Ömer Faruk Gergerlioğlu / artigercek.com
15 Temmuz gecesi, asker taşımak üzere Denizli Çardak Havalimanı'na inecek olan uçakları elektrikleri keserek engelleyen teknisyen Fatih Taş tutuklandı, ardından görevinden ihraç edildi.
Aşağıda bana gelen tutuklu bir KHK'lının mektubu var. Kendisini tanımıyorum ama iddialarının belgeli olduğunu söylüyor. Bu iddialar gerçekse ve bu kişi mükafatlandırılma yerine KHK ile işinden atılmışsa çok vahim bir yanlışlık yapılmıştır, birilerinin bu çok ciddi iddialara cevap vermesi gerekir.
Darbe gecesi olanların ciddiyeti konusunda eğer bir anket yapsanız çok tuhaf işler olduğu yönündeki şıkkın ağırlık bastığını görürsünüz. Darbe girişimi olmuştur, evet ama ortada dönen olaylar açıklama getirilemeyen konulardır. A'dan Z'ye cok ciddi soru işaretleri barındırmaktadır. Artı Gerçek yazarı Ahmet Aziz Nesin'in bu konuda birbirinden önemli, çarpıcı makaleleri var ancak bu makalelere cevap vermesi gerekenlerden ses çıkmıyor..!
Sizi mektupla baş başa bırakıyorum.
'LÜTFEN SESİMİ DUYUN Denizli'de 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde, darbecilerin darbeye destek amacıyla Ankara'ya ulaşmasını engelleyen birisi olarak 17 aydır bir enkazın altındayım. Ben Fatih Taş. 12 yaşında babasını kaybetmiş ve sonrasında SHÇEK Yozgat Yetiştirme Yurduna verilen birisiyim. Devletim tarafından büyütülüp yetiştirildim. 18 yaşımdan sonrada DHMİ Denizli Çardak Havalimanına Elektrik Teknisyeni olarak işe yerleştirildim. Bana desteğinden dolayı Devletime ve Milletime daima minnettar kaldım. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Çardak Havalimanında tek başıma Elektrik birimi nöbetçisiydim.
Darbeciler, Aydın Söke'de bulunan 11. Tugay Komutan Yardımcılığından ve Denizli 11. Tugay Komutanlığından oluşturulmuş 517 Komandonun darbeye destek amacıyla Ankara'ya naklini planlamışlar. Bu nakil için Kayseri'den askeri nakliye uçaklarını Denizli Havalimanına gönderdiler. İşte benim darbenin önlenmesindeki kritik rolüm tam da burada başladı. Valimiz ve Amirlerimin de bilgisi dahilinde nakliye uçaklarının Havalimanına inişlerini engellemek için tüm şebeke enerjisini, Jeneratörleri, Kesintisiz Güç Kaynaklarını, Pist ve Kule sistemlerini, Havaseyrüsefer Uçuş sistemlerini ve Telsiz İstasyonunun enerjilerini kesip, darbeci askerler tarafından tekrar devreye alamayacakları duruma getirdim. Bu işlemlerinin tamamına yakınını can güvenliğimi tehlikeye atarak askeri alana geçip sistemlere müdahalede bulundum. Bütün önlemleri aldıktan sonra ise darbeciler tarafından silah zoruyla sistemleri açtırma ihtimallerine karşı Havalimanını terk ettim. Darbeciler tüm çabalarına rağmen sistemleri çalıştıramadıkları için nakliye uçaklarını Havalimanına indiremediler. Dolayısıyla 517 komandonun darbeye destek için Ankara'ya naklini gerçekleştiremediler. Bu 517 asker darbenin seyrini değiştirebileceği gibi-ihtimal-can kaybının da çok daha fazla olmasına neden olabilirdi. Darbeye ve darbecilere karşı duruşum ve o gece yaptıklarım Havalimanında Resmi olarak kayıtlı, şahitli ve belgelidir.
