Yeni Zelanda Auckland Üniversitesi'nde görevli Dr. Mark J. Bolland düşük veya yüksek dozda alınan D vitamini desteğiyle ilgili yapılan çalışmalarda kemiklerdeki mineral oranında herhangi bir değişiklik gözlemlemediklerini söyledi.

Birçok sağlık çalışanına özellikle yaşlı insanlara yaptıkları takviye önerisinden vazgeçmeyi tavsiye ettiklerini belirten Bolland, bu vitaminin uzun bir süredir vücudun kalsiyum ihtiyacını karşılamak için önerildiğini ancak kemik hastalıkları üzerinde doğrudan bir etkisinin olmadığını belirtti. Bolland, “vitamin takviyelerinin kas iskelet sağlığını korumak ya da iyileştirmek için çok az gerekçenin olduğu sonucuna vardık" dedi.

1823 yılından itibaren düzenli olarak yayınlanan The Lancet isimli dergide yer alan Lancet Diabetes & Endocrinology isimli çalışmada, D vitamini kullanımının kemik sağlığına etkisi araştırıldı. 65 yaş üstü 53 bin kişi üzerinde yürütülen konuyla ilgili 81 farklı çalışmada, D vitamini takviyesinin sanıldığının aksine kemik sağlığı için çok kısıtlı bir etkisinin görüldüğü ancak örneğin kalça kırığı gibi rahatsızlıklarda kırılmayı engelleme konusunda doğrudan bir etkisinin olmadığı kaydedildi. Araştırmada, D vitamini kullanımının uzun süreli güneş ışığına maruz kalmama sonrasında meydana gelebilecek çocuklarda raşitizm, erişkinlerde ise osteomalazi gibi nadir durumların önlenmesine ise yardımcı olduğu belirtildi.

Euronews'ten İsmail Çıtak'ın aktardığına göre araştırmada atıfta bulunulan Creighton Üniversitesi Tıp Merkezi'nden J. Chris Gallagher ise günlük yaşamda birçok kişinin, kemik rahatsızlığı şikayeti bulunan kişilere D vitamini eksikliğiyle ilgili teşhis koyduğunu ve D vitamini takviyesi önerdiğini söyledi. Gallagher, bu düşüncenin yıllar önce A, C ve E vitaminin takviyesinin kullanımını yükselttiğini fakat yapılan klinik çalışmalarının bunu boşa çıkardığını ve başka hastalıklara yol açtığını belirtti.

Geçmiş yıllarda Londra’da Queen Mary Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırma ise D vitamininin soğuk ve grip ile şiddetli solum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu özelliği olduğunu ortaya koymuştu. 14 ayrı ülkede 11 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada Prof. Adrian Martineau solunum yolu enfeksiyonuna yakalanan ve aynı zamanda D vitamini seviyesinin düşük olduğu hastalarda bu vitaminin koruyucu etkilerinin daha belirgin şekilde görüldüğünü açıklamıştı.

Ton balığı, somon, morina ve uskumru gibi yağlı balıkların hepsinde yüksek düzeyde bulunan D vitamini süt ve portakal suyu gibi diğer yiyeceklerden de elde edilebilir. Uzmanlar takviye yerine güneşten ve besinlerden doğrudan faydalanılmasının sağlık açısından en doğru yöntem olduğu konusunda ise hemfikir.