Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu'da teröristlerce hasar verilen şehirlerin kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapılandırılacağını söyledi. "Burada ağır hasarlı, orta hasarlı, az hasarlı, hiç bunu dinlemeden sadece tarihi eserleri bir kenara koyarak diğerlerinin tamamını yıkmalıyız." diyen Erdoğan, Cizre'nin şehir yapılması, Yüksekova'nın da Hakkari'nin yerine şehir olması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'na katıldı. Türkiye'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına, Doğu'da terör örgütünün hasar verdiği şehirlere ve projelere ilişkin konuşan Erdoğan, geçmişte yapılan çarpık yapılaşmaya da eleştiriler yöneltti. Özellikle Doğu'daki hasar gören şehirlerin kentsel dönüşüm kapsamında yeniden imar edilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, Cizre ve Yüksekova'nın da şehir yapılması gerektiğini vurguladı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
İMARSIZ YAPILAR VİZYONSUZLUĞUN ÜRÜNÜDÜR
Türkiye şehir nüfusunun 2. Dünya savaşı sonrası hızla arttığı pek çok ülke gibi ciddi bir kentleşme sorunu yaşıyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi, nüfusu hızla artan şehirlerimizin çevrelerini saran, adeta bulduğu her boşlukta yayılan imarsız yapılar, dönemin plansızlığının, projesizliğinin, vizyonsuzluğunun bir ürünü olmuştur.
Kimsenin bu imarsız yapıları yapan, zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veren insanları suçlamaya hakkı yoktur. Sorgulanması gereken bu insanları sağlıklı konut hakkından mahrum bırakan, bunun için üzerlerine düşeni yapmayan dönemin yöneticileridir.
NAKİL İLMUHABERİ VERİLSEYDİ, İSTANBUL 15 MİLYON OLMAZDI
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçildiğimde şehrin neredeyse 4'te 3'ü imar tekniği anlamında kaçaktı. Çıktığım televizyon programlarında İstanbul'un gerçeklerini bir bir anlattım. Tabi kendi sırça köşklerinde milletin ne durumda yaşadığından, hangi sıkıntılarla mücadele ettiğinden bihaber olanlar için bunlar alışıldık ifadeler değildi. 1994 yılından beri belediye başkanı olarak, başbakan, cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin diğer vilayetleri ile birlikte İstanbul'un da sorunlarını çözmenin mücadelesini veriyoruz. İstanbul'un eski silueti ile yenisi arasındaki farkı bu şehirde yaşayanlar çok iyi bilirler. Elbette hala çözülememiş çok sıkıntılar var. Nitekim bunları her fırsatta dile getiriyor, serzenişlerimi, rahatsızlıklarımı ifade ediyorum. Ama konut bakımından İstanbul gerçekten çok farklı bir noktaya geldi. Zira göç alma noktasında önüne geçemiyorsunuz. Ben belediye başkanlığımda 'nakil ilmühaberi verilmesi gerekir' dediğimde kıyameti kopardılar. Eğer o zaman kabul ettirebilseydik, bugün İstanbul 15 milyona kesinlikle ulaşmazdı. O zaman nüfus 8 milyondu. Afetlere karşı yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarının ardından inşallah biraz daha mesafe kat etmiş olacağız.
ESENLER'DE YAŞAYANLARA MÜJDE
Sizlerin huzurunuzda bir müjdeyi İstanbullularla, özellikle örnek olması bakımından Esenler'de yaşayan kardeşlerimle paylaşmak istiyorum. Kentsel dönüşüm için 5 Ekim 2012 tarihinde Esenler Havaalanı Mahallesi'nde ilk kazmayı vurmuştuk. Bu mahalledeki çalışmalar tamamlandı. Önümüzdeki ay hak sahiplerine anahtarları teslim edilecek.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE HEDEFE ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUM
Ülkemizde yıkılıp yeniden yapılması gereken 6 milyondan fazla konut var. Şu ana kadar 48 ilimizde 179 alan riskli bölge ilan edilerek kentsel dönüşüm kapsamına alınmış bulunuyor. Ayrıca 21 ilimizde 37 bin 782 dekar büyüklüğünde bir yer rezerv yapı alanı olarak tespit edilmiş durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yanında valiliklerimiz ve belediyelerimiz de riskli binaların tespitinde görev alıyorlar. Geçen yıl sonu itibariyle yaklaşık 93 bin binanın 312 bin bağımsız biriminde riskli yapı tespiti gerçekleştirildi.
Kentsel dönüşüm uygulamaları için, kira yardımları dahil, bu güne kadar kullanılan kaynak 2 milyar lirayı buldu. Amacımız yuva yıkmak değil tam tersine vatandaşlarımızı güvenli ve huzurlu yuvalara kavuşturmaktır. Bu anlayışla kentsel dönüşüm çalışmalarının hedeflediğimiz sonuca ulaşacağına inanıyorum.