Ben 15 Temmuz gecesi yaptıklarımla beni büyütüp, yetiştiren, iş güç sahibi yapan Milletime ve Devletime vefa borcumu ödedim. Askeri alana girdiğimde darbecilerin bir kurşunu ile öldürülmüş olsaydım, bugün ben de Şehit Ömer Halisdemir gibi kahraman olacaktım. BENİM HATAM GALİBA HAYATTA KALABİLMEK OLDU. Bütün bu yaşananlardan sonra 15 yıldır çalıştığım Denizli Çardak Havalimanındaki görevimden açığa alındım.(22/07/2016) 6-7 ay sonra kullanmadığım bir telefon uygulamasının tespiti var denilerek tutuklandım. Cezaevine Gönderildim. (Denizli D Tipi Cezaevi) Tutukluluk yazım Kurumuma gönderilmiş olacak ki 26/04/2017 tarihinde 689 Sayılı KHK ile ihraç edildim. Aylardır sesimi duyurmaya çalışıyorum, fakat nafile başaramıyorum. Kullanmadığım bir program dolayısıyla Terör Örgütü Üyeliği ile suçlanıyorum. Bu nasıl mantıktır? Darbeyi yapan F... ise, darbeyi önleyen Fatih TAŞ nasıl F.... üyeliği ile suçlanır? Tutuklandığım Savcılığa darbe gecesi yaptıklarımı anlattım. "Bana ne bana mı yaptın, yaptıysan devletine yapmışsın" cevabı ile neye uğradığımı şaşırdım. Kala kaldım, cevap bile veremedim. Aynı şekilde Ağır Ceza Heyetine anlatmaya çalıştım, nafile. "Bize bunları niye anlatıyorsun?Sen görevini yapmışsın" dediler. Çaresizlik içinde oturdum yerime. Bu günlerde Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamaları tamamlanan darbe davasında 64 rütbeli askerden 6 tanesi suçlu bulunup, müebbet ceza aldılar. Soru çok basit "darbe gerçekleşseydi benim halim nice olurdu"? Elektrikleri, sistemleri kapatan kişiye yani bana neler yaparlardı acaba?
Darbe gecesi evinde çekirdek eşliğinde televizyondan darbeyi film gibi izleyenler, bugün en büyük vatansever kisvesine bürünmüş, benim gibi canını dişine takarak, hayatını ortaya koyarak darbeyi önleyen bir kişiye vatan haini, terörist muamelesi yapmaktalar. Bu benim çok ağırıma gidiyor ama çaresizim, sesimi soluğumu kimselere duyuramıyorum. Çocuk Esirgeme Yurdunda (Yozgat) büyümüş olmam, etkili bir çevremin olmaması en büyük şanssızlığım. Darbe ile yargılananların yavaş yavaş salındığı bir yerde darbeyi önleyen birisi olarak sesim çok cılız, kimseler beni duymuyor. Aylardır çocuklarımdan, ailemden ayrı hapishanedeyim. Aile boyu yaşadığımız mağduriyeti anlatmaya kalksam, kelimelerle ifade edemem. Bu mektubu ıssız bir adada aylarca kurtarılmayı bekleyen, gelip geçen uçaklara, gemilere el sallayıp, ateş yakıp kurtarılmayı bekleyen bir kişinin işaretli olarak görmenizi bekliyorum. Sesim, Soluğum Olmanız Dileğiyle! Fatih TAŞ'
Mektup bu... Bu kişinin iddiaları önemlidir. Açıklama beklemek hakkımızdır. Bu kadar kritik bir görevi ifa eden bu kişi büyük bir yanlışlığı iddia etmektedir. Bakalım bu mektup için nasıl bir cevap gelecektir. Gerçekten büyük bir mağduriyet var ve yine kimse bu iddialara cevap vermeyecekse darbe konusundaki şüphe bulutları koyulaşacaktır.