Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti 5. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Türkiye'de ne dikta yönetimlerine, ne de terör örgütlerinin baskı ve zulümlerine karşı taviz vermeyeceğiz." dedi. Türkiye'de geçmişte olduğu gibi bugün de iki zihniyetin çarpıştığını söyleyen Davutoğlu, "Bir; milleti bölenler, ayrıştıranlar, etnik ve mezhebi temelde farklı kutuplaşmaların önünü açanlar, milletin özgürlük alanlarını daraltanlar, baskı ve zulüm uygulayanlar. Bakınız 12 Eylül getirdiği antidemokratik uygulamalarla ve Türkiye'de sivil demokratik hayata son vermesiyle ayrıştırıcı bir etki yapmıştır. Aynı şekilde bugün terör örgütünün yaptığı zulüm ve baskı ve getirdiği ayrıştırıcı zihniyet de birbirinin ikiz kardeşidir. Türkiye'de ne dikta yönetimlerine, ne de terör örgütlerinin baskı ve zulümlerine karşı taviz vermeyeceğiz." diye konuştu.
7 Haziran seçimleriyle birlikte önlerine yeni sınamalar geldiğini söyleyen Davutoğlu, "7 Haziran sonrasında yüzde 41'lik oyla en büyük parti olmamıza rağmen tek başımıza iktidar olmadık. Bunu görenler Türkiye'de bir yönetim boşluğu olacağı vehmine kapılanlar AK Parti kadrolarıyla temsil edilen Türkiye'nin kaderini karartmak isteyenler düğmeye bastılar." dedi.
BÜTÜN ÇAKALLAR MEYDANA ÇIKTI
Ardından da başlayan terör saldırılarını örnek verdi: "20 Temmuz günü DEAŞ terör örgütü, aynı gün PKK, birisi Suruç'ta 32 vatandaşımızı katletti, diğeri Adıyaman'da bir askerimizi şehit etti, ertesi gün DHKP-C terör örgütü, daha sonra yine bölücü terör örgütü askerlerimize polisiz polisimize saldırmaya başladılar. Gövde gösterisi için sokaklara çıkmaya başladılar. Zannettiler ki bu ülke sahipsiz. Zannettiler ki 7 Haziran'ın çıkardığı tablo Türkiye'de bir kaosa izin veriyor. Çakallar puslu havaları sever, bütün çakallar meydana çıktı. Onun karşısına Anadolu yiğitleri, AK Parti kadroları ayağa kalktı. Ve biz bu ülkenin kaderini kimseye bırakmayız dedi. Bugün birinci büyük sınamamız terör olaylarına karşı dimdik ayakta durmaktır." dedi.
Türkiye'de geçmişte olduğu gibi bugün de iki zihniyetin çarpıştığını söyleyen Davutoğlu, "Bir; milleti bölenler, ayrıştıranlar, etnik ve mezhebi temelde farklı kutuplaşmaların önüne açanlar, milletin özgürlük alanlarını daraltanlar, baskı ve zulüm uygulayanlar. Bakınız 12 Eylül getirdiği antidemokratik uygulamalarla ve Türkiye'de sivil demokratik hayata son vermesiyle ayrıştırıcı bir etki yapmıştır. Aynı şekilde bugün terör örgütünün yaptığı zulüm ve baskı ve getirdiği ayrıştırıcı zihniyet de birbirinin ikiz kardeşidir. Türkiye'de ne dikta yönetimlerine ne de terör örgütlerinin baskı ve zulümlerine karşı taviz vermeyeceğiz." diye konuştu.
