Ahmet Davutoğlu, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Toplantıda çok sayıda bakan ve milletvekili ile belediye başkanı da hazır bulundu. Burada partililere seslenen Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.
CHP Olağan Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Kılıçdaroğlu’nu hedefe alan Davutoğlu, bu konuda şunları söyledi: “1 Kasım’da büyük bir yenilgi, hezimet yaşayanlar hala ders almış görünmüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, dün CHP’nin olağan kongresinde yaptığı konuşma ile bunu bir kez daha açık bir şekilde ortaya koymuş oldu. Bu kongrede çıkmış Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak, gerçekten bir siyasi lidere yakışmayan üslupla tepki göstermeye kalkıştı. İthamda bulundu. Mesnetsiz suçlamalarla Cumhurbaşkanımızı, devletin en ali makamını itham etmeye kalktı. Cumhurbaşkanımıza yaptığı küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz.
Dikta, CHP siyasetine ait bir kavramdır. Parlamenter demokrasiden bahsettikten sonra kendisine de ifade ettim. Dikta veya tek adamlık idaresinin sembolü olan ‘milli şef’ kavramını CHP üretmiştir. Her şeyden önce kendi geçmişlerine bakmaları lazım. Dikta, milli şef, baskı, zorbalık CHP kültüne ait bir gelenektir. Son zorbalıklarından birini de TRT’yi basarak gösterdiler. Siyaset üretemeyince hakaret üretmek siyasi bir yöntem olarak benimsendiğinde toplumda nezaket kalmaz. Bunlar fikir üretemeyince hakaret, küfür ve itham üretiyorlar. Hizmet ve eser üretemeyince kabalaşıyorlar, çirkinleşiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu ülkenin yüzde 52 oyu ile seçilmiş cumhurbaşkanı olduğunu da umursamıyorlar. Ona oy vermiş insanlara hakaret ettiklerini düşünemeyecek kadar da düzeysiz ve basiretsiz davranıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için tartışmayı başka yere çekip, Cumhurbaşkanımıza hakaret etmek suretiyle kendisini, kendi kitlesi karşısında kurtarmaya çalışıyorlar. Bir genel başkana yakışan terbiye hudutlarını çiğnemek değil, siyaset yapmaktır, proje üretmektir, ülkenin sorunlarına dair fikir beyan etmektir. CHP kongresinde parti kitlesini küfürle, hakaretle bir arada tutacağını düşünmek Sayın Kılıçdaroğlu’na yaramaz. Şimdi CHP‘nin de Kılıçdaroğlu’nun da ellerini başlarının arasına alıp 1 Kasım seçimlerinde biz niye hata yaptık diye düşünmelerinin vaktidir. Seçmeninin, teşkilatını bir arada tutacak özgün proje ve fikirlere sahip olmadığı için Cumhurbaşkanımıza dil uzatarak partisini bir arada tutmaya çalışıyor. Koltuğunu geliştirdiği fikirlerle koruyamayacağını bildiği için Cumhurbaşkanımıza karşıtlıkla koltuğuna tutunma kurnazlığı gösteriyor.
Bugün ona diktatör benzetmesi yapan zihniyet şiir okuduğu için hapse attırdı. 367 krizi yaşandığında Sayın Cumhurbaşkanımız hiçbir hesap kitap gözetmedi, ‘buyurun millete gidelim’ dedi. 2010 referandumunda darbe yasalarının değiştirilmesine izin vermeyenlere karşı ‘buyurun halka gidelim’ dedi. Gezi ve 17-25 Aralık kumpaslarından sonra ‘eğer haklıysanız buyurun milletin huzuruna çıkalım’ dedi. AK Parti kadroları hep millete hesap verdi, başka hiçbir mercie hesap vermedi.”
