Başbakan Ahmet Davutoğlu, Güneydoğu ve Doğu'da terör örgütünün yaptıklarıyla ilgili olarak, "Bu hendekleri açanlar ve savunanlar bilsinler ki kazdıkları hendeklerin içine kendileri düşecekler." dedi.
ATO Congresium'da, KOSGEB 4. KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Töreni'nde katılımcılara hitap eden Başbakan Davutoğlu, eli kanlı çetelerin, bölge halkının sözde hakkını, hukukunu koruduğunu iddia ettiğini hatırlattı. Davutoğlu, "Oysa vatandaşlarımızın hem huzurunu hem malını mülkünü hem de hayat alanlarını talan ediyorlar. Okulları ateşe veriyorlar, okula gidemeyen gençleri kendilerine katabilecekleri potansiyel çete elemanı gibi görüp, geleceklerini karartıyorlar. Camileri ve ortak tarihi mirasımızı teşkil eden birçok yapıyı tahrip edip, yıkıp, ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bölgedeki vatandaşlarımızın geçimlerini sağladıkları dükkanlarını yakıyorlar, yıkıyorlar. Biz 'yeni iş yeri açılsın, daha çok vatandaşımıza iş imkanı sağlansın' diye uğraşırken onlar, yapılanları yerle bir etme çabasına giriyorlar. Bunların hepsi nafile çabalar. Kardeşliğimizin önüne barikat kurup, hendekler açmaya çalışanlar hiçbir zaman muvaffak olamayacaklar. Bu hendekleri açanlar ve savunanlar bilsinler ki kazdıkları hendeklerin içine kendileri düşecekler. Biz sağlam köklere sahip bir milletiz, birlikteliğimizin gücünü bu köklerden alıyoruz. Birlik ve kardeşliğimizi bozacak girişimlere asla ve asla izin vermedik, izin vermiyoruz, izin vermeyeceğiz." izahını yaptı.
Terörün vatandaşları mağdur etmemesi için gerekli tüm önlemleri aldıklarını ve almaya da devam edeceklerini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bir yandan vatandaşlarımızı huzur ve emniyete kavuşturmak için yoğun bir şekilde terörle mücadele ederken diğer yandan da terörden etkilenen vatandaşlarımızın yanında olmaya, yaralarını sarmaya devam edeceğiz. Bir kez daha, salı günü grup toplantısında ifade ettiğim gibi, terörden ve bu baskılardan doğrudan etkilenen esnafımıza, KOBİ'lerimize özellikle vergi ve primlerinin ödemeleriyle ilgili ertelemeler yaptık ama aynı zamanda ciddi bir destek de orada ekonomik hayatın canlanması için de ek adımlar atacağız. Allah'ın izniyle ülkemizi, milletimizi bu terör belasından kurtaracak, en kısa zamanda huzur ve güvene kavuşturacağız."
Başbakan Davutoğlu, CHP Milletvekili Eren Erdem'in sözlerine de değinerek muhalefet liderleri ile yapacağı görüşmede, "Ülke içinde her türlü ihtilafı yapalım, kendi aramızda her türlü tartışmayı yapalım. Diyeceğim ki, bu tartışmaları burada seviyeli bir şekilde yaparken yurt dışında hep beraber bu ülkenin itibarını koruyalım" sözlerini aktaracağını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve yönetiminin, Eren Erdem'in "Açıkça bu ifadeleri kullanarak hainlik eden, iftira ederek Türkiye'nin itibarını karalayan bu sözler" karşısında yeterli tepkiyi göstermediğini dile getiren Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun "Bu milletvekilini yedirtmeyiz" sözlerini hatırlatarak, "Bizim kimsenin milletvekilinin yedirilmesi gibi bir derdimiz yok" dedi.