HEM DEMOKRASİ HEM KAMU DÜZENİ, HEM GÜVENLİK HEM ÖZGÜRLÜK
14 yıl içinde bütün yasakları kaldırdıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Birer birer ret ve asimilasyon uygulamalarına son verildi. Herhangi bir şekilde kimsenin kimliğine hayat tarzına etnik veya mezhebi geleneğine ayrıştırıcı bir tutum takınılmadı. Kendisi gibi düşünmeyenlere karşı acımasızca davrananların karşısında AK Parti her zaman milli birliği temsil etti. Şimdi biz bir kez daha AK Parti kadrolarının büyük olağan büyük kongresinde gür bir sesle söylüyoruz: Hem demokrasi diyoruz hem kamu düzeni diyoruz, hem özgürlük diyoruz hem güvenlik diyoruz." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'NİN HER KÖŞESİNE SADECE MEŞRUİYET HAKİM OLACAK
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "20 Temmuz ve 23 Temmuz arasında ülkemizi kaosa sürüklemek için harekete geçenlere karşı hükümet olarak devraldığımız ağır sorumluluğun farkında olarak net ve açık bir talimat verdik ve şunu söyledik: Türkiye'nin her köşesinde sadece ve sadece meşruiyet hakim olacak. Türkiye'nin her köşesinde kim vatandaşlarımızın huzurunuz bozmak isterse sükununu bozmak isterse Türkiye'yi kaosa sürüklemek isterse onlara karşı en şiddetli ceza verilecek. Ve o günden bugüne bunların Kuzey Irak'taki karargahları da Türkiye içinde odaklandıkları her merkezde her şer odağı da Türkiye Cumhuriyetinin ve onu meşru emniyet güçlerinin operasyonlarıyla temizleniyor. Milletime sesleniyorum; hiç tereddüt etmeyiniz. Türkiye kendi içindeki hainlerle de kendi dışındaki hasımlarla da mücadele edecek güce ve kudrete sahiptir. Bu güç ve kudreti kim sarsmak isterse karşısında bizim kararlılığımız bulacak."
OPERASYONLAR 90'LI YILLARIN GÜVENLİKÇİ ANLAYIŞI İLE İLİŞKİLENDİRİLEMEZ
Bütün bu çabaların Türkiye'de huzuru ve güvenliği teminat altına almak için olduğunu savunan Davutoğlu, "Bugün birçok acı olaylar acı bir şekilde bir kez daha tecrübe ettiğimiz terör saldırıları karşısında fethetmek istediğimiz hayır; birliktir, kardeşliktir. Biz birlik ve kardeşilik için yola çıktık. Bilinsin ki; kim ayrıştırıcı bir tutum takınırsa, kim bir vatandaşımıza ötekileştirici bir zulüm uygularsa onun karşısında olacağız. Bu operasyonlarımız kesinlikle ve hiçbir şekilde 90'lı yılların güvenlikçi anlayışıyla ilişkilendirilemez. O yıllarda faili meçhuller vardı, o yıllarda kendi mezrasına yaylasına çıkamayanlar vardı, o yıllarda bir çok baskıyla kendi anadilinde ağıt yakamayanlar vardı. Ama şimdi Türkiye'nin her yerinde Türk, Kürt, Sünni, Alevi 78 milyon bütün özgürlüklerle tanıştı. Bu özgürlüklerle birlikte vatandaşlarımızı bağrımıza bastık. Omuz omuza veriniz selamı kardeşliği barışı egemen kılalım." dedi.
TÜRKLERİN DE KÜRTLERİN DE DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR
Davutoğlu, "Diyorlar ki Kürtlerin devleti neresi? Net bir sesle söylüyorum; Türklerin de, Kürtlerin de, Sünnilerin de, Alevilerin de devleti Türkiye Cumhuriyet Devletidir. İstiklal Savaşı'nda Çanakkale'de bir arada olanların torunları bundan sonra da ebediyete kadar bir arada olacaklar. Bu topraklar Anadolu'dan Rumeli'den gelen nice topluluklara muhacir göçlere şahit oldu. Hepsine bağrımızı açtık. Ama zannediyorlar ki bu özgürlükçü anlayışı durdurabilirler. Türkiye'de demokrasi bütün nitelikleri ile hakim kılınacak ve Türkiye hiçbir baskıya, zulme teröre izin vermeyen aydınlık bir geleceğe yürüyecek." diye ekledi.