‘ŞEHİT AİLELERİNİ SELAMLIYORUM’
Terör olaylarına da değinen Davutoğlu, şehit aileleri ile yaptığı iki ayrı telefon görüşmesinden de bahsetti. Davutoğlu, şehit ailelerinin metanetli duruşuna vurgu yaparak şöyle konuştu. “Dün şehidimizin babası, yani o olayda hem oğlunu hem torununu kaybeden, gelini de hastanede olan yiğit bir insanı, Ali İhsan Bey’i telefonla aradım, taziyelerimizi ilettim. Telefonda ağlayan, titreyen bir ses duyacağımı zannederdim. Telefonunu karşısında yiğitçe, gür bir sesle şunu söyledi ‘Sayın Başbakanım size inanıyoruz, bu hainlerin üstüne gidiniz, bu vatan için bu millet için oğlumu torunumu şehit verdim ama hepimiz her türlüğü fedakarlığa hazırız’ dedi. Ben buradan Ali İhsan Bey’i ve bütün şehit babalarını, analarını en yüce dualarla anıyorum, hepsini selamlıyorum. Yalçın Yamaner’in eşi Hacer Hamın ile görüştük, zannederseniz ki eşini toprağa veren bu Anadolu kadını ürkek bir sesle konuşacak. Aynı yiğit sesi, bu sefer bir Anadolu kadınının dilinden dökülen o yiğit, gür sesi bütün milletim adına, yüreğim titreyerek dinledim.”
‘DÜNYA TERÖR OLAYLARINA YETERİNCE TEPKİ GÖSTERMİYOR’
Terör konusunda Avrupalı devletlerin tutumunu da eleştiren Davutoğlu, “Düne kadar terörün kanlı yüzü ile çok sık karşılaşmayan yönetimler maalesef yeterli karar ve bilinci gösteremiyorlar. Londra, Madrid ve Paris saldırılarından sonra özellikle batı kamuoylarında da terör karşı bir bilinç oluşmaya başladı ancak ne yazık ki teröre bütüncül ve net bir bakış açısı geliştirilebilmiş değil. Hala senin teröristin iyi, benim teröristim kötü zihniyeti tam olarak kalkmış değil. Dünya özelde Türkiye, genelde bölgemizde yaşanan terör olaylarına yeterince tepki göstermiyor. Victor Hügo’nun meşhur cümlesi maalesef bugün de geçerliliğini sürdürüyor: ‘Paris’te bin insan öldürülürse bu bir cinayettir Doğu’da 50 bin insan boğazlanırsa bu sadece bir meseledir’ kimden gelirse gelsin her türlü terörü lanetlemek gerektiğini herkes anlamalıdır.” ifadelerini kullandı.
‘HUKUK DEVLETİ KURALLARINA HARFİYEN UYUYORUZ’
Güneydoğu’da terör olaylarının yaşandığı ilçelerden söz eden Davutoğlu, devletin ‘hukuk devleti’ kriterleri içinde hareket ettiğine vurgu yaparak, terör bitene kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneydoğu’daki bazı ilçelerimizde uzun süredir büyük bir mücadele veriyoruz. Terör örgütünün şehirler ve ilçelerdeki hareketlerini de tümüyle etkisiz hale getirinceye kadar operasyonlarımız sürecek. Normal hayatı kesintiye uğratarak şehirlerimizi kargaşaya sürüklemek Kürt vatandaşlarımızın geleceğini karartmak ve devletimizi aciz göstermek için terör örgütünün kazdığı çukurları ve kurduğu barikatları tek tek temizliyoruz geride tek bir çukur, tek bir barikat bırakmayacağız.
Devlet olmanın gerektirdiği bilinç içinde hareket ediyor, demokratik hukuk devleti kurallarına harfiyen riayet ediyoruz. Operasyonların bu kadar süre almasının gerekçesi de hukuk içinde hareket etmeye gösterdiğimiz özen ve sivil vatandaşlarımızın zarar görmemesi için gösterdiğimiz hassasiyettir. Bizim tek hedefimiz güvenlik görevlilerimizi şehit eden, masum vatandaşlarımızı tehdit eden, öldüren, esnafımızın iş yerlerini kapatan ve yağmalayan kalem tutması gereken ellere silah vererek ölüme gönderen bu terörü tümüyle ortadan kaldırmaktır.”
CİHAN