Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın 142 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı ana davanın duruşması, Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü'nde başladı. Salı ve Çarşamba günlerinde devam edecek duruşmaya Demirtaş, Edirne Cezaevi'nden SEGBİS yoluyla bağlanıyor.
Demirtaş, savunmasında "siyasi rehine olduğunu" tekrarladı. "AİHM'in çok sayıda kararında, tutukluluğun devamıyla ilgili 'somut, ikna edici ve sanıkla doğrudan bağ kuran somut deliller olmadığı sürece tutuklu yargılanamaz' denildiği için, mahkemenin yeni bir şey icat ettiğini" söyleyen Demirtaş, mahkemenin "Sanık 19 Nisan 2016 tarihli Meclis grup toplantısı konuşmasında, 'tek bir arkadaşım kendi ayağıyla ifade vermeye gitmeyecek' demesi karşısında, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı..." ifadelerine dikkat çekti.
Söz konusu konuşmasında "Çağrılarının AKP'ye yönelik olduğunu" belirten Demirtaş, "AKP'ye meydan okuduğum bir cümleyi üstünüze alınmışsınız. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, üç buçuk yıl sonra böylesi bir konuşmayı neden üstüne alındı? Merak ediyorum" dedi.
Demirtaş ayrıca mahkemenin sunduğu tutukluluk gerekçelerini eleştirerek, "kaçma şüphesi olduğuna" yönelik gerekçeyi hakaret olarak algıladığını söyledi. Demirtaş, "Beni tahliye edip Yunanistan sınırının öbür tarafına bıraksanız ben kendim bu tarafa atlarım dedim. Çünkü burada konuşmam, hesap sormam gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Kendisini cezaevine koyanlardan hesap sorması gerektiğini belirten Demirtaş, "Siz duruşmadan vareste tutsanız beni, tahliye olmuşsam bile, her duruşmaya gelip burada çatır çatır, temsil ettiğim iradenin onurunu savunurum ben" diye konuştu.
"Öcalan'ın hala devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum"
2012’de Nusaybin’de yaptığı bir konuşma nedeniyle suçlandığı 29 no’lu fezlekeye ilişkin, "Mahkeme benim konuşmamı suçu ve suçluyu övmek olarak değerlendiriyor ama, o günlerde olan biten şuydu; devlet yetkilileri Öcalan ile, Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda İmralı'da görüşüyordu. Bu görüşmeler henüz kamuoyuna yansımamıştı" dedi.
O dönemde Abdullah Öcalan’ın da "yeni bir barış sürecine ilişkin kararlığını ifade ettiği" bir mektubu Erdoğan’a gönderdiğini belirten Demirtaş, "Konuşmamda şiddete çağrı yoktur. Tam tersine kimse ölmesin diye, müzakereler başlasın diye herkesi meydan meydan mitinglere çağırdık. Direniş dediğimiz budur, zaten her yerde de bu direnişten söz ettik. En küçük bir şiddet de yaşanmadı, böyle bir suçlama da yok zaten" dedi.
"Mahkeme heyeti, şu anda yürüttüğü yargısal faaliyetin, barış sürecinin hesaplaşması olduğunu bilerek yargılamayı sürdürmelidir" diyen Demirtaş, Öcalan’ın hala devreye girmesi gerektiğini düşündüğünü ve sorunun silahsız şiddetsiz bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Demirtaş, "Biz daha Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz" ifadelerine ilişkin ise, "Bu ülkeye barış getirenlerin heykelini dikeceğiz demek istemiştim. Yoksa gerçekten heykel meraklısı değilim. İnsanların heykellerinin dikilmesinden de haz etmeyen biriyim. Bu Öcalan için de geçerlidir başkaları için de" diye konuştu.
Hakkındaki "örgüt kurucusu ve yöneticiliği" suçlamalarına cevap vermişti
2008’de milletvekili olduğu halde telefonlarının yasa dışı bir şekilde dinlenerek, görüştüğü parti yöneticilerinin örgüt üyesi gibi gösterilip fezleke düzenlendiğini söyleyen Demirtaş, kendisine yöneltilen bir diğer suçlamanın da açık, meşru ve halihazırda faaliyetlerini sürdüren bir platform olan ve TBMM’ye davet edilen Demokratik Toplum Kongresi’nin konferans ve panellerine katılması olduğunu belirtmişti.
Demirtaş, "6-8 Ekim olaylarına ilişkin HDP Genel Merkezi Twitter hesabından atılan şiddet içermeyen mesajlara ilişkin de "delil bulunamayınca" Murat Karayılan adına açılmış sahte bir Twitter hesabından atılan mesajların da dosyaya konulduğunu ve saatler birbirini tutsun diye de HDP’nin twitlerinin saatinin değiştirildiğini söylemişti.