Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, kulüplerin mali yapılarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "3 Temmuz'dan kötüsü mali süreç olacak demiştim. Bu süreç geliyor. Hepimiz de görüyoruz." dedi.
Futbol Federasyonu'nun Riva'daki TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde NTV ve NTVSpor ortak yayınında Güntekin Onay ve Rıdvan Dilmen'in sorularını cevaplayan Başkan Yıldırım Demirören'in açıklamaları şöyle:
"Mali konuyu ben Federasyon Başkanı olduğum günden beri söylüyorum. 3 Temmuz'dan kötüsü mali süreç olacak demiştim. Bu süreç geliyor. Hepimiz de görüyoruz. Yapıları bozuk, maalesef borçlanarak gidiyor. 2015 sonuna göre 3.5 milyar lira civarında bir borç var tüm kulüplerin. Kulüplerimiz kendilerini toparlama sistemine girmezlerse, altyapılarına dönüp kendi oyuncularını yetiştirmez, önemli oyuncularını satmazlarsa bu borç kapanmaz. Yasayla beraber kulüplerin borçlarını kapatması gerekiyor. Ama bu mevsimde yasayla eşgüdümle olması lazım.
PTT 1. Lig'de çok toparlanma var. Memnunuz. Süper Lig'de büyük problemler var. Her kulüpte sorun var. Büyük kulüpler inceleniyor. Bu sene değil, önümüzdeki yıl toparlanmazsa problem büyüyecek. Bir çok kulübümüz Avrupa kupalarına katılamayacak. Bizim bir kriterlerimiz var. Bu kriterlere uyuyor gözüküyorlar. X kulübümüzün 5 milyon lira borcu var. Bunlarla ilgili bize belgeleri getiremezlerse sahaya çıkamayacaklar. Lisans alamayacaklar. Biz kuralları uyguluyoruz. Bunun da bir geçiş dönemi var. Puan silme keyfi değil, kuralları uyguluyoruz. PTT 1. Lig'de 7-8 kulübün puanları siliniyor. Keyfi bir sistem değil. Zaten federasyonun her işlemi şeffaftır, göz önündedir. Yöneticilere sorumluluk getirilecek. Kulübü aldığınızda kulübün 1 lira borcu varsa 1 lira ile bırakacaksınız. 1.5 lira olduysa; küsüratı siz ödeyeceksiniz. Kanunla eşgüdümlü gitmek gerekiyor. Kulüpler yasasının üzerinde çalışılıyor. Yöneticiler artık sorumlu olacak. Olmazsa masanın bir bacağı eksik kalır. Bu tarihi bir karar olacak. Kulüplerin A.Ş. olması gerekiyor tabii ki.
Seyirci sayısı maalesef ligimizde düşük. Zeminlerimiz düzeliyor. Türkiye'de maalesef Passolig öncesi ve Passolig sonrası olarak konuşuluyor. Seyirci Passolig yüzünden gelmiyor deniyor; katılmıyoruz. Passolig öncesi 11 bindi ortalama. Şimdi 8600 ortalama. Zaten 2 bin kişilik kitle gelmesin. Çünkü bunlar bedavacı, olay çıkaran kitle. Biz hiçbir zaman Avrupa gibi bir ortalamada oynayamayız. Derbi maçlarda bu rakamlar yakalanıyor. Burada bakmamız gereken seyirciyi futbola nasıl çekmek? Bu sadece TFF'nin görevi değil. Medyanın da görevi var. Medya tabii ki haber yapacak ama marka değerini düşürmemesi, seyircinin kötü tezahürat yapmaması; şiddet olmaması gerekiyor. Öbür taraftan UEFA ile organizeyiz. KISS Marketing Semineri'ni yaptık geçen gün. Kulüpler, medya, taraftar herkes ortak hareket etmeli. Gündüz maçları çok önemli. İlk yarı gündüz maçlarını büyükler 2 kez filan oynadı. Ancak ikinci yarı daha fazla olacak. Tribün kapatmayı kaldırdık. Sadece belirli kişilere kapanıyor; tribün açık kalıyor. Maç bittikten sonra futbolun güzelliklerini konuşur bir ortam yaratıyor.
Derbilere rakip taraftar gitmemesinin TFF ile bir alakası yok. Kulüplerin kararı. Giden taraftarın da futbola kattığı ne? Olay çıkarmak haricinde ne yaptılar? Buna hazır da değiliz öbür taraftan baktığınız zaman. Hangi derbi öncesi seyirci olay çıkarmadı. Hepsinin nasıl gittiğini görüyoruz. Bütün tuvaletler kırılıyor. Bizim kültürü getirmemiz lazım. O zaman hep beraber maç izleyebiliriz.
