HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM’in 20 Kasım 2018 tarihinde kendisi hakkında verdiği ve serbest bırakılmasını da içeren kararının aleyhteki maddelerini AİHM Büyük Dairesi’ne taşıdı.
Avukatları aracılığıyla yaptığı başvuruda Demirtaş, Türkiye’nin kararı uygulamamasına ilişkin de hüküm kurulmasını istedi.
Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demirtaş'ın avukatları başvuruya ilişkin yaptıkları açıklamada “Sayın Selahattin Demirtaş adına; tutukluluğuna son verilmesi gerektiğine hükmeden 20 Kasım 2018 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Daire kararında, davada incelenmeyen, kabul edilemez bulunan ve ihlal bulunmayan hakların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire tarafından yeniden incelenmesi talebiyle 19 Şubat 2019 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru yapılmıştır” dedi.
AİHM’in 20 Kasım 2018’de verdiği ihlal kararının ardından, Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı davada Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üç tahliye talebini de reddettiği hatırlatılan açıklamada mahkemenin “AİHM kararının kesinleşmediği sürece bağlayıcı olmadığı yargısına vardığı” belirtildi.
Açıklamada “İstanbul 2. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi ise, başka bir dava sebebiyle Demirtaş hakkında verilen mahkumiyet kararını 4 Aralık 2018 tarihinde onayarak Selahattin Demirtaş’ı hükümlü statüsüne sokmuş ve böylece yargılanmasının tutuksuz devam etmesini talep eden AİHM Daire kararını fiilen uygulanamaz hale getirmişti” denildi.
Başvuruda dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonra tek bir AKP veya MHP milletvekili hakkında kovuşturma yapılmazken, dokunulmazlığı kaldırılan 59 HDP milletvekilinin 55’i hakkında yargılama yapılmasına dikkat çekildiği belirtilerek “Başvuruda ayrıca Demirtaş aleyhine hazırlanan 31 fezlekenin tek bir iddianame altında birleştirilmesi ve tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen tanık, ses kaydı, sosyal medya faaliyetleri gibi birçok alanda çok ciddi hatalar ve olmayan delillerin varmış gibi gösterilmesi konularının Büyük Daire tarafından hukuk dışı ve siyasi amaçlarla yapılan hak kısıtlamaları içtihadı açısından değerlendirilmesi talep edilmiştir” denildi.