Aynı mağduriyeti yaşayan müzisyen Şanar Yurdatapan ise “Bütün bu hazırlıkların nedeni halkı korkutmak ve bütün muhalif sesleri kesmek” ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın,“Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız” sözleri yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Erdoğan'ın sözleri 12 Eylül 1980 darbe döneminde yaygın şekilde görülen vatandaşlıktan çıkarma olaylarını hatırlattı. Askeri müdahalenin ardından yüzlerce sanatçı siyasetçi ve aydın yurt dı- şındaki faaliyetlerinden dolayı gerekçesiz şekilde vatandaşlıktan çıkarıldı.
Dönemin mağdurlarından müzisyen Şanar Yurdatapan, “Kenan Evren göz korkutmak istiyordu. Beni vatandaşlıktan çıkardılar. Almanya'da sığınmacı olarak yaşamak zorunda kaldım” dedi. Bugün de Erdoğan'ın ‘Ya benim yanımda benim istediğim gibi olacaksın ya da seni terörist ilan edeceğim, yaşatmayacağım, yurttaşlıktan da atacağım' dediğini belirten Yurdatapan şunları söyledi: “Bütün bu hazırlıkların nedeni halkı korkutma ve bütün muhalif sesi kesmek. Hatta bu da yetmiyor. ‘Yapılanları alkışlamak zorundasınız' deniyor. Susmak dahi vatana ihanet sayılıyor. Böyle uygulama ancak Hitler, Musollini gibi diktatör rejimlerinde olabilir.”
Yurdatapan vatandaşlıktan çıkarılış hikayesini şöyle anlattı: “Melike Demirağ, oyuncu Sema Poyraz ve ben Güney Kıbrıs'a davet edilmiştik. Melike'nin başrol oynadığı ‘Sürü' filmi ödüller kazanıyordu. Biz de o amaçla davet ediliyorduk. Oraya gittiğimizde çok dikkatli bir konuşma yaptık. Ama ertesi gün bu üç isim Türkiye aleyhine konuşmuş gibi gazete manşetlerinde yer almıştı. Daha sonra bize yurda dön çağrısında bulundular. Biz de dönmeyince vatandaşlıktan çıkartıldık. Aynı şekilde Cem Karaca ve Selda Bağcan bizden 2 yıl öncesinde Almanya Münih'te bir turneye gittiklerinde 1 Mayıs kutlanıyordu. Orada herkes ile birlikte yürümüşler. Daha sonra o fotoğraflardan ‘Bunlar ne halt karıştırıyorlar yurt dışında' diyerek yurda dön çağrısı yapıldı dönmeyince de vatandaşlıktan çıkartıldılar.”
Devlet yetkililerinin hatalarını anlayarak dönüş çağrısında bulunduğuna dikkat çeken Yurdatapan şöyle devam etti: “1991'in son günlerinde iktidara Demirel -İnönü koalisyonu gelmişti. Bize yurttaşlık ile ilgili başvuru yapmamız istendi. Bu şekilde tekrar giriş oldu. Türkiye Cumhuriyeti vatadaşlığı otomatik devreye girince biz çifte yurttaş olduk. Bu konuda Kenan Evren'e teşekkür ediyorum. Onun sayesinde ihtiyacımız olmayan bir Alman vatandaşlığı edindik.”
200 kişi sürgündeydi
Şanar Yurdatapan: “Bu durum hiç hoş değil. Taş yerinde ağırdır. Kültürüyle doğup büyüdüğünüz karakterinizin oluştuğu bir ülkeden bahsediyoruz. Bu duyguyu dahi insanlardan mahrum bıraktılar. Bu çok saçma bir durumdu. Bugün eğer beni yurttaşlıktan atmazlarsa hakkım kalır. O dönemde bizim irtibatta olduğumuz sürgünde 200 kişi vardı. Bunlardan 20'si politik olarak vatandaşlıktan çıkartılmıştı. Behice Boran, Gültekin Gazioğlu gibi isimler vardı. Düşünceleri farklı olan bu insanların tek ortak özelliği muhalif olmalarıydı. O dönemde yaşanan tablonun bugün yaşanması mümkün değil. Türkiye'nin yapısı bunu kaldırmaz. Siz istediğiniz kadar insanları savaşla korkutmaya çalışın bu da bir yere kadar sürer. Bazı Afrika ülkelerinde olabilir. Ama Türkiye daha farklı bir yerde.”
VATAN HASRETİYLE SÜRGÜNDE ÖLDÜLER
12 Eylül döneminde çok sayıda sanatçı, müzisyen ve oyuncu yurttaşlıktan çıkarıldı. Cem Karaca, Melike Demirağ, Şanar Yurdatapan, Yılmaz Güney, Fuat Saka, Ali Baran, Ozan Ekmekçi, ressam Avni Arbaş, yazarlar Nihat Behram, Demir Özlü, Mehmed Uzun ve Deniz Kavukçuoğlu bunlardan sadece birkaçı. Vatandaşlıktan çıkarılan bir çok aydın sürgünde hayatını kaybetti. 1951'de vatandaşlıktan çıkarılan şair Nazım Hikmet'in mezarı halen yurt dışında.
Önce vatandaşlıktan çıkarttılar sonra bizden özür dilediler
Sanatçı Melike Demirağ, darbe döneminde yapılanların saçma sapan işler olduğunu ve hiçbir işe yaramadığını belirtti. Demirağ, “Kimsenin kimseyi vatandaşlıktan çıkartmaya hakkı yok.
ASLA İŞE YARAMAZ
Doğuştan elde edilen bir haktır bu. Cezalandırma yöntemi olarak asla düşünülemez. Bugün yapılanların hepsi göz korkutma amaçlı yapılıyor. Ama tarihte yaşanmış olaylardan gördük. Bizi darbeciler vatandaşlıktan çıkarttılar, sonra Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Müdürlüğü normal bir şekilde geri çağırdı ve özür diledi. Vatandaşlığı da geri verdiler. Bunlar tamamen hata olarak geri dönüyor. O günlerde işe yaramadı bugün de asla işe yaramaz” dedi.
ÖZGÜR DÜŞÜNCE