Ligimizde oynayan 100 oyuncudan 55'i yurt dışında yetişmiş. Bunun hakkında endişe duymuyorum, eksiklik olarak görüyorum. Yabancı kararını biz tamamen serbest bırakmadan önce yabancı sayısı 6 artı 2 idi. Yabancılar 4 artı buçuk olarak sahadaydı. Şimdi 6 artı buçuk olarak sahadalar. Genç bir milli takım yarattık. Eksiğimiz var doğru. Altyapıdan oyuncu yetiştiremiyoruz. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız ile konuşurken bizim altyapıya yönelmemizi tavsiye etmişti. O yönde gidiyoruz. Fatih hocamızda bu işin üstünde. Soma Tesisimiz açılıyor. Kulüpler olmadığı zaman milli takım bir yere kadar gidiyor. Kulüplerimizin altyapıya önem vermesi lazım. Altyapıdaki hocalar hatır için bu işi yapıyor. Ama eğitimli kişiler görev almalı artık.
Dönüşümsüz oynayan yegane milli takımlardan birisi biziz. İlk 3'ün içinde biz varız. İsim olarak paylaşmadık ama devşirme oyuncuya karşı değiliz. Donk ve Fernandao hep gelmek istediler. Eğer hocamız isterse başımızın üstünde yeri var. Devşirme oyuncuya karşı değilim kesinlikle. Alman Milli Takımı'nın kadrosunda hep devşirme oyuncu var. Bizim şanssızlığımız bizde doğmamışlar. Devşirmeye karşı değilim kesinlikle. Manşet olur bu. Uzun vadede yapacağınız altyapıya önem vermek. Kısa vadede turnuvalarda kalıcı olmak istiyoruz. Bunu istiyorsak belli yardımlara ihtiyacınız var. 10 tane alacak halimiz yok. 1 tane ya da 2 tane devşirme oyuncu olur. 10 tane zaten olmaz. 3'ü bulmaz. Barcelona'nın İstanbul'da iki tane var. Benim oğlum bile 8 yaşında orada oynuyor. Barcelona yetiştirmekle kalmıyor; alıyor vatandaşı yapıyor. Bizim bu avantajı kullanmamız lazım. Avrupa Şampiyonası'na katılıyoruz. Dünya Kupası elemeleri başlayacak. İmkan varsa bunu kullanmamız gerekiyor.
Devletin desteği var şu an. Sponsor oldular. Önceden siyaset futbola karışıyor diyorlardı. Hayır. Biz gidiyoruz. Destek istiyoruz. Türk futbolu bir süreç geçirdi. Kaçmalar oldu tabiki sponsorlardan. Ama bu süreçten değil; kavgadan kaçıyor. Sponsorlar bu kavgaların içinde markalarının olmasını istemediler. Son 2 senedir bir yumuşama var, düzelme var. Bu yavaş yavaş düzelecek. Eski haline gelecek. Herkes kavga ortamından kaçmalı. Tüm aktörler. Evde seyrederken mutluluk duyarak seyrediyoruz futbolu. Statta da bu şekilde seyretmeliyiz.
Türk futbolundaki güven ortamı yavaş yavaş geri geldi. Geçen sezon başında başladığımız maçların önceden açıklanması mesela güven ortamı yakalandı. Eskiden bu çok tartışılıyordu. Şimdi güven ortamı geldi. Kimse tartışmıyor. Bu çok önemli bir mesajdır. Bu açıdan bakmamız lazım. Ben kulüp başkanlığı, Kulüpler Birliği Başkanlığı ve TFF Başkanlığı yaptım. Türkiye'de tek. Belli açıklamalar belli bir çerçeve içinde kavga ortamı olmadan yapılmalı. Tartışma seviyesini medeni bir yerde tuttuğumuz sürece futbola faydası var. Futbolu sadece TV'den izlersek olmaz.
Sponsor gelir rakamlarımız arttı. Bugün İtalya Federasyon Başkanı geldi. Onun Telekom şirketi federasyona sponsor. Devlet desteği olmadan bu işler olmuyor. En büyük şansımız futbolu seven bir Cumhurbaşkanımızın olması. İki hafta önce Ankara'daydık. Bu destekler olmasa geçmişten gelen borç bakiyeleriyle yaşayamazlar. Biz federasyon olarak geldiğimizde 2012'de 240 milyon lira olan bütçemizi 411 milyon liraya çıkardık. Sponsor gelirlerimiz arttı. Ama kulüplerimizin sponsorları azaldı. Çoğunun sponsoru yok. Futbolu bir rekabet, bir güzellik unsuru olarak sunarsak hepsi olacaktır. Herkes elini taşın altına sokmalı. Kulüpler Birliği güzel bir çalışmayla bu konuyu oraya getiriyor.