MESLEK ODALARINA ELEŞTİRİ
Bakıyorsunuz oda. İşi gücü aslında plan, proje bunlarla uğraşması lazım. Nerede kentsel dönüşümle alakalı bir adım atacaksanız bu malum oda hemen işi yargıya götürür. Ya senin işin ne, senin işin yapmak mı yıkmak mı veya senin işin bu şehri daha güzel hale getirmenin alt yapısına katkıda bulunmak mı? Her yerde işi gücü bu. Netice almıyor ama bize süre kaybettiriyor. Biz sıçramak, hızla mesafe almak durumundayız. Bu şehir dünyanın en güzellerinden bir tanesi. Aynı şekilde kafa aynı ya bölücü terör örgütü. Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki çeşitli ilçelerimizde temmuz ayından bu yana insanlık ve ahlak dışı yöntemlerle vatandaşlarımız mağdur ediyor. Bölgedeki belediyeler de halka hizmet için kullanması gereken araç ve makineleri teröristlerin emrine vererek bu zulme destek oldu. Çukurlar, kanallar ama bunlar atık su kanalları, içme suyu kanalları, yağmur suyu kanalları, doğalgaz hattı kanalları, elektrik şebekesi kanalları değil. Buraya güvenlik güçleri girmesin diye açılan kanallar. Sokaklara, binalara, açılan çukurlara döşenen bombalar ve yaşanan çatışmalar yüzünden bölgede ciddi bir tahribat ortaya çıktı.
SUÇUN VARSA YARGILANACAKSIN
Dokunulmazlıkların kaldırılmasını gündeme getiriyoruz. Dokunulmazlıkların kaldırılması deyince milletvekillerine dokunulmazlık kalksın gibi bir şey anlıyorlar. İşin aslı bu değil. Kimin fezlekesi varsa o fezlekeyle ilgili sürecin hemen yargıya taşınması anlamındadır bu. Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim. Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim ya. Bu kadar olaylar olacak sen terör örgütüne silah taşıyacaksın arabanla, tabutlarla silah taşıyacaksın ondan sonra hani kalksın diyordun da şimdi ne oldu? Niye geri vitese taktın. Ana Muhalefet şu anda ipe un seriyor. Diğerleri ipe un seriyor. Bakın 550 fezleke var. Herhalde burası fezlekeleri takip bürosu değil. Bir an önce bu işin halledilmesi gerekir. Ondan sonra da suçlu olan bedelini öder. Bana göre siyaset bu fezlekelerin önünde bariyer oluşturmamalıdır. Bu işin önü açılmalıdır. Yargı gereğini yapsın.
DİYARBAKIR SUR BAŞBAKANLIĞIM DÖNEMİMDE DE HAYALİMDİ
Diyarbakır'da Sur içi, benim başbakanlığım dönemimde de bir hayalimdi. 2011 seçimlerinde hemen orası için o zaman bir proje yaptırdım. Dicle için de proje yaptırdım. Her iki proje de gerçekten çok çok güzel ve mükemmel bir proje. Belediye seçimlerini kazansak da kazanmasak da biz bu iki projeyi Kültür Turizm ya da Çevre Bakanlığı olarak uygulayalım ve dünya buraya geldiği zaman burada nasıl bir medeniyet varmış bunu bir görsün, gösterelim. Şimdi geliyor ya batılı malum medya unsuzları falan. Sokak sokak dolaşıp nerede aykırı yer var dünyaya bunun reklamını yapalım derdindeler. Biz de bunun tersini yapmamız lazım. Algı operasyonunu bu millete düşman olanların eline bir fırsat olarak vermemeliyiz.
AĞIR HASARLI, ORTA HASARLI DEMEDEN HEPSİNİ YIKMALIYIZ
Operasyonların sürdüğü benzer ilçelere de gidilerek, kentsel dönüşüm yoluyla bu şehirlerimizi sadece teröristlerden değil, onlara rahat hareket etme imkanı sağlayan olumsuz şartlardan da temizlenmesi sağlanacak. Devletin göreve sadece yapıları değil, gönülleri de imar etmektir. Vatandaşların devletine olan güven, bağlılık ve inançlarını güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Devlet yönetiminin getirdiği ciddiyet ve sorumlulukla bu meseleyi takip edecek ve inşallah neticelendireceğiz.
Cumhurun başı olarak ben diyorum ki; burada ağır hasarlı, orta hasarlı, az hasarlı, hiç bunu dinlemeden sadece tarihi eserleri bir kenara koyarak diğerlerinin tamamını yıkmalıyız. Buraların alt yapısı diye bir şey yok. Buradaki malum anlayışın temsilcisi olan belediyeler alt yapı diye bir şey buralarda yapmadılar. Buralara gittiğiniz zaman bütün pislik sokakta, cadde akar. Buralarda ne atık su kanalı görürsünüz ne yağmur suyu kanalı görürsünüz ne de diğer kanalları görürsünüz.
YÜKSEKOVA VE CİZRE ŞEHİR OLMALI
Bir teklifim var; dedim ki Hakkari'yi yer değiştirelim, Hakkari şehri Yüksekova olarak değişsin. Hakkari topoğrafik yapı olarak bir şehir yapısında değil. Orayı nasıl şehir yapmışlar anlamak mümkün değil. Yüksekova, topoğrafik yapı itibariyle gerçekten şehir olmaya aday, çok daha güzel bir yer. Tümen orada, havalimanı da yaptık. Bu yapı itibariyle bir de kaçakçılığın en yoğun olduğu bölge de orasıdır. Bütün bunları hem engellemek hem de huzurlu bir şehir inşa etme noktasından Yüksekova çok isabetli bir adım olacaktır. Hükümetimizde de şu anda bu karar oluşmuştur.
İkinci bir yer Cizre. Cizre zaten tarihi itibariyle şehir. Aslında yeni kazanacağı bir hak değil. Cizre'nin bu hakkıydı, elinden alındı, bu hakkın iadesi gerekir ve Cizre'nin yeniden şehir olması lazım."
CİHAN