Demirtaş: Cumhurbaşkanı yakında Öcalan'ın idamı tartışmasını da başlatır


ANKARA (CİHAN)- HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kürt sorunu yoktur' sözlerini, "Seçim yaklaştıkça Sayın Cumhurbaşkanı seçime dönük propaganda amaçlı bir gündem oluşturmaya çalışıyor. Her seçim dönemi denediği ve mutlaka tekrarladığı bir mevzudur bu. Göreceksiniz yakın zamanda Abdullah Öcalan'ın idamını 'astın-asmadın' tartışmasını da başlatacaktır." dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin genel merkezinde Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu heyetiyle görüştü.

Görüşme sonrası basın mensuplarını sorularını cevaplayan Demirtaş, Cumhurbaşkanı'nın 'Kürt sorunu yoktur' sözlerini değerlendirdi. Demirtaş, "Seçim yaklaştıkça Sayın Cumhurbaşkanı seçime dönük propaganda amaçlı bir gündem oluşturmaya çalışıyor. Her seçim dönemi denediği ve mutlaka tekrarladığı bir mevzudur bu. Göreceksiniz yakın zamanda Abdullah Öcalan'ın idamını 'astın-asmadın' tartışmasını da başlatacaktır. Bunlar seçim öncesi seçime dönük, milliyetçi oylara dönük söylemlerdir. Çok da cumhurbaşkanını içinden geldiği gibi konuştuğu dönemler değil, seçim dönemleri. Tabi kendisine kalsa 'bu ülkede hiçbir etnik grup mümkünse sorununu dile getirmesin' düşüncesindedir. Fakat ülkenin temel sorunları var, özgürlük demokrasi soruları var. Evet herkesin sorunu var. En büyük sorun da bugün tekleşme, diktatörleşme, baskı ve otorite sorunudur. Bu sorunu da AKP sorunudur. Türkiye'nin en acı en acı sorunudur. İnşallah 7 Haziran'da da biz çözeceğiz." diye konuştu.

'HDP OLARAK AKP'NİN HİÇBİR POLİTİKASINA BARIŞ KONUSUNDAKİ ÖZGÜRLÜK KONUSUNDAKİ HİÇBİR POLİTİKASINA GÜVENMİYORUZ'

Nevruz'da yapılması planlanan çağrıyı da değerlendiren Demirtaş, Nevroz'da hangi bir kapsamda bir çağrı yapılacağını henüz bilmediklerini söyledi. Demirtaş, "Yazılı olarak bir metin hazırlanmayacak zannedersem, muhtemeldir ki arkadaşlarımız metnin son halini hazırlayacaklar. Zaten İmralı'da bir tartışma yürütüldü bu konuda. Nisan ayında bir kongre toplanması şeklinde bir çağrı içermiyor, nevroz çağrısı. Bugüne kadar ki iyi niyet çağrılarını, çok daha güçlü bir şekilde vurgulanmasını bekliyoruz. Tabi başka ne tür çağrılar, metin 21 Haziran'da okunduğunda göreceğiz. Bu mesajın yazılı olmak yerine bu defa sözlü veya görüntülü olması tartışması vardı. Şimdi hükümet, bütün bu tartışmaları bizim ortaya attığımızı iddia ediyordu. Oysa İmralı'da aylardır. Tartışılan bir mevzuydu ve bu bizim bir beklentimiz bizim bir talebimiz, bizim bir dayatmamız ısrarımızdan çok İmralı'da konuşulan bir mevzuydu. Dolayısıyla HDP bu tür konularda sanki zorluk çıkarıyormuş gibi yansıtılması haksızlıktır. Sonuçta mesaj nasıl verildiyse verilsin bizim için mesajın içeriği de önemlidir. Ama görüntülü ve sesli olması kamuoyunda etki gücünü arttıracaktır. Bunu biz desteklemiştik. Hükümet yani karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar. İmralı'da söylenen her şeyi İmralı'dan çıkışta inkar ediyor. İmralı kapalı toplantılarda çoğu zaman mutabık kalınan konuları, kamuoyunun huzuruna çıktıklarında red ediyorlar. Bu da hükümetin güvensizlik mevzusunda kendi durumunu daha da derinleştiriyor. Daha da ciddi bir kriz haline dönüştürüyor. Biz her şeye rağmen barış sürecinin ilerlemesi gerektiği kanaatindeyiz ve HDP olarak bu katkıda bulunacağız. Çünkü bu ülke her şeyden çok barışa ihtiyacı var. Akan kan durmuşken bunu kalıcı haline getirmek hepimizin boynunun borcudur. Biz AKP'nin eksiğine, gediğine rağmen, samimiyetsizliğine rağmen sürece seçime kurban etme niyetine rağmen, seçim dönemi milliyetçi söylemlere rağmen, barış sürecinde ısrarcıyız, kararlığıyız. Bu ülkeyi barışa elbette ki kavuşturacağız. AKP'ye güvenerek bunları söylemiyorum. Daha öce belirttim AKP'ye yönelik güvensizliğimizin yeni olmadığını herkes biliyor. Bu güvensizliğimiz sürüyor. HDP olarak AKP'nin hiçbir politikasına barış konusundaki özgürlük konusundaki hiçbir politikasına güvenmiyoruz. Bu güvensizliğimizi giderecek hiçbir adım atmadığını, atacağını da çok saymıyoruz." şeklinde konuştu.

"TARTIŞILAN BİRKAÇ İSİM VAR"

Sekretarya ve İmralı'ya gidecek 5 mahkumun kimler olacağı yönündeki soruya ise Demirtaş, tartışılan birkaç ismin olduğunu söyledi. Demirtaş," Tartışılan birkaç isim var. Bu isimler şu aşamada ifade edilmesi, güvenlik açısından da sakıncalıdır. Tartışılan cezaevinden birkaç mahkûmun, tutsağın nakledilmesi durumu var. Bugün yarın belki, gerçekleşir. Belki gerçekleştikten sonra duyurulması daha sağlıklı olur düşüncesindeyiz. Ama nihayetinde bir mutabakatla belirlenmiş isimlerdir. Hem giden kişilerin kendi güvenliği hem de İmralı'da Sayın Öcalan'ın güvenliği hem de sürecin güvenliği bütün bunlar bütünlüklü olarak düşünülerek önerilmiş isimleridir. Dediğim gibi kamuoyunda bazı isimler tartışılıyor. Bunlar bütünüyle doğrudur diyemem, ama birkaç gün içerisinde netleşince bilgilendireceğiz. Sürecin pozitif ilerlemesi için tabi adımların atılması gerekiyor. Çok gecikmiş adımlar. Bugüne kadar iki yıldır savsaklanılan adımlar bunlar. Bu hafta içinde bunlar atılır mı bilemiyoruz. Atılırsa iyi olur. Sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından iyi olur. Fakat şunu da merak ediyorum doğrusu, Kürt sorunu yoksa hükümet hangi adımları niye atıyor. Süreci niye yürütüyor. Onları da başbakanın da, cumhurbaşkanına sorması lazım. Kendi aralarında nasıl bir rol dağılımı yaptılarsa artık birisi Kürt yok diyor, birisi de Kürt sorununu çözmek için adım atacağız diyor. Bunların hepsi seçim öncesi atraksiyonlardır." dedi. CİHAN
<< Önceki Haber Demirtaş: Cumhurbaşkanı yakında Öcalan'ın idamı tartışmasını... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER