Başbakan Ahmet Davutoğlu, hava sahası ihlali sonrası Rusya ile Türkiye'nin 'ortak çalışma grubu oluşturma kararı aldıkları' yolundaki iddiaya ilişkin olarak, "Rusya ile hiçbir çıkar çatışmamız yok, geçmişte altın dönemler yaşadık" dedi. "Ilımlı mıhaliflerin Suriye'de IŞİD'e karşı savaşan en etkili güçlerden olduğunu" savunan Davutoğlu, "O grupları vurmak DAEŞ'i güçlendirir" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, "Suriye krizinin büyümesinde müdahale edilmemesi etkili oldu" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hacı Süleyman İlkokulunu ziyareti öncesi yaptığı açıklamada, "Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Bu konuda herkesin, kendi sınırlarına saygı duyan her ülkenin Türkiye'nin sınırlarına saygı duymasını bekleriz, Türkiye'nin hava sahasına saygı duymasını da bekleriz" dedi.
Davutoğlu, "Hele hele sınır ihlalleri konusunda mutlaka Türkiye'nin hassasiyetlerine riayet edilmesini, göz önüne alınmasını bekleriz. Bu çerçevede Rusya'nın Büyükelçisi, evet Dışişleri Bakanlığımıza çağrıldı. Bize verilen bilgiler ile alanda oluşan bilgiler arasındaki farklar da kendilerine aktarıldı. Yani ihlaller kaç dakika sürmüş, hangi şartlarda oluşmuş, bunları Rusya tarafıyla samimi ve dostane bir şekilde, birbirine saygı duyan iki komşu ülke olarak müzakere ediyoruz. Askeri yetkililerimiz ve diplomatik yetkililerimiz bunları konuşuyor. Rusya'yla herhangi bir gerilim istemeyiz ama dediğim gibi Rusya'nın da Türkiye'nin hava sahasına, sınırlarına ve Türkiye'nin Suriye'deki çıkarlarına dikkat etmesini beklemek en tabii komşuluk hakkımızdır" diye konuştu.
Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarına ilişkin Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu hava akımları DAEŞ'e karşı yapılmıyor. 57 hava akımı yapılmış Rus hava güçleri tarafından, bunun 55'i ılımlı muhalefete karşı, sadece ikisi DAEŞ'e karşı, bize gelen askeri bilgilere göre. Eğer DAEŞ'e karşı mücadele edilecekse hep beraber edelim. Ama eğer Türkiye sınırlarına yakın bir yerde yeni mülteci akımlarına yol açacak şekilde sivil halka ve ılımlı muhalefete karşı bir harekat yapılıyorsa, işte o zaman hepimizin oturup konuşması gereken çok ciddi bir mesele var demektir."
Davutoğlu, "Suriye krizi, bir ülke krizi olarak başladı, bir ülkenin kendi içinde halkına karşı zalimce davranan bir yönetimin ortaya çıkardığı bir kriz olarak, sonra terörün, terör örgütlerinin de müdahil olduğu ve terör örgütlerinin de oluşturduğu tehditle birlikte bir bölgesel krize dönüştü. Bir ülke krizinin bölge krizine dönüşmesinde en büyük pay açık söyleyeyim, bu zalim yönetim kadar o aşamada herhangi bir hususta anlaşamayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmuştur" dedi.
AA