Ertelemeler herkese olmayabiliyor. Hiç ceza almamış olması lazım. Erteleme olmasının 8 tane maddesi var. Kulüplerin ona uyması lazım. Dünyada örneği var. Kurallar olduğu sürece var. Otururuz kulüpler isterse ertelemeyi kaldırırız. Biz hep diyoruz ki Avrupa'yı örnek alalım. Niye yöneticilerimiz Avrupa'yı örnek almıyor. Avrupalı yöneticileri neden örnek almıyoruz? Bir tane yöneticinin konuştuğunu gördünüz mü maç sonu? Herkes burada konuşmalı. Biz İngiltere'yi örnek alıyoruz da 1 tane İngiltere Başkanı'nı böyle konuşurken göremezsiniz. Nesiller değişiyor, görüşler değişiyor, elektronik ortam gelişti. Dün akşam Manchester City'nin penaltısı verilmedi. Bir tane başkanın konuştuğunu görmedim.
Şeffafız ki bir kişi ceza alıp, diğeri almıyorsa siz biliyorsunuz. Birinin bir raporu eksikse ona göre verilmez. Hukuka göre cezaları alıyoruz. Hukukçularımız bu konuyu daha iyi biliyor. Hukuk standart olarak uygulanıyor.
Hakem hataları dünyanın her yerinde var. Sayın Göksel Gümüşdağ ve başkanların beyanatlarına hak veriyorum. Hatalar oldu. Hatalar bir takımın üç puanını yedi, hep oldu. Bunu inkar edemeyiz. Geçiş dönemi yaşıyoruz. Devrim yaptık. Genç hakemlere, profesyonel hakemlere dönüyoruz. Önümüzdeki sene 22 hakem olacak. Bunun için talimatları değiştirdik. Genç hakemler göreve geliyor artık. Arda Kardeşler diye bir hakemimiz Süper Lig'e girdi. Hatalar muhakkak olacaktır. Profesyonelliğe geçtik, yine hatalar olacak. Hataları tartışmıyoruz, hakemlerin kişilğini tartışıyoruz. Hataları tartışalım ama bunu yapmayalım.
Jaap Uilenberg dönemi bitti; Roberto Rossetti geliyor. Collina ile temaslarımız var. Arada sırada gelecek kendisi. Biz hataları tartışalım, hakemleri tartışmayalım. Mete Kalkavan'ın babası hastaneden yeni çıktı. Oğluna yapılan kötü tezahüratlar yüzünden kalp krizi geçirdi. Herkesin ailesi var. Cüneyt Çakır'ı artık bahsetmek bile istemiyorum. Dünyanın ilk 3 hakeminden birisi oldu. Uilenberg'in yetiştirdiği 4-5 çok iyi hakem var.
Hata yapılınca üzülmüyor muyuz? Ben maçı seyrederken hakemleri seyrediyorum. Aman hata yapmasınlar. Bu hatalar oldu evet. Sayın MHK Başkanımız Kuddusi Müftüoğlu açıkladı. Hatalar geçen sene ile aynı oranda oldu. Bir kasıt yok ama kesinlikle. Trabzonspor aleyhine çok hata oldu maalesef. Biraz da Kasımpaşa'nın… Ama kendilerine kimse kasti bir hareket yapmadı. Zaten MHK bu hakemleri o şekilde değerlendirdi ve cezalarını verdi. 38'den 22'ye düşmesi hakem sayısının çok büyük bir devrim zaten. Belirli hakemler ceza olarak alt klasmana düşecek. Profesyonel hakemlik verildi; para alıyor diye bir şey yok. Başarılı olmak zorundalar. Başarılı olamazlarsa sözleşmeleri feshedilecek. MHK buna göre sözleşmeleri feshedebilecek. Bunların hepsi eğitimle olacak. Hakemlikte gelişme var ama… Hatalar olabilir ama gelişme var.
Hakemlerin kalitesini arttırabilmek için burada sıcak bir ortam yarattık zaten. Onlar dışa açılmaktan çekiniyor olabilirler. Başkan olarak ben onlara söyledim. Beyniniz ne diyorsa yapın; akşam yattığınız zaman vicdanınız rahat olsun dedim. Onlara çok yetki verdik. Sonuna kadar arkalarındayız. Onun haricinde kamuoyundan gelecek sıcak mesajlar; onları sıcak yere itecektir. Basının paslaşması lazım. TV programlarında hakemlerin hatalarından daha çok kişilikleri konuşuluyor. İki tarafın da birbirine sıcak olması lazım. Sahadaki futbolcunun hakemin hem hakem; hem de ağabeyi olduğunu bilmesi lazım."
CİHAN