Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1915 olaylarına ilişkin alınan kararlar ve yapılan açıklamalarla ilgili yaptığı değerlendirmede, 100 yıl önce yaşanan acılar kullanılarak yeni nefret suçları işlendiğini söyledi. Davutoğlu, "Tarihte yaşanmış ve acısı yüreğimizde olan ve zaten büyük bedeller ödemiş bir millet olarak 78 milyon vatandaşımızla birlikte, bütün siyasi partilerimizle ve bütün unsurlarımızla beraber ülkemize yöneltilen bühtan ve iftiraları reddediyoruz." vurgusunda bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Genel Kurulu 23 Nisan 2015 özel oturumunda konuşma yaptı. Davutoğlu konuşmasının sonunda 1915 olayları etrafında yaşanan hadiselere değindi. Davutoğlu, "Bugün Yemen'den Libya'ya, Suriye'den Afrika'ya büyük acıların yaşandığı ve her gün yüzlerce masum insanın acımasızca öldürüldüğü zulümlere seyirci kalanlar bu coğrafyada 100 yıl önce yaşanan acıları kullanarak yeni nefret suçları işlemektedirler." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Dinler arası, mezhepler arası, etnik gruplar arası mücadeleyi körükleyen, kapanan yaraları ısrarla açmak ve kanatmak isteyen kışkırtıcı beyan ve açıklamaların Avrupa Parlamentosu gibi bölgesel ve küresel barışı gözetmesi gereken kurumlardan gelmesi Avrupa'nın ve insanlığı geleceği adına endişe ve kaygı vericidir." şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında "Tarihte yaşanmış ve acısı yüreğimizde olan ve zaten büyük bedeller ödemiş bir millet olarak 78 milyon vatandaşımızla birlikte, bütün siyasi partilerimizle ve bütün unsurlarımızla beraber ülkemize yöneltilen bühtan ve iftiraları reddediyoruz." dedi.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'ye karşı bir nefret söylemi geliştirenler tarih ve insanlık önünde mahcup olacaklardır. Bizler 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını yüzyıllarca yaşatmış ve sayısız inancı, kavmi yüzyıllarca bir arada, barış içinde, kardeşçe yaşatmış, çoğulculuğun tarihteki en başarılı örneğini sergilemiş bir milletiz. Meclis-i Mebusan'dan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne vatandaşlarımızı temsil eden üyelerin kimliklerine, aidiyetlerine bakıldığında görülecek tek şey ayrımcılığın, tek tipçiliğin reddedilmiş olduğunu görmektir. Bu çoğulcu yapının dünyada başka bir örneği yoktur. Sonsuza kadar herkesin hukukunu savunacağız ve insan onurunu muhafazayı en üstün değer kabul edeceğiz. Bizler öncelikle kendi vatandaşlarımız olmak üzere daima insanlığın onurunu savunacak ve adaletin taşıyıcısı olacağız."
Davutoğlu konuşmasının sonunda ise şu ifadeleri kullandı: "Başkalarının yanlışları bizi hiçbir zaman adaletsizliğe sevk etmeyecek, millet olarak, ülke olarak demokrasiden, insan hak ve hürriyetlerinden, mazlumların yanında olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Sizlerle aynı hissiyata sahip olduğumuzdan emin olarak ve sizlerle birlikte Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşayan bütün vatandaşlarımızın dirliği, birliği ve huzuru için çalışıyoruz, çalışacağız. İç politikamızın, dış politikamızın esası kendimiz için istediğimizi başkası için istemek, daima hak ve adaletten yana olmak, daima insan onurunu en yüce değer olarak savunmaktır." CİHAN