Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nde konakladığı St. Regis Oteli'nde düşünce kuruluşu temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya geldi.
Görüşmeye, ABD Başkanı Barack Obama'nın özel asistanı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa İlişkileri Kıdemli Genel Müdürü Karen Donfried, Washington Enstitüsü yöneticisi Michael Singh, Woodrow Wilson Merkezi Başkanı Jane Harman, Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Joel Hellman, SAIS/Johns Hopkins Üniversitesi Dekanı Prof. Vali Nasr'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda düşünce kuruluşu temsilcisi ve akademisyen katıldı.
Görüşmede, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş da hazır bulundu.
Görüşmede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nin düşünce, fikir ve siyasi hayatına yön veren, dış politikasına katkı sunnan konuklarıyla birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek şöyle konuştu: "Yapacağımız fikir teatilerinin ülkelerimiz ve dünya için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bildiğimiz gibi ülkelerimizin ortak gündeminde son derece önemli konular yer alıyor. Karşı karşıya bulunduğumuz meselelerle ilgili olarak sizlerle çok açık, samimi bir görüş alışverişinde bulunmayı doğrusu ben de arzu ettim ve bundan dolayı emeği geçen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Amerika Birleşik Devletleri ile sahip olduğumuz ittifak ve ortaklığın ne kadar önemli olduğunu size anlatmama gerek yok. Zira sizler bunu gayet iyi biliyorsunuz. Türkiye açısından geçmişte olduğu gibi bugün de Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimizi vazgeçilmez niteliktedir. İşbirliğimizi ortak değerler ve karşılıklı menfaatler temelinde geliştirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların çözümünde Türkiye Amerika Birleşik Devletleri ittifakının bir alternatifi olmadığı ortadadır. Burada esas mesele bu iş birliğinin gerek stratejik gerek taktik düzlemde gerçek anlamda verimli kılınabilmesidir."
Türkiye'ye yakın bölgelerde çok büyük bir yıkım ve insanlık dıramı yaşandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yönetilemeyen siyasi alanlarla dolu bir coğrafyada Türkiye olarak gelişmeleri bölgesel ve küresel barışa hizmet edecek şekilde yönlendirmeye çabalıyoruz. Bu çabamızda zaman zaman yalnız kaldığımızı hissetsek de Amerika Birleşik Devletleri'nin bizi anladığını ve yanımızda olduğunu düşünmek istiyoruz. Bunu özellikle altını çizerek söylüyorum. Suriye'de yaşanan trajedi ve Irak'ın içinde bulunduğu fiili bölünmüşlük sadece milyonlarca masum insanın hayatını etkilemekle kalmıyor aynı zamanda bölgeyi bir istikrarsızlık yumağına dönüştürüyor. Terörün yayılması ve bugün Avrupa sınırlarına dayanan mülteci krizi, bu iki ülkedeki çöküşün en somut ürünleridir. Bu iki ülkedeki dağılma sürecinin önüne geçilemediği takdirde batı toplumlarını çok daha vahim gelişmeler beklemektedir." dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şeyin küreselleştiği, sınırların anlamanı kaybettiği bir dünyada bu tür krizlerin etkilerinden kimse uzak duramaz, kendini koruyamaz. Nitekim bunun açık tezahürlerini terör olaylarından özellikle artan göç dalgasına kadar hemen her gün yaşıyoruz. Gerek Suriye'de gerek Irak'ta krizlerin çözümünde başından beri yapıcı bir rol oynamayı kendimize ilke edindik. Şunu bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum, Suriye'de çözüm ancak halkın beklentileri doğrultusunda şekillenecek gerçek bir siyasi dönüşüm süreciyle mümkün olabilir. Irak'ta ise güç ve refah paylaşımını adil, kapsayıcı ve dengeli biçimde sağlayacak bir sistemin tesisi şarttır. Bölgenin tarihi siyasi ve sosyal dokusuna yapancı olan DAİŞ'i ise ülkemize bölgeye ve insanlığa karşı ortak bir tehdit olarak görüyorum. Bu terör örgütüyle her düzlemde kararlı bir şekilde mücadele ediyor, bu yöndeki uluslararası çabalara da aktif destek sağlıyoruz." CİHAN