Batı Afrika'daki resmi temasları kapsamında Gana'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gana Parlamento Başkanı Edward Adjaho'yu makamında ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyareti sonrası Gana Parlamentosu Genel Kurulu'na hitap etti.
Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine, "Bu yüksek çatı altında Gana Meclisinin siz değerli üyelerine hitap etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Şahsıma ve ülkeme sağlanan bu imtiyazdan dolayı sizlere şükranlarımı sunuyorum." diyerek başladı.
Gana'nın kıta tarihinde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Erdoğan, ülkedeki bağımsızlık mücadelesinin, diğer Afrika ülkelerine örnek teşkil ettiğini, bu süreçte oynadığı tarihi rolle öne çıkan Gana'nın ilk Cumhurbaşkanı Kwame Nkrumah'ı saygıyla andığını söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin, binlerce yıllık bir devlet geleneğine sahip bir milletin 20. yüzyılda kurulmuş son devletinin adı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 yıldızın her birinin önemli devletleri temsil ettiğini bilgisini paylaşan Erdoğan, sölerini şöyle sürdürdü:
"Bir önceki devletimiz Osmanlı, üç kıtaya yayılan 600 yıllık bir egemenliğin ardından Birinci Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda yıkılmaya yüz tutmuştur. Dönemin tüm büyük güçlerinin saldırısına maruz kalan milletimiz, elinde kalan son toprakta bulunan Anadolu ve Trakya'da verdiği destansı bir kurtuluş mücadelesi sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmayı başardı. Bu başarı, sömürge rejimleri altında yaşayan yüzlerce milyon insan için, tüm mazlum milletler için ilham ve ümit kaynağı olmuştur."
"OSMANLI, HAYIRLA YAD EDİLMEKTEDİR"
Erdoğan, Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerinin köklü bir geçmişi bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Özellikle Kuzey ve Doğu Afrika'yı uzun asırlar boyunca yönetimi altında bulunduran Osmanlı, bıraktığı sayısız eserle bölgede bugün hala hayırla yad edilmektedir. Osmanlı yönetiminde asla bir sömürge anlayışı yoktur. Tam tersine Osmanlı her yerde olduğu gibi Afrika'da da halkların geçmişlerine, inançlarına, dillerine, geleneklerine saygı duyan, hoşgörü ve adaletin esas olduğu bir yönetim anlayışı sergilemiştir. Dikkat ediniz, geçmişte Osmanlı yönetimi altında bulunan ve bugün bağımsızlığını elde etmiş hiçbir yerde sömürgeye veya kültürel hegemonyaya dair en küçük bir iz bulamazsınız. Mesela hiçbir ülke kendi dilini terk edip, Türkçeyi konuşabilir veya resmi dil olarak benimsememiştir. Hiçbir inanç kurumu, zorla din değişikliğine maruz kalmamıştır. Kuzey Afrika ve Doğu Afrika bunun en son örnekleridir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörizmin dünyanın en önemli sorunları arasında yer aldığına işaret ederek, bunun demokrasi için büyük bir tehdit unsuru haline geldiğini, Afrika ülkelerinde meydana gelen insanlık dışı terör eylemlerini en şiddetli şekilde kınadıklarını vurguladı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Şu gerçeği Gana Meclisinden tüm dünyaya bir kez daha ifade etmek istiyorum. Terörizmle mücadele için ilgili tüm ülkelerle uluslararası kurumların bu konuda ilkeli ve tutarlı davranması şarttır. Dünyada yaşanan sorunların çözüm merci olması gereken Birleşmiş Milletler, özellikle de Güvenlik Konseyi, mevcut yapısıyla maalesef az sayıdaki ülkenin çıkarlarına hizmet eden bir kurum haline gelmiştir."
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Suriye, Irak ve Orta Afrika'ya müdahale etmediğini anımsatarak, dünyanın 5 ülkenin iki dudağı arasında bulunduğunu ifade etti.
"DÜNYAYI BU 5 ÜLKENİN VERECEĞİ KARARA TESLİM ETMEK ADALET DEĞİL"
"Bu 5 ülkeden birisi 'hayır' diyorsa hayır, 'evet' diyorsa evettir" diyen Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür. Tüm dünyayı bu 5 ülkenin vereceği karara teslim etmek adalet değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM'nin fakir ve az gelişmiş ülkelere destek konusunda yeniden reforme edilmesi, elden geçirilmesi gerektiğini belirterek, "İşte Suriye'de yarım milyona yakın masumun katledilmesi- ki bir devlet terörü var Suriye'de -12 milyon mağdurun evinden, yurdundan edilmesi karşısında sergilenen bencil tavırlar, insanlık vicdanında derin yaralar açıyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE YALNIZ BIRAKILDI"
Türkiye'nin göçmen sorununun çözümünde yalnız bırakıldığını vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:
"Ama iş göçmenlere kapıların kapatılmasına geldiğinde, tüm Avrupa hemen birlik olabiliyor. Biz 'Suriye'de masumların ölmesini engelleyelim' dediğimizde sanki insanlık dışı bir tehditte bulunmuşuz muamelesi görüyoruz. Buna karşılık her gün hava ve kara güçleriyle masum insanları katledenler adeta ödüllendiriliyor. Bu, insanlık için sürdürülebilir bir durum değildir, biz bu vahşeti ve adaletsizliği kabul etmiyoruz."
Erdoğan'ın parlamentodaki konuşması sırasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın da hazır bulundu. CİHAN