"Milletvekiliniz hayırlı uğurlu olsun size. Böyle milletvekili de size yakışır." cümlesiyle konuşmasını sürdüren Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Bizim kimsenin milletvekiliyle derdimiz yok. Ama bizim derdimiz, Türkiye bir ateş çemberinin ortasında giderken, Türkiye ile ne kadar problemli başkent varsa oralara selam gönderen, selam çakan, dış mihraklarla irtibatlı kişilerledir bizim mücadelemiz. Bu mücadelemiz sürer, bu mücadelede de tek bir adım geriye atmayız. Bu sözlere karşı bir işlemde de bulunmadılar. Demek ki onlar da aynı fikirdeler. Böyle bir muhalefet anlayışı olabilir mi? Bütün bu ifadelerin yabancı dillere çevrilip yayınlandığını düşününüz ki çevrilip yayınlanıyor. Nasıl bir görüntü oluşuyor? Kendi ülkesini, milletini, devletini, suçlayan başka ülkelerin, Türkiye karşıtı iddialarını destekleyen bir milletvekili nasıl olabilir? Üstelik bunlar da ilk defa olmuyor. Suriye ile ortak bakanlar kurulu toplayacak kadar iyi ilişkiler sürdürdüğümüzde bizi eleştirenler, Suriye'yi bilmeyenler, halkını katletmesi üzerine ilişkimizi kesince, Suriye diye bir ülkenin varlığını hatırlayıp doğrudan Esad'a koştular. Hep sorarlar 'Neden ilişkiniz eskiden iyiydi de daha sonra bozuldu'. Çok açık. Esad 500 bine yakın insan katletti de onun için bozuldu. Siz görmeseniz de 5-6 milyona yakın insanı ülkesinden sürdü de onun için bozuldu. Bakarsınız bizim ilişkilerimiz iyi olduğu dönemde, o ülkeyle ilgili bizi eleştirenler, şimdi halkını katletmesine rağmen o ülkenin başkentinde boy gösterebiliyorlar."
"CHP, MISIR VE SURİYE'YE KOŞMUŞTU, ŞİMDİ DE HDP RUSYA'YA KOŞUYOR"
Başbakan Davutoğlu, Mısır yönetimiyle Türkiye iyi ilişkiler sürdürdüğünde Mısır'ı hatırlamayanların, Türkiye askeri darbeye karşı çıktığında Mısır'a gidip Sisi ile görüştüklerini belirterek, şöyle konuştu: "CHP, Mısır ve Suriye'ye koşmuştu, şimdi de HDP Rusya'ya koşuyor. Onlar istedikleri yere koşsunlar, biz milletin bağrına 1 Kasım'da koştuk ve milletin bağrından Türkiye'de demokrasi tarihinin en yüksek oy desteğiyle milletin huzuruna çıktık. Bizim 'ak' dediğimize 'kara' demenize alıştık da bari bu millete ve bu ülkenin itibarına biraz saygılı olun. Bizi eleştirmenize razıyız da bari başka ülkelere, başkentlere gidip ülkenizi şikayet etmeyin. Bir ulusal çıkar anlayışınız, bir milli gurur anlayışınız olsun. Bu ülkeye bu millete bir aidiyetiniz olsun."
RUS SAVAŞ UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ
Davutoğlu, Rus uçağının düşülmesiyle ilgili gelişmeler hakkında ise şöyle konuştu: "Hava ve kara sınırlarımızı kim ihlal ederse ona karşı tedbir almak bizim en doğal hakkımız ve görevimiz ve biz bunu yaptık. Türk Silahlı Kuvvetleri, Rus savaş uçakları karşısında hava sahamızı korumuşsa, Türkiye'nin cumhuriyetinin onurunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin de onurunu korumuştur ve 78 milyonun onurunu korumuştur. Durum bu kadar netken HDP Eş Genel Başkanı'nın Rusya'da, 'Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı' demesi tam bir rezalet ve tam bir ihanettir. Böyle bir süreçte Rus uçakları masum Türkmenleri, masum Arapları, masum Kürtleri Azez'de, Halep'te, İdlip'te, Bayırbucak'ta bombalarken koşa koşa Rusya'ya gidip destek bildirmek açık bir şekilde bu millete ihanet etmektir. Bu açık bir aymazlıktır."
Özellikle bu partiye oy vermiş vatandaşların gür seslerini duymak istediklerini belirten Davutoğlu, "Nasıl Kobani'de Kürt kardeşlerimiz katledildiğinde bütün bir millet olarak orada Kürt kardeşlerimize sahip çıkmışsak ve bu bizim için asli bir görevse, 197 bin kardeşimizi Kobani'den ülkemize misafir etmişsek oranın kurtarılması için her türlü desteği vermişsek, oraya zulmeden, baskı uygulayan DEAŞ'a karşı her türlü mücadeleyi vermişsek ve bu bizim asli görevimizse Bayırbucak Türkmenleri için de Rusya'nın zulmüne karşı sesimizi yükseltmek de bizim asli görevimizdir. Kobani'de bu olaylar yaşandığında bütün Türkiye'ye dayanışma çağrısında bulunduktan sonra şimdi Bayırbucak Türkmenleri'ne, sivillere, bebeklere, çocuklara, İdlip'te okullara hava bombardımanı yapıp, Azez'de, Halep'te mahalleleri yerle bir eden Rus uçakları orada masumları katlederken, Moskova'da onlarla yan yana gelip, Türkiye'yi eleştirmek sadece bu ülkeye ihanet değil, insanlığa da ihanettir." açıklamasını yaptı.
CİHAN