SİYASETTE, EKONOMİDE, SOSYAL HAYATTA AHLAKI EGEMEN KILACAĞIZ
Geçen yılki kongreyi hatırlatan Davutoğlu, "Geçen yıl burada 9 restorasyondan bahsetmiştim. Yeni bir inşa ve ihya faaliyetinden bahsetmiştim. Özgüven restorasyonumuz, özgüvenimiz sabit kılınacak. Toplumsal bütünlüğümüz milli birliğimiz hakim kılınacak. Demokrasimi kesin bir suretle bütün temel özellikleriyle çağdaş ve evrensel özellikleri ile hakim kılınacak. Devletimiz, bürokrasimiz kamu yönetimi itibariyle en muhkem bir şekilde yeniden inşa edilecek. Ahlaki restorasyonu hayata geçirip siyasette ekonomide sosyal hayatta ahlakı egemen kılacağız. 17 Nisan'da açıkladığımız yargı reformuyla yargıyı sağlam temellerde ve tam ve objektif bağımsız bir çerçevede inşa edeceğiz. Kültür ve medeniyet restorasyonumuz sürecek. Ekonomide kalkınmamız devam edecek. Dış politikadaki restorasyonumuz sürecek." diye konuştu.
CİZRE'Yİ BAHANE EDENLER ORADA STOKLANAN SİLAHLARI GÖRMÜYORLAR
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu terör saldırıları bu büyük hedef karşısında piyonların ve piyonlarla birlikte harekete geçen şer odaklarının saldırılarıdır. Bu piyonlara ve araksındakilere söylüyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti'nin her santimetrekaresinde sadece ve sadece al bayrak olacak, sadece ve sadece bu milletin birliği ve beraberliği hakim olacak. Kamu düzenini sağlayacağız. Kamu düzenini temeli olan meşruiyetten hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Cizre olaylarını bahane edenler, Cizre'de vatandaşlarımıza geçmişte terör baskısıyla baskı uygulayanlar şimdi orada stoklanana silahları kazılan hendekleri görmüyorlar ve bizim hükümetinizin aldığı tedbirlere karşı söz beyan etmeye kalkıyorlar. Bilsinler ki Cizre de aynen Keşan gibi, ya da Bergama gibi, ya da Of gibi Türkiye'nin aziz bir toprağıdır ve her ilimizde her ilçemizde mutlak surette kamu düzeni sağlanacak, kardeşliğimiz pekiştirilecektir. Daha geçtiğimiz günlerde, 11 Eylül'de Diyarbakır'da Yenişehir'de 22 yaşındaki Şehmuz'un çalıştığı çorba dükkanına yapılan saldırıda bu gencimizin şehit olmasının acısını yaşıyoruz. Türkiye'yi kana bulamak isteyenler fail-i meçhulelrle birlikte Diyarbakır'da Şehmuz'u, Erzincan Kemah yolunda 60 yaşında Makbule hanımı tarayarak haince katlettiler. Bu hainlere karşı bütün vatandaşlarımız el ele tam bir aidiyet bilinciyle geleceği inşa edeceğiz. Ne Kobani olaylarında olduğu gibi Yasin Börü ve arkadaşlarına yapılanlar ne Diyarbakır'daki Şehmuz'un ne Makbule hanımın bundan sonra hatıraları silinmeyecek. Onların kanı üzerinde terörü egemen kılmak isteyenlere karşı güvenlik güçlerimiz ile birlikte halkımız bir kez daha omuz omuza mücadele edecek. Kamu düzeni mutlak surette sağlanırken sivil vatandaşlarımıza, doğuda güneydoğuda yaşayan kardeşlerimize en küçük bir şekilde demokratik hukuk kuralları içinde zarar verilmeyecektir. Kardeşlerimiz korunacaktır."
EDİRNE'DE OLDUĞU KADAR HAKKARİ'DE DE HAKKINIZ VAR
Konuşmasında Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlara seslenen Davutoğlu, "Sizler Hakkari'de hakkınız olduğu kadar Edirne'de de hakkınız var. Batıdaki vatandaşlarıma sesleniyorum, kuzeydeki ve güneydekilere de; sizlerin Edirne'deki hakkınız kadar Hakkari'de hakkınız var. Bu toprakların her bir santimetrekaresinde bütün vatandaşlarımızın hakkını hukukunu koruyacağız." ifadelerini kullandı. CİHAN