri Cezaevi önünde başlatılan umut nöbetini gazeteci Coşkun Aral ve yönetmen Nihat Özcan devraldı. 40 yıldan beri gazetecilik yaptığını belirten Aral, korku imparatorluğunun kalkması için basının özgür olması gerektiğini söyledi.

Silivri Cezaevi önünde başlatılan umut nöbetini dondurucu soğuğa rağmen, televizyoncu ve gazeteci Coşkun Aral ve yönetmen Nihat Özcan devam ettirdi. Umut nöbetinin 32. gününde olduklarını hatırlatan Aral, Erdem Gül ve Can Dündar'ın bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını dilediğini söyledi. Hayatta en korkunç olanın, korkunun imparatorluğu olduğunu belirten Aral, insanların korkularından ötürü bir takım hoşa gitmeyen, kanunlara uymayan şeyleri gündeme getirmelerinden rahatsız olduğunu söyledi. "Umarım bu korku atmosferi, korku ortamı bir an önce sonlanır." Diyen Aral, ülke ve bölgemizin çok tehlikeli bir dönemeçte olduğunu vurguladı. Daha az önce Diyarbakır'dan Güneydoğu'dan geldiğini aktaran Aral, "Bu ortam içinde, insanımızı, bölgemizi, dünyaya anlatacak tek şey basın ve özgür bir basın. Basının özgür kalması için bir an önce gerekli olan her şey yapılsın diyorum. Aksi halde basını engellemeler, yani bir gün engellerin önünde en büyük sorun yaratacaktır. Basın özgür olmadığı süre içinde olup bitenleri kamuoyuna dünyaya doğru aktarmadığı süre içinde, bu korku imparatorlukları gerek ülkemizde gerekse bölgede devam edecektir. Umarım Can'da Erdem de bir an önce özgürlüklerine kavuşur." şeklinde konuştu.

'ÇOK KARANLIK BİR DÖNEM İÇİNDEYİZ'

Can Dündar ve Erdem Gül ile dostluklarının eskiye dayandığını aktaran Aral, onların medya çerçevesi içerisinde ve öncelikle insan özellikleri, haktan ve hukuktan yana olan tavırlarına dayandığını söyledi. Yine medya için medya etiğine olan bağlılıklarının Türk basının da çok önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Aral, günümüzde bunun Türk basının da çok ama çok önemli bir eksiklik olduğunu söyledi. Can Dündar ve Erdem Gül için "Umarım bir an önce özgürlüklerine kavuşur." diyen Aral " Ben meslek hayatıma aşağı yukarı 40 yılı aşkın bir süredir devam ediyorum. Bunu 70'li yıllarda yaşadım kuzenlerimle. 80'lerde kendim bizzat Diyarbakır Cezaevi'nde konuk edildim bir haber yüzünden . 90'larda Türkiye'de ne yazık ki karanlık bir dönem olarak niteleniyor. İki binlere geldiğimizde umutlanmıştık hak ve hukuk düzeni gelecek diye. Ama ne yazık ki 2015 ten 2016 ya geçtiğimiz bu günlerde hukuksuzluk ve haksızlık devam ediyor." ifadelerini kullandı.

'KALEMİN, KAMERANIN SUÇ OLMADIĞI ORTAMLARI ÖZLÜYORUZ'

Coşkun Aral'ın bütün söylediklerine katıldığını aktaran Nihat Özcan da, Can Dündar'la birlikte 32. güne emek verdiğini, yönetmenlik ve yapımcılık yaptığını söyledi. Can Dündar ile birçok belgeseli birlikte yaptıklarını hatırlatan Özcan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kalemin, kameranın bir suça aleti sayılmadığı ortamları çok özlüyoruz. Hukuken savaşın başka türlü de yapılabileceğini düşünüyoruz. Bir an önce onların aramıza tekrar katılıp üretimlerini sürdürmelerini diliyorum. Bu desteğimizi vermek için buradayız."
CİHAN
<< Önceki Haber Coşkun Aral: Korku imparatorluğunun kalkması için basın... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER