Cumhuriyet Gazetesi'nden Deniz Yıldırım'ın köşe yazısında buna dair bir analiz yer alıyor:
Cumhur İttifakı yüzde 50’nin altında
Çoğu yorumcu AKP ile MHP’nin genel oylarını toplayıp Cumhur İttifakı’nın oyların yüzde 51.6’sını aldığını söylüyor. Hatalı; çünkü ittifak oyu, ittifak yapılan seçim bölgelerindeki kaymalarla ölçülür. İki parti tüm ülkede değil, 30 büyükşehir ve 21 ilde ittifak yaparak ortak aday çıkardı. Kaldı ki 31 Mart’ta geçerli sayılan her 100 oydan 84’ünün sahibi bu şehirlerde yaşıyor. Örneklem olma potansiyeli de büyüktür.
İkincisi, ittifak yapılmayan şehirlerde hem AKP hem de MHP adayı yarıştı. Ve MHP adayları AKP adaylarına karşı müttefik gibi değil, muhalefet gibi kampanya yaptı; AKP karşısında en güçlü aday görüldükleri kimi yerlerde CHP ve İYİ Parti seçmeninden de oy aldı. Öyleyse ittifak oyu gibi değerlendirilemez.
Bu gerekçelerden sonra verilere bakalım. 24 Haziran verileriyle de karşılaştırarak incelediğimde ilginç sonuçlara ulaştım.
Önce 30 büyükşehir. AKP ile MHP’nin 24 Haziran milletvekili seçimlerinde 30 büyükşehirdeki toplam oyları yüzde 52.1’di. Yani genel ittifak oyuna oldukça yakın. Ve bu pasta içinde AKP oyu yüzde 41.6, MHP oyu ise yüzde 10.5’ti. Yine bu oranlar da iki partinin ülke genelindeki oy oranlarına yakındı.
31 Mart’ta bu 30 büyükşehirde AKP ile MHP yine ittifaka gitti. MHP birçok şehirde aday çıkarmadığı ve belediye meclis pusulasında yer almadığı için, MHP oylarının büyük bölümü AKP içinde temsil edildi. Bu çerçevede 31 Mart yerel seçimlerinde, belediye meclis oy toplamları bakımından AKP ile MHP’nin oyu yüzde 52.1’den yüzde 48.8’e gerilemiş. Bunun 43.9’u AKP oyu. Ama dikkat; içinde bu kez önemli ölçüde MHP oyu da var.
Hesabıma göre, 30 şehirden 27’sinde MHP’li büyükşehir adayı, 17’sinde de pusulada MHP’li belediye meclis üyesi tercihi yoktu. 17 şehri baz alalım. Bu 17 şehirde MHP’nin 24 Haziran oyu yaklaşık 2 buçuk milyon. Bu da 24 Haziran’da bu 30 şehirde MHP’ye oy veren her 11 seçmenden 5’i demek. Yani AKP’nin yüzde 43.9’luk ittifak oyu içinde yaklaşık 5 puanlık MHP oyu bulunma olasılığı yüksek. Elbette sandığa gitmeyen ya da muhalefete oy veren MHP seçmenleriyle birlikte düşünmek gerekiyor. Tam veri elde etmek, mevcut ittifak sisteminde epey zor. Ancak bu verilere bakarak bile AKP’nin 24 Haziran’daki yüzde 42’lik genel oy oranının gerisine düştüğünü söylemek abartılı olmaz.
İşin içine büyükşehirler dışında ittifak yapılan 21 ilin il genel meclis verilerini kattığımızda da durum değişmiyor. AKP ile MHP’nin 31 Mart’ta Türkiye genelinde ittifak yaptığı 51 şehirde 24 Haziran oyu yüzde 51.7’ydi. Bugün ittifak yapılan 51 ilde ittifak oyu yüzde 49’a inmiş. Birçok şehirde MHP, AKP listesinden yarışa girmesine rağmen AKP oyu yüzde 43.4’te kalmış toplamda. Oysa MHP oyu bu şehirlerde yüzde 10’un üstündeydi.
Diğer yandan ittifak yapılan 51 şehirdeki belediye sonuçlarına bakalım. AKP ve MHP 2014 seçimlerinde 30 büyükşehrin 21’ini kazanmıştı, bu sayı şimdi 16’ya düştü. 51 şehirdeyse toplam sayı 30’dan 23’e geriledi. İttifak yapılan 51 şehirde büyükşehir ya da il belediyelerinin yüzde 45’i Cumhur İttifakı partilerine ait. Bu oran 2014’te yüzde 59’du. Yani AKP ile MHP’nin bu şehirlerde ittifakla girmeleri, muhalefete yaramış.
En ilginç verilerse, AKP ile MHP’nin ittifak yapmadığı 29 şehirde. Bu şehirlerde iki parti de aday çıkardı. İl Genel Meclisi seçim sonuçlarıyla 24 Haziran’da bu partilerin aldığı oyları karşılaştırdığımızda görünen şu: 24 Haziran’da bu şehirlerde AKP oyu yüzde 51.2’ydi; 31 Mart’ta yüzde 43.8’e inmiş. Yani ittifaksız yerlerde de AKP’nin 7.4 puanlık düşüşü var. MHP oyu ise yüzde 16’dan 23.6’ya yükselmiş. MHP ittifak yapılmayan, yani AKP’ye muhalif kampanya yürüttüğü yerlerde AKP’den ciddi oranda oy koparmış.
İkincisi, başta da belirttim, MHP’nin AKP’ye karşı muhalif kampanya yürüttüğü yerlerde MHP adaylarının AKP karşısındaki en güçlü ihtimal olarak görülmesine bağlı olarak, CHP veya İYİ Parti seçmeninin bir bölümü de buraya yönelmiş. İlçe bazlı incelemelerde bu kaymaları açıklıkla görebiliyoruz.
Özetle tablo, seçime ortak girilen yerlerde Cumhur İttifakı’nın oy kaybederek yüzde 50’nin altına indiğine işaret ediyor. Ancak yine de iki ittifak arası geçişlilikten daha çok ittifak içi geçişliliklerin olduğunu ve hangi taraf öne geçerse geçsin, yüzde 51-49 yarılmasının mevcut tabloda yine de kırılamadığını görmekte yarar var. Bu denklemi çözen, Türkiye siyasetinin geleceğini belirleyecek.